Tarafların ortak beyanlarından ortaklığa konu işin amacına ulaşmadan ortaklığın son bulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle ortaklığın son bulduğu tarih saptanmalı, bu tarih itibariyle ortaklığın tasfiyesi bizzat sağlanmalıdır....
Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasında imzalanan 23.7.2005 tarihli belge ile adi ortaklık kurulmuş ise de, adi ortaklığın ne zaman sona ereceğine dair bir kararlaştırma bulunmadığından, taraflarca da ortaklığın sona erdirildiği iddia ve ispat edilemediğinden ve bu hususta mahkeme kararı da olmadığından adi ortaklığın halen devam ettiğinin kabulü gerektiği gibi, birleşen davadaki talebe göre davacının fesih ve tasfiye isteğinin de kabulü zorunludur. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna göre tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK’nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
harcamanın aktif varlıklardaki rayiç değeri 23.984,00- TL olduğu, davalılar adi ortaklık için 14.091,00- TL harcama yaptıkları bu harcamanın rayiç değeri 13.162,00- TL olduğu, taraflara ait adi ortaklığın tasfiyesi sonucunda davacının davalılardan 10.822,00- TL alacaklı olduğu, davalı vekili 5.802,29- TL'lik harcamanın davalılar tarafından yapıldığı ve raporda sonuç kısmına yansıtılmadığı itirazı yapılmış ise de bu harcama kalemi davacının harcamaları arasındadır ve toplamda yer aldığı Ayrıca davacının davalılara kefil olarak verdiği her biri 25.000,00- TL tutarındaki iki senet adi ortaklığın gelişmesi ve zararını azaltıcı gaye taşımadan davacıyı bilerek zarara sokmak amacıyla davacıdan alındığı, bu senetler davacıyı borç altına sokabilecek temel bir ilişkiye dayanmadığından hükümsüz olduğu gerekçesiyle sonuç olarak davacı vekilinin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepleri açısından, 1- Davanın KABULÜ İLE , taraflar arasındaki Adi Ortaklığın TASFİYESİNE Davacının adi ortaklık...
bir ortaklık kurulduğunu, söz konusu adi ortaklığın asıl ve müşterek amacının o dönem hali hazırda olan ve halen devam eden -------işletilmesi ve kazanç elde edilmesi olduğunu,----- kasanın iki anahtarı olduğunu, anahtarlardan birinin müvekkilinde diğerinin de davalı şirket yetkilisinde olduğunu, söz konusu adi ortaklık sözleşmesinin yazılı olarak değil sözlü olarak kurulduğunu ve bu kapsamda adi ortaklığın mevcut olduğuna ilişkin delilleri bulunduğunu, davalı tarafın --- yıl boyunca müvekkili ile adi ortaklık ilişkisi içerisindeyken -----yılının başında taraflar arasında alacak-borç ilişkilerinde anlaşmazlıklar başlaması üzerine davalı şirket yetkilisinin müvekkiline ---- kendisine ait olduğunu, kazanın ve dükkanın anahtarlarını vermesini istediğini, müvekkili hakkında kasanın anahtarlarını çalındığı iddiasıyla açıktan hırsızlık ve tehdit suçlarından şikayette bulunduğunu, savcılık tarafından müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiğini, davalı şirket yetkilisinin bu zamana kadar...
Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş isede buna dair delil sunulmadığı,adi ortaklık gider ve masraflarının belirlenemediği,bu aşamada adi ortaklık sözleşmesi gereği davacının davalı 100.000 Euro ile 180.000 TL nakit verdiği ve u tutarların aynen iadesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....
,protokolde yer alması nedeniyle mahkemece kabul edildiğini,bu ödemeye ilişkin davacı tarafça makbuzun da sunulmadığını,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Davada, taraflar arasında 07/05/2014 tarihli Noter huzurunda taraflara arasında 'Adi Ortaklık Sözleşmesi' imzalanmış olup bu sözleşmeye dayalı karın %50 ve ödenen paraların tahsili talebi, bu mümkün olmazsa ödenen paraların tahsili talep edilmiştir.Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş...
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere, hüküm yerinde gösterilen gerekçelere ve "davalının yönetici ortak olarak defterleri tutmasına ve işletme defterinde ortaklığının zararının olduğuna dair bir kaydın bulunmamasına bu kapsamda adi ortaklığı oluşturan ortakların sermaye paylarını geri istemelerinin mümkün ve mahkemece verilen kabul kararınında adi ortaklığın tasfiyesi sonucunu doğurduğunun anlaşılmasına" göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 661,95 TL harcın davalıdan alınmasına, 24.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
belirlenen cezai şarttan şimdilik 8.000 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; ortaklığa ait araçlardan elde edilen gelirin, araçların ve ortaklığın diğer giderlerini karşılamaya yetmediğini, bu nedenle davacı ile müvekkilinin araçların satılmasını kararlaştırdıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesi suretiyle giderilebileceği, ancak adi ortaklığın tasfiye edilmesini istemeyen davacı tarafın talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 7....
Ltd.Şti. adı altında inşaat projesi ve inşaat işi yapmakta olduğunu, davalı ile 1997 yılından bu yana ortak olarak çalıştıklarını, davacının 2005 yılının Aralık ayı ile 2006 yılının Eylül ayı arasındaki dönemde bir suçtan dolayı cezaevinde bulunduğunu, davacının cezaevinde bulunduğu süre içerisinde, davalının şirket adına alacakları tahsil ettiğini, borçları ödediğini, ancak müvekkiline hesapları teslim etmediğini, şirkete ait paraların davalıda kaldığını, bu nedenlerden dolayı ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile ortaklık kazancının ve tasfiye payının tespit edilmesini ve tespit edilen miktarın en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte şimdilik 25.000,00 TL'sinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2015 NUMARASI : 2013/394-2015/95 Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak ve ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....