DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, sermaye payı ile kar payının tespiti ile ödenmesi, diğer ortakça haksız tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi taleplerine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen 10/10/2018 tarihli ortaklık sözleşmesi ile davalı şirketin %75, davalının %25 ortaklığı ile restoran işletilmesi hususunda adi ortaklık kurulmuştur....
-2- Mahkemece, yapılan yazışmalardan anlaşıldığı üzere, adi ortaklığın kurulduğu işin iptal edildiği,iptal edildiği seviyeye kadar ve iptal sonucu teminatın nakde çevrilmesi nedeniyle söz konusu iş nedeniyle davalıların bu işten alabilecekleri herhangi bir bedelin olmadığının anlaşıldığı, bu durumda ise,davacının alacağının borçlusu olan ve adi ortaklığın ortağı ..... adi ortaklıktaki tasfiye payından tahsilinin mümkün bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;davacının,davalılardan ......ile aralarındaki adi ortaklık ilişkisi nedeniyle bu davalıdan doğan alacağının,davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan,bu adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi suretiyle tahsili istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir....
Dava, adi ortaklığın feshi ve alacak davasıdır. Davacı arılarını sermaye olarak davalıya verdiğini, davalının bunların bakımını yapıp elde ettiği geliri paylaşacaklarını kabul ettiğini, ancak arıların gelirinden kendisine payını vermediğini ileri sürmüştür. Mahkemece de taraflar arasında adi ortaklık olduğu kabul edilmiş, kararın bu gerekçesi davalı tarafından temyiz edilmemekle adi ortaklığın varlığı hususu kesinleşmiştir. Adi ortaklık dava tarihine kadar fesih ve tasfiye edilmediğine göre, BK 128. maddesi gereğince davacı alacağı muaccel olmamış ve zamanaşımı süresi başlamadığından davacının tasfiyeden doğan alacağının zamanaşımına uğradığı kabul edilemez. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
O halde adi ortaklığın kurulduğu sabit olduğuna ve davacı da, ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğine göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; protokolün ortak olarak davalılar Asiye, Himmet ve dahili davalı ... ile davacı arasında imzalandığının belirlendiği, adi ortaklıkta yer alan Veli davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlandığı, davacının talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı, resen atanan tasfiye memuru mali müşavir bilirkişinin 05.10.2022 tarihli raporunda taraflarca sunulan kayıt ve belgelere göre adi ortaklığın sona erme tarihi itibariyle ile tespit edilen dershane mal varlığı değerinin 150.000,00 TL olduğu, davacının sözleşme protokolü ile tespit edilen 43.200,00 TL ortaklığa verdiği avans bedelinden, ortaklık için yapılan giderlerin tenkisinden sonra 22.500,00 TL alacaklı olduğunun belirtildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında 13.08.2003 tarihi itibariyle kurulan Özel Ekolüm Dershanesi Adi Ortaklığının feshi ve adi ortaklığın tasfiyesine, sözleşmenin tasfiyesi nedeniyle...
Bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak TBK’nın 639/7. maddesi uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını verir ve ortaklık hakim kararı ile ortadan kalkar. Ortaklığın feshi, diğer tarafça istenmemiş ise ortaklık sözleşmesi yürürlükte kalır. Buna bağlı olarak, bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede sermaye payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olur. Hal böyle olunca; mahkemece, davalı tarafça ortaklığın haklı nedenle feshi için dava açılmadığı, dolayısıyla ortaklığın fiilen sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin yürürlükte kaldığı gözetilerek, öncelikle dava dışı ortak ...'...
Mahkemece, adi ortaklığın feshi ile, adi ortaklığın tasfiyesinin taraflarca davadan önce gerçekleştirildiği, adi ortaklığın taraflara dağıtılacak öz varlığının bulunmadığından bu isteğin reddine, asıl dava ile feshe karar verildiğinden birleşen dava için ayrıca karar 2008/3932-10549 verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki 7.7.2003 tarihli sözleşmeye göre, adi ortaklığın kar ve zararının % 29’nun davacıya ait olduğu, ortakların herhangi birinin münferit imzaları ile temsil edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından 31.12.2004 tarihinde yaptırılan tesbitte adi ortaklığın faaliyet merkezi olduğu iddia edilen yerin tamamıyla boşaltıldığı belirlenmiştir....
Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538 maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif hüküm mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı için davacının da kabulünde olduğu üzere tarafların her birisinin ortaklıkta %50 oranında hissesinin olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla tasfiyenin BK.nun 539 maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir. Uyuşmazlık sadece 100 parsel numaralı taşınmazdan kaynaklandığı içinde tasfiyenin nasıl yapılacağı taraflardan sorulmalı, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir....
Karar) Somut dosyamızda Adana 4.Noterliği'nin ... yevmiye nolu 19.01.2016 onay tarihli adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacı ve davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu, bu hususun her iki tarafın kabulünde olduğu, davacı ortak tarafından adi ortaklığın diğer tarafı olan davalıya karşı adi ortaklıktan kaynaklı alacak bakımından icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, taraf teşkilinin bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince taraf teşkili sağlanmadığından bahisle davanın reddi kararı verilmesi doğru olmamıştır. Adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
nin konu ile ilgili içtihatları da dikkate alınarak ayrıntılı ve denetime elverişli birlirkişi raporları doğrultusunda adi ortaklığın tasfiye payının belirlendiği ancak tasfiye payı belirlenirken adi ortaklığın ünvanı olan "......." ünvanının iktisadi değerinin belirlenmediği ve tasfiye payına eklenmediği anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın tasfiyesi esnasında maddi değeri olan unsurların yanında, bazı gayri maddi unsurların da dikkate alınması zorunludur. Firma adının ( işletme adı ) ticari değeri var ise, bunun da ortaklığın tasfiyesinde dikkate alınması gerekmektedir. (... .... HD, ........1981,E.1981/1032, K.1981/2623) Somut olayda; taraflar arasında imzalanan ....09.1998 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi bulunduğu, davacı ...'in adi ortaklıktaki hissesinin % 49, davalı ...'in adi ortaklıktaki hissesinin % 51 olduğu, adi ortaklığa konu cam ve dekorasyon işinin ".........." ünvanı altında yapıldığı anlaşılmaktadır....