İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/1000 E. sayılı dosyasına tevzi edilen dosyada adi ortaklık adına kayıtlı olmayan taşınmazların, adi ortaklık malı olarak kabul edilemeyeceği yönündeki yüksek mahkemenin yerleşik içtihadına istinaden reddedildiği, 2017 yılının Ekim ayında açılan huzurdaki dava, erken açılan mevsimsiz bir dava niteliğinde olduğu, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için dava açılabilmesi için, adi ortaklığın amacının tamamlanmış olması veya haklı bir sebep bulunması gerekir., tasfiye heyetinin, projeye iskan almak için yetki talebinde talepte bulunması, inşaatın 2022 yılında bile bitmiş kabul edilemeyeceğinin en açık göstergesi olduğu, . adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi şartlarının oluştuğunu kabul anlamına gelmemekle beraber, tasfiyenin birinci aşaması bitmeden, tasfiye memurları tarafından bilanço düzenlenip kesinleştirilmeden, taraflar ortaklık nedeniyle birbirlerine karşı olan ve ortaklık ile üçüncü kişiler arasındaki borç alacak ilişkisi tespit edilmeden, özetle tasfiyenin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, kardeşi olan davalı ile 1985 yılında yaptıkları sözleşme ile ağaç işleri dalında faaliyet göstermek üzere adi ortaklık kurduklarını, ortaklık kazancı ile alınan ... makineleri ile davalı adına tescil edilen kooperatif hissesine ½ oranında ortak olduğunu, kendisinin Almanya’da olması nedeniyle işleri davalının yürüttüğünü, ortaklık payının verilmediği gibi ortak alınan taşınmazı da adına tescil ettirdiğini ileri sürerek aralarındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın tespiti davasında ... Asliye Ticaret ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalılar ile adi ortaklığının tespiti ve bu ortaklıkta yer alan ticari şirketlerden kendisine ödenmeyen ortaklık payının tahsili istemine ilişkindir. Asliye ticaret mahkemesince, uyuşmazlığın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 vd maddelerinde düzenlenen, davacının davalılarla adi ortaklığının tespiti, kar payı talebi, bu mümkün olmaz ise adi ortaklığın tasfiyesi ile tasfiye payının davalılardan tahsili isteminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;asıl dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, karşı dava da adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ve alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesi incelendiğinde; adi ortaklığın adının Özel Villalar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi” olduğu, yapılacak işlerin nevi ve mahiyetinin Özel Eğitim Rehabilitasyon olduğu ve ortaklığın süresinin 17.03.2018 tarihinden başlamak Üzere 10 yıl olarak belirlendiği görülmüştür. Mahkemece yargılamada mali müşavirlerden oluşan bilirkişi kurulundan kök ve ek raporlar alınmış, Bilirkişi kök raporunda; “Dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde T1 ile T3 arasında her ne kadar bir adi ortaklık sözleşmesi imzalanmış olsa da ortaklığın fiili olarak kurulmadığı görülmektedir....
ATM' nin.../... esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının ..., davalısının ... olduğu, davanın adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile tasfiyesi ve ortaklık payının ödenmesine dair alacak davası olduğu, dosyanın derdest olduğu, dava tarihinin 20.12.2021 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili ve davalı mahkememizin iş bu dosyası ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi' nin.../... Esas sayılı dosyasının birleştirilmesini talep etmişlerdir. Mahkememizin iş bu dosyası ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi' nin.../... Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, tarafların aynı olduğu, uyuşmazlığın her iki dosyada da aynı adi ortaklığa ilişkin olduğu ve taraflar arasında tek bir adi ortaklık sözleşmesi bulunduğundan, davalardan birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkiliyeceği, yargılamanın birlikte yürütülmesinin usul ekonomisine uygun düştüğü anlaşıldığından, Mahkememizin 2022/23 E.sayılı dosyasının, İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi' nin.../......
tarafından düzenlenen bilançoya göre adi ortaklığın öz kaynağının -4.224.179,66 TL olduğu, buna göre TBK 643 maddesi gereğince tasfiye sonucunda taraflara ödenecek alacağın bulunmadığı kanaatine varılmakla adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında taraflara ödenecek alacağın bulunmadığına ve davacının alacak davasının reddine karar verilmiştir....
sonra ------- faaliyetlerini de eşi -----yürütmüş ve ortaklığın paraya ihtiyacı olduğu dönemlerde ---, direkt ortaklığı yöneten -------- toplam 162.000-TL ve 100.000-USD gönderdiğini, Kardeşlerden; ömrü boyunca evlenmeyen ve çocuk sahibi de olmayan ---------- 03.07.2022 tarihinde vefat etmesi üzerine adi ortaklık sona erdiğinden tasfiyesi gerektiğini, Müvekkillerinden ------ hariç tüm davacılar ile bütün davalılar,------- kanuni mirasçıları olup davalı mirasçılarla adi ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşma sağlanamadığından bahisle adi ortaklığın feshini talep ve dava etmiştir....
KARAR Davacılar, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın inşaatlar yaptığını, ortaklığı daha çok ...’nın temsil ettiği, diğer davalı ortak ...’nun ise finansmanı sağladığını, ortaklığın ödemelerinin davalı ... tarafından keşide edilen çeklerle yapıldığını, dairelerin satılamaması nedeniyle ortaklığın ekonomik sıkıntı yaşadığını, verdikleri malzeme karşılığında davalı ... tarafından düzenlenen çeklerin karşılıksız çıktığını, ... aleyhine yaptıkları icra takibi sonunda, davalı ...’nin adi ortaklıktaki tasfiye payından alacaklarını tahsil etmek için yetki aldıklarını ileri sürerek adi ortaklığın feshi ile ortaklık tevafından inşa edilen ve ortaklık tarafından iktisap edilen bağımsız bölümlerin satışını, ortaklık mallarının tasfiyesi ile alacaklarının tahsilini dairelerin davalı ... tarafından satılması halinde raiç değeri üzerinden ...’nin tasfiye payının kendilerinin alacağına istinaden davalı ...’dan tahsilini istemişlerdir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki bu tür adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığı için taraf ehliyetleri yoktur. O nedenle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik davada tüm ortakların taraf sıfatıyla bulunmaları gerekir. Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminide kapsamaktadır. Bu itibara dava dışı ortaklar olan ------ davaya dahil edilmiştir. ------ sayılı ilamında da belirtildiği üzere,6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1. maddesi; “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır....
Davadaki ileri sürülüşe göre, davacı tarafından varlığı iddia edilen sözleşmenin, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir.Taraflar arasında ekmek fırını işletilmesi hususunda Temmuz 2006 tarihinde sözlü anlaşma ile adi ortaklık kurulduğu,bilahare bu ortaklığın fiilen son bulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....