BK’nın 538. ve devamı ( TBK m. 642 ve devamı) maddelerinde düzenlenen tasfiye; bütün hesapların görülüp, ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. 20. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde; TBK’nın yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşecek tasfiyenin, TBK hükümlerine tabi olacağı düzenlenmiştir. 21. Bu durumda, tasfiye işlemleri gerçekleştirilirken; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 620. ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, tasfiye işlemi TBK’nın 642. madde ve devamı hükümlerine göre gerçekleştirilmelidir. 22. BK ve TBK’nın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin düzenlemeleri arasında tasfiye memuru ile ilgili hükümler dışında önemli bir farklılık bulunmamaktadır....
Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler....
Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....
Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Mahkemece, Dairemizin 12.12.2005 tarihli bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın sabş sureti ile tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, ortaklığa konu aracın satış memuru tarafından değerinin tespiti ile satış işleminin yapılmasına, ortaklık borçlarının ödenmesinden sonra ba-kiyesinin hisseleri oranında taraflara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozmadan sonraki yargılamada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de, bu haliyle adi ortalığın usulüne uygun tasfiye edildiğinden söz etmek mümkün değildir. Daha açık bir anlatım ile adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Bozma ilamı-mızda da belirtildiği üzere, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Nitekim, mahkemece uyulan bozma kararında; adi ortaklığın fiilen sona erdiği, bu nedenle tasfiyesinin gerektiği belirtilip, öncelikle tasfiye işlemini gerçekleştirecek tasfiye memuru tayin edilip, adi ortaklığın tasfiyesine yönelik işlemlerin açıklanan sıra ve yöntem izlenerek yapılması ve tasfiye sonuç bilançosuna göre mahkemece, tarafların hak ve yükümlülükleri saptanıp tasfiye işlemi sonlandırılarak, bu doğrultuda hüküm tesis edilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine, alınan tasfiye raporuna göre davacının tasfiye payı alacağı 164.807,832 TL olarak belirlenmiş olup, davacı ortağın tasfiye payı alacağına yönelik talebini işbu miktar üzerinden usulüne uygun ıslah etmiş olmasına rağmen; önceki kararı davalıların temyiz etmiş olduğundan bahisle davalılar aleyhine hüküm verilemeyeceği gerekçesiyle, yanılgılı değerlendirme ile 43.250 TL üzerinden hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir....
gerekirken aksi düşünce ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, T.B.K. 643....
Dava konusu olayda, ortaklık konusunu oluşturan iş tamamlanmış ise de, taraflar arasındaki adi ortaklık fesih ve tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresi henüz başlamamıştır ve bu nedenle olayda zamanaşımı süresinin dolduğundan da söz edilemez. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortaklarının birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....
etmişlerdir.Davalı; ortaklığın iş yapmadığından kapatmak zorunda kalındığını, davacı ortağın borçları ödemeyip kendisini sıkıntıya soktuğunu, davacının dükkan kapatmasını yapmadığı için ödemeler yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, asıl davada, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Bergama'da serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak çalışan ...'...
Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun, taraflar arasındaki sözleşmenin başlığı "müşavirlik sözleşmesi" olsada içeriği itibariyle adi ortaklık sözleşmesi olduğu, adi ortaklık nedeniyle TBK'nın 642. maddesindeki tasfiye hükümleri uygulanarak ilişkinin tasfiye edilmesi ile tasfiye sonucunda her iki tarafın, sözleşmeye göre yapması gereken edimlerin nelerden ibaret olduğu ve tasfiye payının ne olduğu tespit edilmeden tarafların birbirlerinden alacak isteminde bulunamayacakları, somut olayda adi ortaklık tasfiye edilmediğine göre ortaya çıkmış ve talebi mümkün olan bir alacaktan bahsedilemeyeceği, bu doğrultuda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir....