Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yargılama sırasında adi ortaklığın tasfiye işlemlerinin başlatıldığı gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı bankadan, genel kredi sözleşmesi ile kredi alan davalı A... İnşaat A.Ş/nin kredi borcunu ödememesi üzerine, davacı banka tarafından bu davalının diğer davalı G...-A... adi ortaklığındaki tasfiye payına haciz konulduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacı banka, BK'nın 535. maddesinin 3. bendi gereğince ortaklığın sona erdiğini, ancak ortaklarca tasfiye işlemlerinin yapılmadığını belirterek, tasfiye memuru tayin edilmesi talebiyle bu davayı açmıştır. Yargılama sırasında, davalı adi ortaklık tarafından, ortaklığın kuruluş amacının ortadan kalkması nedeniyle ortaklığın 01.06.2007 tarihli ortaklar kararı ile tasfiyesine karar verildiğinin bildirilmesi üzerine, mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir....

    Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler....

      HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davacı ile davalılar arasındaki iddia edilen adi ortaklığın tespitine, adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye için tasfiye memuru ya da tasfiye heyeti atanmasına, 2006- 2022 yıllarına ait kar paylarının faiziyle davalılardan tahsiline, adi ortaklığın mal varlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işleminin gerçekleştirilmesine, tasfiye sonunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğması muhtemel uyuşmazlıkların mahkemece çözüme bağlanmasına karar verilmesi taleplerine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile, adi ortaklık için alınan ve ortaklar üzerine kayıtlı taşınmaz hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....

      Bu nedenle taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın mahkemenizce haklı sebebe dayalı olarak feshi ve ortaklık mallarının tasfiyesi için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı müvekkilim ile davalı arasında mevcut olan adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine, adi ortaklığın kuruluşundan dava tarihine kadar karpaylarına her yıl için ayrı ayrı reeskont faiz işletilerek hesaplanacak miktarın davalı T4'dan alınarak müvekkile verilmesine, tüm davalıların sermaye borcundan dolayı beraber sorumlu olduklarını kabul etmelerinden dolayı, müvekkilimize olan sermaye borçlarının tasfiye sırasında hesaba katılarak müvekkilimize ödenmesine ve feshedilen adi ortaklığın mahkemenizce tasfiye edilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla talep ederiz....

      Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamı doğrultusunda tasfiye işlemi gerçekleştirilmemiştir. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece bozma ilamında belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken sadece ortaklığın tasfiyesine denilerek tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmadan, infaza elverişli bir miktar belirlenmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

        Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623 (Mülga 818 sayılı BK 522 ve 523.) maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan, kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz. Somut olayda, borçlu şirket aleyhine yürütülen kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla takipte, ... Valiliğine İİK.nun 89. maddesine göre gönderilen 1. haciz ihbarnamesi ile borçlu şirketin her türlü doğmuş ve doğacak hak ve alacakları ile istihkakları üzerine haciz konulduğu görülmüştür. Borçlu tarafından Konya Valiliği nezdinde haczedilen alacağın adi ortaklığın alacağı olduğu iddia edilmektedir....

          Dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden, davalının işletmesi altındaki lokantaya davacının sermaye ödeyerek ortak olduğu, yani B.K.nun 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen şekilde bir adi ortaklığın kurulduğunun kabulü gerekir. Ancak işletmenin 3.şahsa devir edilmesi ile, adi ortaklığın fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

            Davalı; ortaklık konusunun kanuna aykırı olması nedeniyle ortaklık sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde dahi, tasfiye kapsamında tasfiye payının iadesinin gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; adi ortaklığın tasfiyesine yönelik icra takibi yapılmış ise de, ortaklığın tasfiyesine yönelik dava açmadan icra takibiyle ortaklığın tasfiyesinin istenemeyeceği, ortaklar arasında geçerli herhangi bir tasfiye protokolünün de bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13....

              Mahkeme' ye ait olmak üzere, öncelikle Adi Ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye bakiyesinin; payları oranında, Ortaklara dağıtılması gerektiği, B- Kurulumuzca; Birleşen Dava - 1 hakımından yapılan değerlendirmede; takdiri Sn. Mahkeme' ye alt olmak üzere, öncelikle Adi Ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye bakiyesinin; payları oranında, Ortaklara dağıtılması gerektiği, C- Kurulumuzca; Birleşen Dava - 2 bakımından yapılan değerlendirmede ise takdiri Sn. Mahkeme' ye ait olmak üzere, tasfiyeye esas ve dava konusu ADİ ORTAKLIK; DAĞITILASİLİR KARI veya TASFİYE BAKİYESİ' nin; 3.512.212 TL olduğu ve anılan tasfiye fazlasının, Adi Ortaklıktaki hisseleri aranında, DAVACI ......

                borcun adi ortağın şahsi borcundan kaynaklı adi ortaklıkla bağlantılı olmayan borçlardan olması ve adi ortaklığın vermiş olduğu hizmet karşılığında oluşan alacak için haciz ihbarnamesi gönderildiği, adi ortaklığın mal veya alacağı üzerine konulan haczin usulsüzlüğünü ortaklardan her birinin ileri sürebileceği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile adi ortaklığın alacaklı olduğu 3. şahsa gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu