Özel Rehabilitasyon Merkezi alanında faaliyet gösteren bir adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, ancak bu ortaklığın feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK'da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacılar, ortak işletilen büfelerin geliri ile elde edilen gayrimenkul ve menkul malların tespiti ile tasfiyesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalılarda reddini savunmuşlardır.HUMK.nun 76. maddesi uyarınca Davada maddi olguların açıklanması 2010/17703 2011/6947 taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise ... ait bir görevdir. Davadaki ileri sürülüşe göre, davacılar tarafından varlığı iddia edilen sözleşme, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir....
2551 ada 18 parsel Kat:3 Bağımsız Bölüm 4 Nolu Taşınmaz Konut dairenin, tapu iptali ve müvekkili adına(adi ortaklık hesabına) tesciline, taşınmazların, 3.Kişilere devredilmiş olması halinde, adi ortaklıktan kaynaklanan haklarına karşılık gelen bedelin kaçırılması söz konusu olduğundan, terdiden taşınmazların ortaklık haklarına karşılık gelen bedelin tespiti ile satış ve devir nedeni ile bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, Bu bakımdan hisse devri sözleşmesi olan 2016 yılından itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, huzurdaki dava tapu iptali ve tescil davası olmadığı, davanın sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkilin tescil yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile açılan tescile zorlama davası olduğu, Davanın tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle yolsuz tescil söz konusu olması gerektiği, dava konusu edilen taşınmazların müvekkil tarafından yolsuz olarak edinilmediği, bu durumda zamanaşımı olgusunun değerlendirilerek 10 yıl değil TBK daki adi ortaklık adına olan 5 yıllık zamanaşımı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, taşınmazlardaki hisselerin 70/er bin TL kabul edildiği ve Müvekkil ile Davacının Ortağı Kiriş tarafından dava dışı ... isimli şahsa devredildiği, huzurdaki davada Mahkemece bir tedbir kararı verecek ise şayet bu tedbirin kapsamı müvekkilin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Amasya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/325 esas, 2022/290 karar sayılı dava dosyasında verilen harici satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, terdiden ödenen bedelin iadesi talebinin reddine karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; harici satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, terdiden ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "... -Davanın tapu iptali ve tescili talebi yönünden esastan REDDİNE, -Davanın ödenen bedelin iadesi yönünden HMK madde 114/1- d ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, dava dışı diğer kardeşi ile birlikte, anne babaları sağ iken onlarında katılımı ile 26.4.1984 tarihli adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, ailenin sahip olduğu tüm taşınmaz mallarda, kendisinin % 16,davalının ve dava dışı kardeşinin % 42 oranda ortak olacağının kararlaştırıldığını, erkek kardeşlerinin babalarının sağladığı sermaye ile inşaat şirketi kurarak, yine ailenin üçüncü şahıslarla malik oldukları taşınmazlar üzerine kat karşılığı inşaatlar yapıldığını, bunlarında adi ortaklığa ait olduğunu ancak payının gözetilmediğini, satışında da para ödenmediğini bildirerek ortaklık payının cezai şart alacağı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş,birleşik davasında da yine adi ortaklığa ait olupta davacı adına tapuda kayıtlı taşınmazların bu sözleşmeye güvenerek davalıya bedelsiz devrettiği halde bunların satışı nedeniyle de pay verilmediğini bildirerek bu taşınmazlar yönünden de tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde ortaklık...
Davanın tapu iptal ve tescil davası olduğun, mülkiyetin aynına ilişkin davalarda yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, kesin yetki kamu düzenine ilişkin olduğundan dava ve tedbir talebinin usulden reddi ile ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini, 2.davalılardan T8 San.Tic.Ltd.Şti.'nin şirket olması ve şirketlere karşı açılacak tapu iptal davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle şirkete karşı tapu iptal davasının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiğini, 3....
un adi şirket ortağı olduğunu, adi şirketlerin de tarafların tek başına dava açamayacağını, bu nedenle dava şartının oluşmadığını, inşaatın 31.07.2007 tarihinde bitirildiğini, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı ... arasında dava konusu inşaat yapımı işi için adi ortaklık oluşturulduğundan, adi ortaklığı ilgilendiren ihtilaflarda tüm ortakların birlikte yer alması gerektiğinden, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
la birlikte maliki olduklarını, 20.05.1982 tarihinde davalı arsa malikleri ile yüklenici... arasında arsa üzerine otel yapılması için sözleşme imzalandığını, inşa edilecek otelin % 51 malikinin..., kalan % 49 kısmının ise davalılara ait olacağını, 12.10.1982 tarihinde ise adi ortaklık sözleşmesi ile otelin aynı pay oranında işletilmesi ve ortaklık sermaye şirketine dönüştüğünde aynı hisse ve oranların cari olacağının kararlaştırıldığını, 1985 yılında ise adi ortaklığın öz sermayesinin tespit raporu ile belirlendiğini, bu miktarın anonim şirkete ayni sermaye olarak konulduğunu, bu surette davalıların arsa paylarını anonim şirkete ayni sermaye olarak verdiklerini ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir....
Davanın uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı sermaye olarak verildiği iddia olunan bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile adi ortaklık sözleşmesinin iptali ve hükümsüzlüğü istemine ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının talebi bir bütün olarak gözetildiğinde adi ortaklığın fesih-tasfiyesi ve menfi tespit iddialarının birlikte değerlendirilmesi gerekeceğinden, sermaye olarak verilen bonolar sebebiyle borçlu olunup olunmadığının tespitinin adi ortaklığa ilişkin hükümler çerçevesinde yapılması uygun olacağından, adi ortaklık sözleşmelerinin ise Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmediği ve sözleşme taraflarının tacir olmadığı gözetildiğinde adi ortaklığa ilişkin ihtilafların çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu işbu davanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....