Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının dava dilekçesinde fesih ve tasfiyesini talep ettiği ortaklığın taraflar arasında kurulduğu iddia olunan adi ortaklık olduğu, davada adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile bu ortaklığa ilişkin sermaye payının istenmesi, talebinin bulunduğu, adi ortaklığa ilişkin fesih ve tasfiye usulünün 6101 sayılı TBK Yürürlülük Kanunu m. 1'e göre TBK’nun 642 ve devamı hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği belirlenmiştir. Somut olayda davacının talebi dava dilekçesinden adi ortaklığın feshine ilişkin olduğu belirlenmiştir....

    Taraflar arasında BK 520 ve devamı maddeleri (TBK 620.mad. vd) gereğince adi ortaklık kurulduğu, dava konusu taşınmazın da adi ortaklık konusu olduğu, ortaklığın fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Bir ortak ortaklık gelirini paylaştırmadan kendi namına ve hasabına yani kendi yararına bir taşınmaz satın almış olsa bile BK530. Maddesi (TBK.630.md.) gereğince vekaleti olmadan diğer ortaklar namına tasarrufta bulunmuş sayılır. Ortaklara ait olan ortaklık geliri ile satın alınan taşınmaz ortaklığın malıdır. Öyle ise ortaklık malları nasıl tasfiye edilecekse davalı adına kayıtlı taşınmazında aynı şekilde tasfiye edilmesi gerekir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazın yarı payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyeyi de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır....

      Taraflar arasında imzalanan 10.06.2008 tarihli sözleşme, adi ortaklık sözleşmesi olup, bu husus mahkemece ve yukarıda anılan Dairemiz bozma ilamında da kabul edilmiş ve bu yön kesinlik kazanmıştır. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....

        Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında imzalanan 20/11/2005 tarihli sözleşmeyle kar ortaklığı konusunda anlaşma yapıldığı, böylelikle taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz....

          Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasında imzalanan 23.7.2005 tarihli belge ile adi ortaklık kurulmuş ise de, adi ortaklığın ne zaman sona ereceğine dair bir kararlaştırma bulunmadığından, taraflarca da ortaklığın sona erdirildiği iddia ve ispat edilemediğinden ve bu hususta mahkeme kararı da olmadığından adi ortaklığın halen devam ettiğinin kabulü gerektiği gibi, birleşen davadaki talebe göre davacının fesih ve tasfiye isteğinin de kabulü zorunludur. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna göre tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK’nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

            Adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde ise, bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, ... Belediye Başkanlığı'na İİK'nun 89/1. maddesine göre, haciz ihbarnamesi gönderilerek borçlu ... İnşaat Turizm San. ve Tic.Ltd.Şti.'nin alacağı üzerine haciz konulduğunun belirtildiği, şikayet dilekçesinde ise adi ortaklığın mallarının haczedildiği ve haczin kaldırılması talebinde bulunulduğu görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, öncelikle adi ortaklığın hak ve alacaklarına haciz konulup konulmadığının araştırılması, haciz konulduğunun anlaşılması halinde şikayetçinin hukuki yararının olduğu dikkate alınarak şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş isede buna dair delil sunulmadığı,adi ortaklık gider ve masraflarının belirlenemediği,bu aşamada adi ortaklık sözleşmesi gereği davacının davalı 100.000 Euro ile 180.000 TL nakit verdiği ve u tutarların aynen iadesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....

              Ortaklık Sözleşmesi' imzalanmış olup bu sözleşmeye dayalı karın %50 ve ödenen paraların tahsili talebi, bu mümkün olmazsa ödenen paraların tahsili talep edilmiştir.Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş isede buna dair delil sunulmadığı,adi ortaklık gider ve masraflarının belirlenemediği,bu aşamada adi ortaklık sözleşmesi gereği davacının davalı 100.000 Euro ile 180.000 TL nakit verdiği ve u tutarların aynen iadesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.Davalı tarafça davacıya 132.480 TLnın 21/01/2015 tarihinde ödendiği ,ancak davalının bu ödemeyi davacıdan...

                Adi Ortaklığı olduğu, Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ve takip ehliyeti bulunmadığından takibin zorunlu olarak iş ortaklığını oluşturan şirketlerin alacaklı olarak ayrı ayrı isimlerinin yazılması ve UYAP sisteminde de alacaklı sıfatıyla isimlerinin ayrı ayrı kayıtlı olması takip alacağının adi ortaklık alacağı olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Adi ortaklığın ortaklarından birinin şahsi borcu için (sözleşmede de aksi kararlaştırılmadığı müddetçe) ortaklığın hak ve alacaklarına haciz uygulanamaz. Tasfiye halinde kar payına haciz konulabilir. Somut olayda; Ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir iddia ve ispatta bulunmamaktadır. Nihayet, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları vardır (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.1991 gün, E:1991/13- 76, K:1991/199 sayılı ve 10.12.2014 tarih, 2013/12- 1233 esas, 2014/1014 karar sayılı ilamları)....

                Adi ortaklık, ortakların anlaşması durumunda, onların kendi aralarında tasfiye edilebilir. Şayet ortaklar arasında tasfiye konusunda anlaşma sağlanamamışsa, bu durumda her ortağın mahkemeye başvurarak tasfiye talebinde bulunabileceğini kabul etmek gerekir. Bu başvuru açıkça ortaklığın tasfiyesini istemek şeklinde olabileceği gibi, tasfiyeyi ifade eden başkaca talepler de tasfiye yapılması için yeterlidir. Örneğin; ortaklığın feshi istemi veya ortaklığa getirilen sermayenin iadesinin talep edilmesi, ortaklığın tasfiyesini isteme anlamına gelir. Somut olayda; davacılar ile davalılar murisi arasında yakın akrabalık ilişkisi (baba/oğul/kardeş)olduğu sabittir....

                  UYAP Entegrasyonu