Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde, mahkeme tayin edeceği tasfiye memuru marifetiyle tespit edilen ortaklık mallarının mevcut olanlarının satılmasına, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle belirlenip elde edilen gelirden veya malların belirlenen değerlerinden öncelikle ortaklığın borçları ödendikten sonra kalan kısmın taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmeli, tüm bu hususlarda konusunda uzman bilirkişi kurulundan taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı, böylece tarafların her birinin tasfiye payı belirlenmeli, tasfiye sonucunda davacının bir alacağı doğarsa bu miktarın ödetilmesine karar verilmelidir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/193 KARAR NO : 2022/233 DAVA : Adi Ortaklığın Feshi, Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 23/02/2022 KARAR TARİHİ : 25/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022 Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinin tetkiki sonunda; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkili arasında adi ortaklık kurulduğunu, davalı şirketin büyümesi ve yüksek oranda kar elde etmesi sonrasında diğer davalı ...'...

      'e 120.000 TL ödeyerek payını satın aldığı, davacının katılım payı koyma borcunu yerine getirmediği, 10/05/2018 tarihli tasfiye memuru raporunda da bu hususun açıkça ortaya konduğu, katılım payı koyma borcunu yerine getirmeyen davacının adi ortaklığın tasfiyesinden kaynaklı bir alacağı olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, davalı ...'in maliki bulunduğu ... Ada 2 parsel üzerinde inşa edilmekte olan dört adet villadan bir tanesinin yapımı hususunda, taraflar ile bozma ilamı uyarınca davaya dahil edilen ... arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile katkı payının tahsili istemine ilişkindir....

        e davalıların haksız rekabet teşkil eden fiilleri ile devredildiği ispat olunamadığı, adi ortaklığın yüklenici ve tarafı olduğu eser sözleşmelerinin işveren firmalarca feshine adi ortaklığın tatafları atasındaki anlaşmazlıkların sebebiyet verdiği anlaşıldığından, davalıların bu ihtilafta kusurlu olduklarının ispatlanamadığı, 25/12/2015 tarihli ibraname uyarınca davalıların sözü geçen adi ortaklığın konusunu teşkil eden projelerin feshi dolayısıyla ortaya çıkabilecek talepleri de içerecek şekilde ibra edildiği, bu nedenle davacı yanın adi ortaklığın tarafı olduğu sözleşmelerin feshi dolayısıyla adi ortaklığın sona ermesinden bahisle davalılardan talepte bulunamayacağı, davalılardan ...'ün rekabet yasağına aykırı eylemleri olduğu hususunda yapılan incelemede; davalının aynı iştigal konusuna giren bir şirkette ortaklığının bulunduğu tespit edilemediğinden bu yönde taleplerin reddine karar verilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

          Bunun dışında; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu hususu ihtilafsız olup, davacı bu dava ile tasfiye payı alacağı ve kâr payını talep etmektedir, bu istek adi ortaklığın fesih ve tasfiye isteğini de kapsar....

            tapu kayıtları üzerine, HMK 389.maddesi gereğince yasal koşulları bulunmakla, üçüncü kişilere devir ve temlikinin, keza taşınmaz üzerinde her türlü ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını, adi ortaklık kapsamında alınıp henüz satışı gerçekleşmemiş olan gayrimenkullerin tapu kayıtları üzerine davalıdır şerhi konulmasını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik adi ortaklık kapsamında satın alınan taşınmazlardan davalı tarafından satılanlarla ilgili, ortaklığa yönelik yasaya ve sözleşmeye aykırılık sonucu işlenilen haksız fiile dayalı maddi tazminat olarak 25.000,00 TL 'nin, TBK 639.maddesi gereğince adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payı alacağından 25.000,00 TL 'nin olmak üzere, toplam 50.000,00 TL 'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Buna göre, adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kâr payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ancak şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir. Diğer taraftan borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi İİK’nun 89. maddesi çerçevesinde mümkün kılınmıştır....

              Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 03/05/2017 tarih ve 2016/9733 E., 2017/6424 K.sayılı ilamı) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nin 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                Davalı vekili, dava dilekçesi ekinde sunulan 03/05/2016 tarihli adi yazılı sözleşmede davalı İdris'e ait imzayı inkar etmemiş, tam aksine bu sözleşmenin 12/05/2016 tarihli sözleşme ile ortadan kaldırıldığını savunmuştur. Davalı tarafça inkar edilemeyen adi yazılı sözleşmede tarafların hayvancılık işini birlikte yaptıklarını, anlaşmazlık sebebiyle işlerini ayırdıkları belirtilmiştir. O halde taraflar arasında hayvan besiciliği işiyle ilgili olarak adi ortaklık kurulduğunun kabulü gerekir. Davacı adi ortaklık için harcama yaptığını ancak davalının kendisini işletmeden uzaklaştırdığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. Bu haliyle talep, ortaklığın feshi ve tasfiyesini kapsamaktadır. TBK’nın 642 vd. maddelerinde düzenlenen tasfiye ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşme ile adi ortaklığın tasfiye edilmeksizin davacı tarafa herhangi bir hak ve alacak sağlamayacağı gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin içerik itibariyle adi ortaklık sözleşmesi olduğu, adi ortaklığın tasfiye sonucunda belirlenecek alacak veya kar payının ortaklara dağıtılabileceği, adi ortaklık sonlandırılmadan adi ortaklık sözleşmesine göre herhangi bir talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ise de ,olayda davacı ... (......

                  UYAP Entegrasyonu