Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 25.07.2013 tarihli sözleşmesi ile güzellik salonu işletilmesi amacını taşıyan bir adi ortaklık kurduklarını, adi ortaklığın davalı taraftan kaynaklanan olumsuz tutum ve davranışlar sebebiyle sürdürülemez hale geldiğini, bu durumun tespit edilmesi ile adi ortaklığın feshine karar verilmesi amacıyla mahkemeye müracaat gerekliliğinin hasıl olduğunu, sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere adi ortaklığın 5.000,00- TL öz sermaye ile kurulduğunu, her bir ortağın %50 oranında paya sahip olduğunu, taşınmaz kiralandığını, davalı ortağın, müşteriler ile sürekli olarak kavga etmesi, çalışanlara hakaret edip şiddet uygulaması sebebiyle işyerinde huzur ortamının tamamıyla yok olduğunu, ortaklığın sürekli olarak müşteri kaybettiğini ve personel bulamaz hale geldiğini, müvekkili açısından ortaklığın sürdürülmesinin olanaksız hale geldiğini, haklı sebeplerin bulunması halinde adi ortaklığın feshi mümkün olduğundan, adi ortaklığın haklı sebeple feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep...

Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklığın varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının adi ortaklığın tasfiyesi ile ortaklığın tasfiyesi neticesinde hissesine düşen miktarı davalıdan talep ettiği belirlenmiş, davalının teklifi üzerine davacı ortaklığı sonlandırmadıkları hususunda yemin eda etmiş, adi ortaklığa ait ticari defterlerin bulunmadığı, bu kapsamda bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere tasfiye hesabının yapılabilmesini teminen, iş makinesinin piyasa değerinin, aylık kira tutarının belirlenmesi için ilgili odalara müzekkereler yazılmış, finansal kiralama şirketine müzekkere yazılarak bakiye borç miktarı tespit edilmiş ancak, toplanan deliller sonrası bilirkişiden tasfiye hesabına yönelik rapor alınmadan, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1) Taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi, Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiası 01.07.2006 tarihinde adi ortaklık kurulduktan sonra bu ortaklıktan bağımsız iki ayrı sözleşme yapılması bu sözleşmeler ile ; .. Ltd. Şti'nin personelin kullandığı nakliye araçları dışındaki diğer tüm ekipmanların mülkiyetine %25 hisse ile davacı tarafça ortak olunması ve adi ortaklıktan bağımsız .... Ltd şirketinin kurulması olmakla, 01.07.2006 tarihli adi ortaklığın geçersizliğinin tespiti ile yatırılan sermayenin iadesi, bu olmadığı takdirde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin olduğu, davalının ise adi ortaklık hissesinin kurulan ... Ltd Şti'ye aktarıldığına ilişkin savunmada bulunduğu, taraflarca kurulan dava konusu adi ortaklığın '' ... Köyünde bulunan ... Ltd Şti.'...

      'a gönderilmiş, 25/02/2019 havale tarihli raporunda ; davacının ve davalının adi ortaklığından dolayı 5.670,15 TL'nin davacıya, 5.670,15 TL'nin de davalıya ait olmak üzere adi ortaklığın tasfiyesine ve adi ortaklığın bu şekilde kapatılması gerektiği beyan edilmiş,bu rapor hükme dayanak yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında; temizlik malzemesi satışı ve halı yıkama hususunda bir adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; taraflar arasında, yargılama sırasında varlığı ispat edilen ortaklığın, fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olup, bu durumda tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

        ye bağlı olarak işletme hususunda mutabık kaldıklarından adi ortaklığın tasfiye sürecinde işbu şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak işletmenin adi ortaklığın kurulduğu günden mahkeme tarafından feshine karar verildiği güne kadarki ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamak suretiyle ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini beyanlarla müvekkili ..., ... ve ... arasındaki adi ortaklığın feshine, adi ortaklığın malvarlığının tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 88,65 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 409,60 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 18.03.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....

            Noterliğinin ... yevmiye numarası ile onaylanan 08/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinin düzenlendiği ve bu şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu dosya kapsamı ile sabittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi edilmesine gerek yoktur. Bu talep, ancak taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen sona ermesi durumunda adi ortaklığın tasfiyesini de gerektirecektir. Davalı vekili 07/02/2018 tarihli celsede taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sona ermediğini, halen devam ettiğini belirtmiştir. Davaya konu adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, ancak ortaklığın halen devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davacı vekilinin adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmediği şeklindeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir....

              KARŞI OY YAZISI Taraflar arasında düzenlenen 24/04/2012 tarihli sözleşme ile bir adi ortaklık kurulduğu, buna göre davacının adi ortaklığa nakit para, davalının da otobüsün mülkiyetini sermaye olarak koyduğu ve adi ortaklığın herhangi bir resmi şekil şartına bağlı olmadığı (TBK md. 620) anlaşıldığına göre, tarafların ortaya koydukları sermaye ve yaptıkları ödemeler de dikkate alınarak adi ortaklığın tasfiyesi yoluna gidilmesi gerekirken, bir ortağın sermaye borcu olarak koyduğu otobüsün mülkiyetinin devri konusunda KTK'nin 20/1 maddesinde öngörülen şekil şartına uymaması nedeniyle adi ortaklığın geçersiz sayılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.17/10/2019...

                konusunda anlaşamadıklarından Mahkeme tarafından Adi Ortaklığın faaliyet konusunda da uzman olan tasfiye görevlisi / görevlileri atanmasına, müvekkili ile davalı müflis şirket arasında imzalanan hisse devir ve ibra protokolleri uyarınca davalı müflis şirketin Adi Ortaklığa ilişkin hiçbir hak, alacak, kar payı, tasfiye payı ve sair isteminin bulunmadığı da dikkate alınarak Adi Ortaklığın yasal düzenlemelere uygun olarak tasfiyesine, huzurdaki davanın ......

                  Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu