Adi ortaklık sözkonusu olduğundan adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi halinde, tasfiyenin TBK.nun 642. ve devamı maddelere uygun şekilde gerçekleştirilmesinin temini için adi ortaklık malvarlığının muhafazası yönünden gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Ancak davalının kat karşılığı sözleşmesinde yüklenici durumunda olduğu, sözleşme gereğince yüklenicinin edimini yerine getirmediğinde tapulara hak kazanamayacağı değerlendirildiğinde, tapu kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde adi ortaklığın zarar göreceği de muhtemeldir....
Şti. tarafından taşeron olarak yapılması işinin, müvekkil ile davalının adi ortaklık hükümleri çerçevesinde üstlenmesine ilişkin olduğunu, taraflar arasında imzalanan 05.09.2019 tarihli Ortaklık Sözleşmesi ve hükümleri, yürütülecek bu işe dair hususları ve yol haritasının belirlendiğini ve karşılıklı olarak imza altına alındığını, sözleşmeye göre, sözleşmenin 3/A maddesi gereği taraflar %50 - %50 eşit paya sahip olduğunu, adi ortaklığın idaresinde ittifakla karar alınacak olup, aksi durumda tek taraflı alınan kararlar nedeni ile doğacak olan zarar ve sorumluluk işlem yapan ortağa ait olduğunu, adi ortaklığın tüm resmi iş ve işleyişi davalı ... İnş. San. Ve Tic. Ltd....
Mahkemece, bozmaya uyularak ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve bozmanın şumulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının iddiası adi ortaklığın feshine ilişkin ihbar ve tüm dosya kapsamından mahkemece adi ortaklığın feshine karar verilmekle adi ortaklığın son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Noterliği'nin 01/07/2015 tarih 6328 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya bildirim yapıldığını, müvekkilinin bu tarihten itibaren yeni bir iş yeri açıp vergi levhası üzerinden faaliyeti yürüttüğünü, davalının sözleşmenin 7. maddesine aykırı olarak yeni bir ortak almadan faaliyetini devam ettirdiğini, tasfiyesini talep etmek zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine, tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL'nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 83 ada 35 parsel sayılı taşınmazdaki dairesini, dava dışı eniştesi ... ile adi ortaklık ilişkisi olan davalıya, ortaklığın maddi sıkıntılarının giderilmesi için bankadan kredi temin edilmesi amacıyla satış suretiyle temlik ettiğini, ancak gerçek bir satış işlemi olmadığını...ile davalı arasındaki ortaklığın tasfiyesine gidildiğinde düzenlenen 23.01.2007 tarihli “ protokol ve İbralaşma” başlıklı belgenin 7. maddesinde dairesinin kendisine ait olduğu belirtilip bedelsiz devrinin kararlaştırıldığına rağmen davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Davalı ...; adi ortaklığın ortaklardan birinin alacaklısının ortaklığın feshini isteyebileceğine ilişkin düzenlemenin bulunmadığını, adi ortaklığın devam ettiğini, tasfiye sürecinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ...; davacının hukuki yararının bulunmadığını, adi ortaklığın işin bitmesiyle kendiliğinden son bulacağını, yapım işinin halen devam ettiğini, adi ortaklık tasfiye sürecinde olmadığından kanunda tahdidi olarak sayılan sona erme sebeplerini gerçekleştirmediğini, icra hukuk mahkemelerinde görülen davaların bekletici mesele yapılmasını gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. III....
Taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu ve tedbir talep edilen taşınmazların adi ortaklık malı olduğu iddia edildiğine göre ve açıklandığı üzere devam eden adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının yargılama ve tasfiyesi sürecinde, adi ortaklığın malvarlığının korunması yönünden tedbir alınmasının adi ortaklığın menfaatine olacağı kanaatiyle, verilen red kararının usul ve hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın husumet yönünden reddi gerektiğini parayı davacı ve eşinin gönderdiğini, adi ortaklık usulüne uygun olarak feshedilmeden bu davanın açılmasının mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleştirilen davada davacı T1 vekili dava dilekçesinde özetle; 1215 sayılı parselin alımı için bir adi ortaklık kurulduğunu, ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığını bu sebeple adi ortaklığın feshi gerektiğini belirterek adi ortaklığın mallarının tasfiyesini istemiştir. Birleştirilen dava davalıları T7 yazılı beyanında özetle, davacının ortaklığın tasfiyesi için kendilerine başvurmadığını, davacının taşınmazın hisseli alınamayacağını bildiğini, davacının ancak ödediği parayı isteyebileceğini tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Sözleşmede, T4 vizyon ve misyonuna uygun işletilmesi ve özel Başakşehir Anaokulunun iç dizaynı ve binanın kiralanması, tadilat ve tamiratına ilişkin işlemlerin yerine getirilmesinin davalı şirketçe yerine getirileceğine ilişkin anlaşma da adi ortaklı çerçevesindeki sorumlulukların paylaşımına ilişkin olup,bu düzenlemenin sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olmasına herhangi bir etkisi sözkonusu değildir. Böylece, taraflar araısndaki sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olduğu, bu hususun her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacının sermaye ve kar payını talep ettiği,böylece bu talebin aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebini içerdiği,mahkemece hatalı niteleme ile sözleşmenin franchising sözleşmesi olduğu kabul edilerek,yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırıdır. Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu,bir süre devam ettiği ve sona erdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK'nun 620. maddesi ve devamı maddelerinde adi ortaklığa ilişkin hükümler düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanunu hükümleri değil, TBK nun 620. maddesi ve devamı maddelerindeki hükümler uygulanacaktır. 6102 sayılı TTK nun 4 maddesinde, Ticaret Mahkemelerinin görevi düzenlenmiştir. Bu maddede tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK dışındaki kanunlarda yapılan düzenleme ve göreve ilişkin maddeler sayılmış olup, TBK'nun 620 maddesi bu maddeler arasında sayılmamıştır. TTK'nun 5. maddesi uyarınca da dava ticari bir dava değildir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir."...