Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti.nin %........adi ortaklık payına isabet ettiğinden bahisle davalı borçlu olarak göründüğü; Davalıya ait defterlerde dava ve takip dayanağı faturaların kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu olgular karşısında adi ortaklığın para borcunun tahsili için bir adi ortak hakkında takip ve dava açılmasının mümkün olup olmadığı sorunu gündeme gelmektedir. Öğretide para borcunun tahsili için sadece bir ortağa başvurulması mümkün iken, Yargıtay'ın müstakar içtihatlarına göre davanın konusunu para alacağı teşkil etse bile, icra takibinin ve itirazın iptali davasının tüm ortaklara karşı açılması gerekir. Olayda, yemek satım ilişkisinin davacı ile davalının da içinde bulunduğu adi ortaklık arasında gerçekleştiği, takip konusu faturaların adi ortaklık adına düzenlendiği belirgindir. Oysa, adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir....

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer alan madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden katma değer vergisi uygulaması bakımından işletme bazında değerlendirilen adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapıldığından, katma değer vergisi mükellefi adi ortaklık olacak, katma değer vergisi beyannamesi ortaklık adına düzenlenecek, ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilecek, ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir. Aynı zamanda adi ortaklıklar Vergi Usul Kanununda belirtilen bütün mükellefiyetleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu açıdan, Kanunun belirtmiş olduğu belge düzenine uymaları, yani, fatura, gider pusulası gibi belgeleri bastırmaları, defter tutmaları, kullandıkları defter ve belgeleri zamanaşımı süresi içinde muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir....

      Mahkemece; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, malvarlığı bulunmadığından tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına , 10.000.00.- TL nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

        6.paragrafında aynen; ".... ilerleyen süreçte Ensar'ın %40 hissesini Ayfim'e devredeceği konusunda tarafların anlaştığı, daha sonra da henüz bu devir karşılığı bedel ödenmeden Adi Ortaklığa 2 ortağın daha alındığı tespit edilmektedir." şeklindeki görüşü de yanlış görüşünün devamı mahiyetinde olduğunu, Görüldüğü üzere, bilirkişi'nin tüm raporunu üzerinde temellendirdiği "bu protokol ihale işi için %50- %50 oranında kurulan iş ortaklığı için imzalanacak adi ortaklık sözleşmesinden önce akdedilmiş olmalıdır." görüşü kesinlikle somut olaya ve tüm dosya içeriğine aykırı olduğunu, davacı ile müvekkilleri arasında akd ve tanzim edilen 13.01.2014 tarihli teta adi ortaklık sözleşmesi ile yeni bir adi ortaklık kurulduğunu, 24/04/2013 tarihli adi ortaklıktaki %50 hissesinin devri veya bu adi ortaklığın devamı niteliğinde bir adi ortaklık sözleşmesinin yapılmadığının en büyük göstergesi; İstanbul 28. noterliği'nin 13.01.2014 tarih ve 850 yevmiye numaralı Teta İnşaat iş Ortaklığı adi ortaklığı sözleşmesinin...

        Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Somut olayda dosyadaki belge ve bilgilerden adi ortaklığın devamının imkansız hale geldiği, ortaklığın devamında tarafların bir menfaatinin kalmadığı, taraflar arasındaki iç ilişkide güven unsurunun ortadan kalktığı anlaşıldığından, bu durumda adi ortaklığın feshine karar verilmesi gerekir. Davacı adi ortaklık nedeniyle 3. kişi tarafından ödenen hakedişlerden hissesine düşen payı talep etmektedir. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip çözüme kavuşturulmalıdır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payına ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda gizli adi ortaklığın tarafı olduğu ileri sürülen davacı ile davalılar amca-yeğen-baba-oğul oldukları anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin,yani adi ortaklığın kuruluşu için yasada şekil şartı öngörülmemiştir. Ancak adi ortaklığın kurulduğunun ispatı yönünden 6100 Sayılı HMK. 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfa amacı ile yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri itibariyle senetle ispat kuralı geçerli bulunmaktadır....

          İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "davacı ve davalı T3 ile dava dışı şahısların kendi aralarında adi ortaklık sözleşmesi imzalayarak Salih Otomotiv......

          ve olaya adi ortaklık tasfiye hükümlerine göre değil TBK'ye göre uygulanması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payına ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda gizli adi ortaklığın tarafı olduğu ileri sürülen davacı ile davalılar amca-yeğen-baba-oğul oldukları anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin,yani adi ortaklığın kuruluşu için yasada şekil şartı öngörülmemiştir. Ancak adi ortaklığın kurulduğunun ispatı yönünden 6100 Sayılı HMK. 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfa amacı ile yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri itibariyle senetle ispat kuralı geçerli bulunmaktadır....

          Adi şirket, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620. maddesinde; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." denilmiştir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık en basit tanımı ile iki ya da daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. ../... Tarafların yüklenici olarak imzaladıkları 07.05.2012 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi nedeniyle aralarında bir adi ortaklık kurdukları anlaşılmaktadır. Söz konusu sözleşmede müteahhid olarak taşınmaz üzerine inşaat yapmayı üstlendikleri, aralarında bir adi ortaklığın kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu aşamada, adi ortaklığın sona erme nedenlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Adi ortaklığın sona erme nedenlerini düzenleyen, mülga 818 sayılı BK'nun 535....

            UYAP Entegrasyonu