Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulduğunun ve taraflar arasında 17/03/2008 tarihinde düzenlenen Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesine İlişkin Protokol/Fesihname ve Taahhütname uyarınca ortaklığın fesh edildiğinin tespitine, davacı ve davalı arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, 10.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren, 89.750 TL alacağın ise ıslah tarihi olan 01/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davaların ayrı ayrı kabullerine, ilgili icra dosyalarında davalı tarafça yapılan itirazların iptali ile takiplerin aynen devamına, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin kabulü ile asıl alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatlarının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava; asıl ve birleşen davalarda adi ortaklığın...

    Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin delil araştırma bakımından kendiliğinden hareket etmesi, taraf iradelerine atfedilen rol, dava konusu edilen haktan vazgeçilip vazgeçilememesi gibi yönlerden yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır....

    Hal böyle olunca da davacı ile davalı ... arasında internet kafenin işletilmesi hususunda adi ortaklık oluşturulduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davacı ve davalı ...'ın birlikte adi ortaklık oluşturdukları kabul edilmek suretiyle taraflardan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için delilleri ve karşı delilleri alınmalı, yönetici ortak olan davalı ...'dan hesap vermesi istenmeli, diğer hususlarda da BK'nun 538 ve devamı maddeleri gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya ayıkırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen BK'nın 535 inci (6098 sayılı Kanun'un 639 uncu) maddesinin ikinci fıkrasında; sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölümüyle ortaklığın sona ereceği düzenlenmiştir. 4. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. 5.Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....

        Hukuk Dairesinin 17.11.2012 tarihli ve 2011/4911 E., 2012/364 K. sayılı ilamıyla; karşı davada ileri sürülen hususlar ve taleplerin esasında adi ortaklığın feshi istemini içerdiği, bu durumda karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur. B. İkinci Bozma Kararı 1. Bozmaya uyan mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ile ortaklığın tasfiyesine, davalı/karşı davacının tasfiye payı alacağı olarak belirlenen 7.400 TL’nin 09.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karara karşı, taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairece verilen 06.07.2017 tarihli ve 2016/240 E., 2017/11254 K. sayılı ilamla; bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğinden bahisle, karar bozulmuştur. C....

          Taraflar arasında, noter huzurunda 3.9.1996 tarihli adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiği uyuşmazlık konusu olmayıp, idareci ortak olan davacının üzerine düşen edimleri gereği gibi yerine getirmediği dosya münderecatından anlaşıldığı gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. Sözleşmede kar payının nasıl dağıtılacağı yazılıdır. İmzası davalı tarafından inkar edilmeyen bu sözleşme gereğince taraflar arasında Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin meydana geldiğinin kabulü gerekir. Davalının ortaklığı feshettiğini bildirdiğine göre davacının dava ettiği talepler dikkate alındığında ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

            Dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden, davalının işletmesi altındaki lokantaya davacının sermaye ödeyerek ortak olduğu, yani B.K.nun 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen şekilde bir adi ortaklığın kurulduğunun kabulü gerekir. Ancak işletmenin 3.şahsa devir edilmesi ile, adi ortaklığın fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

              Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

                Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Bu sözleşme türü Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir. Davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-karşı davalı tarafından araç bedeli ve davalıya ödenen 4.250 TL talep edilmiş, karşı davada ise araçların tamir masrafları ve sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart talep edilmiş olup, bu durumda; tarafların karşılıklı talepleri adi ortaklığın tasfiyesinin mahkeme kararıyla tamamlanmasına yönelik kabul edilmeli ve inceleme bu yönde yapılmalıdır. ..... Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu