WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....

İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Taraflar arasında %20 davacının, %80 davalının ortak olup kar ve zarara bu oranda katılmak üzere, 11/03/2013 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu, ortaklığın 25/06/2015 tarihinde sonlandırıldığının davalıya bildirildiğini, 644. maddesi gereğince tasfiye ile uyuşmazlığın çözüme bağlanacağını, taraflarca herhangi bir tasfiye memuru atanmadığını, resen bir tasfiye memuru atandığını, tasfiye memuru ile hazırlanan 22/05/2017 ve 23/01/2018 tarihli ek raporlara göre ortaklığın 10.786,53 TL karla sonuçlandığını, davacının payına 3.957,31 TL kar payı düştüğünü, rapor ve davalının 22/05/2017 tarihli dilekçesinde belirtilen dava ve icra takiplerinin ortaklık adına olmadığından bilançoya etkisinin olmadığı sonucuna varıldığını, kar payının davacıda kaldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle adi ortaklığın feshine, tasfiyesine, 3.957,31 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine...

Davacının talebi adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir....

Mahkememizce adi şirketin alacakları ve borçları ile ilgili bilirkişi raporu alınış, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği ve ayrıca asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespit edilerek adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği kanaatiyle TBK'nun 644/2 maddesi uyarınca tasfiye yapılması gerektiğinden tasfiye kurulu oluşturulmuş, tasfiye işlemleri tamamlanmak üzere 3'er aylık dönemlerde rapor alınmış, yapılacak tasfiye ve yargılama giderlerinin de tasfiye bilançosunda nazara alınmasına karar verilerek tasfiye memurları tarafından ortaklara yapılacak paylaşım yönünden son bilançonun düzenlenmesine karar verilmiş ve tasfiye kuruluna ücret takdir edilmiştir....

    Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; tarafların arasında adi ortaklığın 2011 yılında başladığı hususunda çekişme olmadığı da gözetilererek 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer....

    İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (...'nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar (Prof. Dr. Baki Kuru. İcra ve İflas Hukuku EI Kitabı 2004 bas. Sahife 137, HGK. nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12¬574 E 2003/564 K. sayılı içtihadı). Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, ... tarafından oluşturulan adi ortaklığa izafeten ... ile ... aleyhine başlatılan icra takibinde, adi ortaklığın, ... Belediye Başkanlığı'ndan olan hak ve alacağı üzerine haciz konulduğu görülmektedir....

      Kabule göre ise, yerel mahkeme tarafından hüküm fıkrasının 5 nolu bendinde "...Yukarıdaki karar adi ortaklığın tasfiyesi anlamında olmayıp adi ortaklığın varlığı ve feshinin tespiti ayrı tasfiyesi ise ayrı usule tabi olup tasfiye için adi ortaklığa dair tüm mal varlıklarının ortaya konması gerekir bu sebeple tasfiyeye ilişkin talebin mahkememizin ayrı esasına kaydedilerek yukarıda adi ortaklığın varlığının tespitine ve tapu iptaline dair kararın kesinleşmesinin beklenmesine..." şeklinde tefrik kararı verilmiş ise de; mahkemece adi ortaklığın 6098 sayılı yasanın 639.maddesi gereğince davalıların murisinin ölümü itibariyle sona erdiğinin tesbitine (fesh olunduğunun tesbitine) karar verildiğine göre, ortaklığın tüm mal varlığının tasfiye edilmesi gerekir. Ortaklığın feshine karar verildiğine göre, mahkemenin tasfiyeyi gerçekleştirmesi ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı kesin olarak ortadan kaldırması gerekir....

        KARAR Davacı, davalı ile yapılan 17.8.1988 tarihli sözleşme ile meydan gazetesinin ve matbaasının mülkiyet ve imtiyaz haklarının ½ hissesini devir aldığını, davalının 2001 yılı sonlarına doğru huzursuzluk çıkardığını bu nedenle ortaklığın devamının imkansız hale geldiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesi ile belirlenecek ortaklık payından 1/2‘nin ticari mevduat faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu sözleşmenin marka satışı niteliğinde olduğunu, davacı ile adi ortaklığın hiçbir zaman kurulmadığını savunarak, davanın reddini savunmuştur....

          Taraflar arasında davalıya ait ....’ın işletilmesi konusunda 23.05.2003 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurulmuştur,sözleşme hükümlerine göre kar ve zararın % 20’si davacıya ait olacak işletme ve tüm demirbaşların da davalıya ait olduğu keza adi ortaklığın yönetici ortağının da davalı olduğu hususu dosyadaki sözleşme ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır, yine işletmenin bir müddet sonra kapatıldığı ve adi ortaklığın son bulduğu da taraflar arasında tartışmasızdır.Davacı bu davası ile koyduğu sermaye payının iadesini istemektedir.Bu talep aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar,adi ortaklık fiilen son bulduğuna göre mahkemece ortaklığın kurulduğu tarihten fiilen son bulduğu tarih belirlenip bu süreye ilişkin yönetici ortak olan davalıdan adi ortaklıkla ilgili hesap istenilmesi hesap üzerinde tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenip, ihtilaflı konularla ilgili taraflardan delilleri sorulup, toplanarak, bilirkişi aracılığı ile emsal işletmelerin...

            defter ve ibrazdan kaçındığı kanaatine varıldığı,tasfiye kurulu tarafından, ortaklığın aktif ve pasifleri, eksik işlemleri, yapılmış ve yapılacak harcamaları, tarafların koydukları avanslar, mevcut mal varlığı, borçları tek tek hesaplanmak suretiyle ayrıntılı tasfiye raporları düzenlenerek mahkemeye ibraz edildiği, tasfiye memurları tarafından, ortaklığın mal varlığı, hak ve borçları tek tek değerlendirilmek ve hesaplanmak suretiyle son duruşma tarihi itibariyle ortaklığın bilançosu çıkarıldığı, mahkeme kayıtlarına göre tarafların yapmış olduğu masraf tutarları adi ortaklığın tasfiye hesabında nazara alınarak, yapılan hesaplamalara göre davacının isteyebileceği tasfiye payının 238.097,12 USD olduğunun hesaplandığı,.tasfiye memurlarını raporlarına göre ortaklığın paraya çevrilebilecek mal varlığı olmadığı, aktif mal varlığının 550.000 USD olduğu, bu mal varlığından öncelikle ortaklığın borçlarının ödenmesi gerektiği, borcun davalı ortak tarafından ödendiği, ödenen tutarların tasfiye memurları...

              UYAP Entegrasyonu