Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

arz ve izahına nedelerine göre dava konusu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tasfiye payının müvekkiline ödenmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Birleşen dosyada ise davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 14/08/2017tarihinde adi ortaklık sözleşmesi aktedildiği ve ortaklığın feshi ve tasfiyesi 30/07/2018 tarihinde Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/240 E sayılı dosyası üzerinden dava edildiğini ve derdest olduğunu, davalının ortak bu fesih davasından önce Çorum 2....

Somut olayda, davacı tarafça adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin bu davada talep edilmediği gibi dava dilekçesinde açıldığı iddia olunan davanın ise mahkeme ve numara kısımlarını boş bırakıldığı anlaşılmıştır. Kaldı ki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemli açılan davada dava konusu taşınmazların adi ortaklığa ait olduğu iddiasıyla adi ortaklığın mal varlığının korunması yönünde tedbir talep edilmesi de mümkündür. Bu nedenle, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talep edilmeden pay oranında tescil istenemeyeceği, adi ortaklığın varlığına ilişkin sunulan delillerin ise yaklaşık ispata yeterli olmadığı anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin kabulüyle, ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Somut olayda taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla ... 9.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/509 esas sayılı dosyasında görülmekte olan bir davanın bulunduğu, eldeki bu davanın da adi ortaklığa dahil olduğu iddia edilen taşınmazın davalı 3.kişiye satış işleminin iptali için açıldığı anlaşılmaktadır. Her iki dava farklı davalar olup davacı, şahsi hakkına dayanarak görülmekte olan adi ortaklığın tasfiyesine yönelik alacak davası ile hak edebileceği ortaklık payı alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun ortaklığın tasfiyesine ilişkin davada mahkemece verilecek yetkiye gerek kalmadan da dava açılabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda işin esasına girilerek, tarafların delillerinin toplanması, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 Esas sayılı dosyası adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı 300.000,00- TL alacak ve adi ortaklığın feshi, tasfiyesi talepli dava açtığını, Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin alacağının 489.219,60- TL olduğunun tespit edildiğini, dava değerinın ıslah edilerek 489.219,60 TL'ye yükseltildiğini, daha sonra mahkeme tarafından adi ortaklığın feshi ile tasfiyesi yoluna gidildiğini ve bu yönde rapor hazırlanması için dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine nihai rapor aldırıldığını, rapora göre müvekkilinin alacağının 955.106,65- TL olduğunun tespit edildiğini, daha önceden dava değeri ıslah edildiğinden davanın ikinci kez ıslah edilemediğini belirterek davanın Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile birleştirilmesini talep etmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2021 NUMARASI : 2020/581 ESAS, 2021/162 KARAR DAVA KONUSU : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi KARAR : Mersin 1....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 170.000-180.000.EURO’dan bahsederken delil olamayacak ve kendi kurgusuna dayalı mesaj gönderileri ve delil kabul edilemeyecek belgeleri gösterdiğini, ancak ne Almanya Federal Cumhuriyeti’nden gönderilen dekont ne de müvekkilinin imzasını taşıyan alındı belgesinin sunulmadığını, bu hususun davacı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, davacının sözleşmeden doğan alacak hakkını senetle ispatı gerektiğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacının tacir olmadığı, adi ortaklığın TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, TTK'da düzenlenmediğinden ve davacı taraf tacir olmadığından, adi ortaklıkta malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, celbedilen ticaret sicil kayıtlarına göre ... Unlu Mamuller Gıda Taş....

      Hal böyle olunca mahkemece taraflar arasındaki adi ortaklığın “ sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarih itibariyle “ tasfiyesi zorunludur....

        Davacı tarafından taşınmazın tahliyesi ve taşınmazların kullanım bedeli olarak 30.000 TL talep edilmiş olup, bu durumda; davacının, diğer ortaklarından biri olan davalının tahliyesi ve alacak talebi ile açtığı bu dava, adi ortaklığın tasfiyesinin mahkeme kararıyla tamamlanmasına yönelik kabul edilmeli ve inceleme bu yönde yapılmalıdır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

          Bu haliyle davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 29/08/2019 tarihli adi ortaklık sözleşmesi kapsamında tarafların alacak ve borç durumunun tespiti açısından adi ortaklığın tasfiyesinin gerektiği, benzer olayda Yargıtay 3....

            UYAP Entegrasyonu