Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639 uncu maddesinin 7 nci bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür. Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( ..., Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )....
Davalı, davacının dava dışı 3. kişiye verdiği vekaletname ile ortaklığın feshedildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, adi ortaklık sözleşmesinin feshe yetkisi olmayan vekil tarafından imzalandığı ve bu nedenle davacıyı bağlamadığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır. Davacının talebi adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik bir taleptir. Hal böyle olunca, adi ortaklık sözleşmesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesi gerekir. BK'nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın adi ortaklığın feshi istemine ilişkin olduğu, tarafların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın ticari işletmeyi de ilgilendirmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesince; somut olayda davalıların ticari şirketler olup, bir araya gelerek adi ortaklık kurdukları, adi ortaklığın ticari işletme niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır....
Tic.Ltd.Şti'nin inşaatı yaptığını, faturalarını kesip adi ortaklığa verdiğini, Adi ortaklık yapılan inşaat işlerini kabul edip faturaları da kabul ettiğini, bu faturaları kendi defterlerine de işlediğini düşündüklerini, iade etmediklerini, İflas masası kayıtlarına göre, sözleşme bedelinin (yapılan ek imalat bedelleri hariç) 137 milyon TL olduğunu, Adi ortaklık konusu inşaat işinin sonuna gelindiği sırada, adi ortaklığın taşeronu olan ...Ltd Şti.'nin iflas erteleme talebinde bulunması üzerine, davalılardan... A.Ş. tarafından adi ortaklığı oluşturan diğer şirketlere karşı 'Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesi' için dava açıldığını, bu dava dosyasının ... 5....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında gizli adi ortaklık sözleşmesi olduğunun iddia edildiği, gizli ortaklığın davacının kendine ait işletmesi ile doğrudan bağlantısının bulunmadığı, bu nedenle ticaret mahkemesinin de bu davada görevli olamayacağı, kaldı ki davanın adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olduğu ve TBK’nın 620. maddesinden kaynaklandığı için ticaret mahkemesinin mutlak olarak görev alanı içine de girmediği, bu durumda davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
T.. aleyhine adi ortaklığın tasfiyesi talebi ile dava açıldığını, söz konusu dosyaya adi ortaklığı kanıtlamak amacıyla iş bu dava dosyasına sunulan 28.08.2001 tarihli Aile Ortaklık Sözleşmesinin sunulduğunu, eğerAnkara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince adi ortaklığın tasfiyesine karar verilecek olursa 28.08.2001 tarihli belgede adı geçen tarafların ve ailelerinin bütün malvarlıklarının tasfiye sürecine gireceğini, iş bu dava konusu alacak iddiasının da davaya konu olacağını, bu paranın verilip verilmediği ya da ortaklığın oluşup oluşmadığı hususlarının sabit olmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur. Davalı M.. T.. vekili cevap dilekçesinde; davaya bir diyecekleri olmadığını, adi ortaklığın tasfiye işlemlerinin devam ettiğini, müvekkilinin hissesine düşen meblağı kabul ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, davacı A.. T..'in davalılarca oluşturulan ortaklığa 140.000 Alman Markı'nı verdiği hususunun sabit olduğu, davalılardan M.. T..'...
Eski Borçlar Kanunu döneminde açılan bu davada----------göre adi ortaklığın ve tarafların tüm belgeleri sunulmuş, adi şirketin alacakları ve borçları ilk mali bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği gibi asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespitlerine göre adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği, buna göre tasfiyesi yapılması gerektiğinden taraflara adi ortaklığın tespit edilen alacakları ve borçları ile ilgili malvarlığı tasfiyesinin ne şekilde yapılacağı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiştir....
Mahkemece, bozmaya uyularak ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve bozmanın şumulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının iddiası adi ortaklığın feshine ilişkin ihbar ve tüm dosya kapsamından mahkemece adi ortaklığın feshine karar verilmekle adi ortaklığın son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen adi ortaklığın idaresine ilişkin görev ve yetkinin kaldırılması ile fesih ve tasfiyesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların adi ortaklığın feshi yönünden kabulüne, birleşen 1999/759 Esas sayılı davadaki alacak isteminin kabulüne dair verilen hüküm, davacı-davalı ... ve davalı-davacı ... vekilleri tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 30/04/2019 tarihinde davacı-davalı ... vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı....