Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu hususta Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına, aynı zamanda davalı şirketin dava konusu adi ortaklığın mal varlığını azaltıcı veya ortadan kaldırıcı iş ve işlemleri yapmaması, tasfiyenin yasal koşullara uygun ve sağlıklı yapılması, tasfiye bilançosunun çıkarılması ve yargılama süreci boyunca şirket gelir ve mallarının 3.kişilere devir ve temlikinin ya da yine şirket gelir ve mallarının kaçırılması durumlarına istinaden tasfiye memuru atanıncaya kadar tedbiren adi ortaklığa ivedi olarak onay veya denetim kayyımı atanması ile şirket hisselerine davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesi gerektiğini,bu talebin reddine karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla buna dair ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortalığın feshi ve tasfiyesine yöneliktir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun...

    Adi Ortaklığı olduğu, Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ve takip ehliyeti bulunmadığından takibin zorunlu olarak iş ortaklığını oluşturan şirketlerin alacaklı olarak ayrı ayrı isimlerinin yazılması ve UYAP sisteminde de alacaklı sıfatıyla isimlerinin ayrı ayrı kayıtlı olması takip alacağının adi ortaklık alacağı olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Adi ortaklığın ortaklarından birinin şahsi borcu için (sözleşmede de aksi kararlaştırılmadığı müddetçe) ortaklığın hak ve alacaklarına haciz uygulanamaz. Tasfiye halinde kar payına haciz konulabilir. Somut olayda; Ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir iddia ve ispatta bulunmamaktadır. Nihayet, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları vardır (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.1991 gün, E:1991/13- 76, K:1991/199 sayılı ve 10.12.2014 tarih, 2013/12- 1233 esas, 2014/1014 karar sayılı ilamları)....

    Öyle ise ortaklık malları nasıl tasfiye edilecekse davalı adına kayıtlı taşınmazında aynı şekilde tasfiye edilmesi gerekir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazın yarı payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyeyi de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...

      Mahkemece, işletmeye ait ticari defter, işletme defteri, faturalar ve diğer resmi belgelerde davalının isminin bulunmadığı, “... Matbaacılık” firmasının davalının babası dava dışı ... ... adına kayıtlı olup, SSK kayıtları, ticari defterler ve faturaların da bu kişi adına kayıtlı olduğu, davacı ve davalının, ... ...’in yanında çalıştığının, SSK işyeri dönem bordrosu ile belgelendiği gerekçeleriyle adi ortaklığın fiilen kurulup faaliyete geçmediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile matbaacılık üzerine adi ortaklık kurduklarını belirterek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kar payının ödetilmesini istemiş, davalı ise taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi düzenlenmişse de, ortaklığın fiili olarak faaliyete geçmediğini, bu nedenle davacının kendisinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunmuştur....

        Şti. iş ortaklığı adına düzenlenmiş ise de; yasal düzenleme gereği iş ortaklığı adına ihtiyati haciz temini ve takip başlatılmasının mümkün olmadığını, TOKİ Başkanlığı nezdinde üstlenilen işlerin iş ortaklığı namına olduğu ve iş ortaklığının tasfiye edilmemiş olması sebebiyle iş ortaklığının alacakları üzerine haciz şerhi işlenemediğini veortaklığı namına gelen paraların da müvekkil şirkete ödenmediğini ileri sürerek tüzel kişiliği olmayan iş ortaklığına çek karnesi vermesi nedeniyle kusurlu olan davalı bankadan uğranılan zarardan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL 'lik kısmının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, adi şirket - iş ortaklığı hesabı üzerine çek keşidesinin mümkün olduğunu, adi ortaklığa çek karnesi verilmesi nedeniyle müvekkili bankaya kusur izafe edilemeyeceğini, çeki keşide eden ENBA Yapı San. ve Tic. A.Ş. ve BAKIŞ İnş. San. Tic. Ltd....

          A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava İİK.nun 96 ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığı oluşturan 3.kişi ortak tarafından açılmış istihkak iddiasına ilişkindir. M.K. 702/4. madde gereğince adi ortaklıkta, ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını isteyebilir. Adi ortaklık sözleşmesinde aksine kayıt yoksa, adi ortaklık elbirliği mülkiyeti kuralına bağlıdır. Ortaklar adi ortaklığın amacına ulaşması için ortaklığa özgülenen mallar üzerinde elbirliği mülkiyeti kuralına göre maliktir. Bu mülkiyette ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. (MK 701/2) Adi ortaklığı oluşturan ortağın, ortakların kişisel alacaklıları ortaklığa ait mal üzerine haciz koyduramaz. Alacaklılar ortağın kar alacağı, ücret, faiz, avans alacağı ve tasfiye payını haczettirebilir....

            Davanın adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ve tasfiyesine yönelik olduğu mahkememizce kabul olunarak Türk Borçlar Kanunun adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin hükümlerin iş bu dava da uygulanması gerektiği kanaatine varılarak 07/07/2021 tarihli celsede resmi tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için tasfiye memurunun atanması ile adi ortaklığın söz konusu iş için kurulduğu, iş yapılıp teslim olunmakla adi ortaklık sona erdiğinden bu tarih itibariyle tasfiye memuruna ortaklığın mal varlığının aktif ve pasifi ile belirlenmesi yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesapların belirlenerek malvarlığı bilançosunun mahkememize sunulması için bir aylık süre verilmesine, rapor mahkememize sunulduğunda taraflara (adi ortaklara) tebliğe çıkartılmasına, varsa bu husustaki itirazların ve toplanması istenen delillerle birlikte toplanarak celse arasında tasfiye memurunca karşılanması için gerekli işlemlerin yapılmasına, Daha sonra tasfiye memurunca ortaklığın malvarlığına ilişkin...

              Bundan ayrı olarak, yargıtay kararlarında belirtilen sıra ve yöntem doğrultusunda, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297 inci maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

                Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz. Somut olayda, borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla yürütülen takipte, 17.04.2014 tarihinde Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'ne birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği ve borçlunun hak ve alacağı ile borçlu şirket ve ...Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin oluşturduğu adi ortaklığın alacağı üzerine, borçlu şirketin ortaklık payı oranında haciz konulmasının istendiği, borçlu ile ... Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin, üçüncü kişi Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'nün yol yapım işi yüklenicilerinden oldukları ve haciz konusu alacağın, adi ortaklık alacağı olduğu anlaşılmaktadır....

                  Açıklanan bu hukuki olgular karşısında, öncelikle ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle aktif ve pasif mal varlığı belirlenmeli, ortaklığı yöneten ve idareci ortak olan davalıdan ortaklık hesabını gösterir hesap istenilmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği taraflardan sorulmalı, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir. Taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde, mahkeme tayin edeceği tasfiye memuru marifetiyle tespit edilen ortaklık mallarının mevcut olanların satılmasına şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle belirlenip, elde edilen gelirden veya malların belirlenen değerlerinden öncelikle ortaklığın borçları ödendikten sonra kalan kısmın davacının ortaklık payı ve davalı tarafından yapılan ödeme gözetilerek taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu