Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....

    Her iki davacı tarafından davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan olan alacakları nedeniyle davalı adi ortaklar aleyhine icra takibi yapılmış, davalılardan adi ortaklıktaki kâr ve tasfiye payı üzerine haciz konulması için davalıların oluşturduğu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası açması amacıyla davacılara ilgili icra hukuk mahkemeleri tarafından yetki verilmiş, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın mülga 818 s. BK'nin 535/1-3. maddesi gereğince sona erme şartlarının oluştuğu ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Yargıtay . HD.nin 12/03/2019 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadına göre de, "Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir......

      ın tedbir red kararını istinaf ederek; kıymetli evrakların, adi ortaklık faaliyetinden elde edildiğini, adi ortaklığında feshi talep edildiğinden, adi ortaklığın aktif ve pasiflerinin, mallarının ve kıymetli evrakların bu davanın konusu olduğunu, tedbire konu kıymetli evrakların adi ortalığın faaliyeti sonucunda kazanıldığını davalı tarafından ikrar edildiğini, adi ortaklığın tasfiyesi için iş bu davanın açılması nedeniyle ortaklığın devam etmeyeceği, başkaca alacak ya da borç doğumuna yol açacak anlaşmalar yapamayacağını, kıymetli evrakların ele geçirilerek asılsız cirolarla takibe konulması nedeniyle tedbir taleplerinin yerinde olduğunu, Müvekkili şirket aleyhine yapılan ......

        Adi Ortaklık konusunu oluşturan ... yapılıp sonuçlandırıldığına göre ortaklığın son bulduğuda sabittir. Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemler olup, tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Tasfiye, BK 538. maddede belirtildiği gibi bütün hesapların görülüp 2011/17839 2012/14693 Ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.'nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir....

          Davacının iddiası ve tarafların beyanlarına göre de adi ortaklığın fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir....

            Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklığın 13.10.1997 tarihinde başlayıp 1999 yılı Mayıs ayında sona erdiğini, ancak tasfiye işleminin yapılmadığı, ortaklığın aktifinde bulunan 17.000,00 TL'nın yarısını davalının davacıya ödemesi gerektiğini vergi borcunun 2011/15770 2012/15083 yarısından da davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle toplam 26.269,37 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Resmi kayıtları davacı adına olan konfeksiyon atölyesinin ortak olarak işletilmesi için davacı ile davalı arasında 13.10.1997 tarihinde sözlü olarak adi ortaklık oluşturulduğunu ve akabinde davalının Mayıs 1999 tarihinde işyerinden ayrılması nedeniyle adi ortaklığın fiilen sona erdiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı gibi bu husus mahkemeninde kabulündedir. Öte yandan adi ortaklık fiilen son bulmasına rağmen ortaklığın tasfiye edilmediğide sabittir....

              Davacı ortağın ortaklığın yaptığı işin tamamlandığı ve tüm hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini iddia etmek suretiyle adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ile ortaklıktan kaynaklanan kâr payı ve tüm alacaklarını talep ettiği dikkate alındığında, talebinin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi niteliğinde olduğu değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümüne kavuşturulması gerekecektir. Buna göre, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerinin dikkate alınması ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 644. maddesinde; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

                adi ortaklığın feshi ile , yukarıda açıklandığı üzere TBK 644. vd maddelerinde yer alan tasfiye usulüne göre mahkemece tasfiyesinin gerçekleştirilmesi gereklidir....

                Asliye Ticaret Mahkemesince; uyuşmazlığın şirket ortaklığı ilişkisi içinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; davada tacir olmayan taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesine ve tasfiyeye konu malların tapu iptal tescil ve tahsiline yönelik bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu ve TBK 520. Maddesi kapsamında kalan bu uyuşmazlıkta mahkemenin görevli olmayıp, asliye hukuk mahkemesi görevlidir gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vererek, olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle merci tayini için yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, adi ortaklığın hükmen tasviyesi ile daha önce düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygulanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK'nın 4. Maddesinde sayılmış olup, adi ortaklığın tasfiyesi 4. Madde gereğince ticari dava niteliğini taşımamaktadır, kaldı ki adi ortaklığın tasfiyesi 6098 sayılı TBK'nın 620. Maddesinde düzenlenmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesince; uyuşmazlığın şirket ortaklığı ilişkisi içinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; davada tacir olmayan taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesine ve tasfiyeye konu malların tapu iptal tescil ve tahsiline yönelik bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu ve TBK 520. Maddesi kapsamında kalan bu uyuşmazlıkta mahkemenin görevli olmayıp, asliye hukuk mahkemesi görevlidir gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vererek, olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle merci tayini için yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, adi ortaklığın hükmen tasviyesi ile daha önce düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygulanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK'nın 4. Maddesinde sayılmış olup, adi ortaklığın tasfiyesi 4. Madde gereğince ticari dava niteliğini taşımamaktadır, kaldı ki adi ortaklığın tasfiyesi 6098 sayılı TBK'nın 620. Maddesinde düzenlenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu