Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere, adi ortaklık sözleşmesi; karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp, herkesin belli bir amaca ermek için bir takım borçlar altına girdiği bir sözleşmedir. Bu sözleşmeden doğan borçlar, hukuk bakımından birbirinin karşılığı sayılmaz. Adi ortaklıkta ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Zira, tasfiye; tüm hesapların görülüp ortakların birbiriyle alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yolu ile ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaştırılması ya da satış yolu ile elden çıkarılması olup, ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik yasal usuldür. Öte yandan, adi ortaklığın tasfiyesinde tamamen irade özerkliği ilkesi hakimdir. Bunun sonucunda ortaklar; adi ortaklıkta tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını, ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilecekleri gibi, ortaklığın sona ermesinden sonra yapacakları bir anlaşmayla da düzenleyebilirler....

    Adi Ortaklığı'na, 1. haciz ihbarnamesi gönderildiği, adi ortaklığın bu haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiği, alacaklının bilhare 12/02/2015 tarihinde, icra dairesine başvurarak ihbarnameye rağmen borçluya ödenen 80.000,00 TL'nin icra dosyasına geri ödenmesi için adi ortaklığa yazı yazılmasını talep ettiği ve müdürlükçe bu yönde işlem tesisi üzerine adi ortaklık adına icra mahkemesine başvurularak müdürlük işleminin iptalinin istendiği, mahkemece borçlu ile 3. kişi adi ortaklığın hukuki münasabeti dolayısıyla muhtemel bir alacağı olduğundan ve icra müdürlüğü işleminde usulsüzlük bulunmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (...'nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar....

      Uyuşmazlık davalılar arasında adi ortaklık bulunup bulunmadığı, varsa adi ortaklıktan kaynaklı tasfiye alacağı olup olmadığı ve miktarının ne kadar olduğu noktasındadır. Yargıtay 3. HD., 25/01/2022 tarih, 2021/4866 E., 2022/412 K. Sayılı ilamında; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. 620/1 md. ). Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (HMK m.190/1). Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer....

      HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava,adi ortaklık sebebiyle ,tasfiye alacağı ,kar payı isteklerine ilişkindir. Davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesiyle , ;TBK 147/4 maddesi gereğince ortaklar arasındaki alacaklardan kaynaklanan talep hakları 5 yıllık zamanaşımına tabi ise de , somut olayda taraflar arasındaki adi ortaklık henüz tasfiye edilmediğinden, tasfiye edilmeyen bir adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağından , bu durumda zamanaşımı süresinin dolduğundan da söz edilemeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece, alınan kök ve ek raporlar da dikkate alınarak,taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğunun kabulü ile, tasfiye memuruna dosya tevdii edilmiş, tasfiye memuru tarafından 13/01/ 2017 tarihli sunulan rapor alınmıştır....

      Dava İİK.nun 96 ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığı oluşturan ortak tarafından açılmış istihkak iddiasına ilişkindir. MK. 702/4. madde gereğince adi ortaklıkta, ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını istiyebilir. Adi ortaklık sözleşmesinde aksine kayıt yoksa, adi ortaklık elbirliği mülkiyeti kuralına bağlıdır. (MK 534-702)Ortaklar adi ortaklığın amacına ulaşması için ortaklığa özgülenen mallar üzerinde elbirliği mülkiyeti kuralına göre maliktir. Bu mülkiyette ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. (MK 701/2) Adi ortaklığı oluşturan ortağın ortakların kişisel alacaklıları ortaklığa ait mal üzerine haciz koyduramaz. Alacaklılar ortağın kar alacağı, ücret, faiz, avans alacağı ve tasfiye payını haczettirebilir....

        Dava İİK.nun 96 ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığı oluşturan ortak tarafından açılmış istihkak iddiasına ilişkindir. MK. 702/4. madde gereğince adi ortaklıkta, ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını istiyebilir. Adi ortaklık sözleşmesinde aksine kayıt yoksa, adi ortaklık elbirliği mülkiyeti kuralına bağlıdır. (MK 534-702)Ortaklar adi ortaklığın amacına ulaşması için ortaklığa özgülenen mallar üzerinde elbirliği mülkiyeti kuralına göre maliktir. Bu mülkiyette ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. (MK 701/2) Adi ortaklığı oluşturan ortağın ortakların kişisel alacaklıları ortaklığa ait mal üzerine haciz koyduramaz. Alacaklılar ortağın kar alacağı, ücret, faiz, avans alacağı ve tasfiye payını haczettirebilir....

          Dava, taraflar arasında düzenlenmiş adi ortaklık sözleşmesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. Maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının tacir olmadığı ve ticari işletmeyi ilgilendirmediği, uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi ve Türk Borçlar Kanununun 620. ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre çözümlenmesi gerektiğinden Konya... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

            Dava, taraflar arasında düzenlenmiş adi ortaklık sözleşmesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. Maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının tacir olmadığı ve ticari işletmeyi ilgilendirmediği, uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi ve Türk Borçlar Kanununun 620. ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre çözümlenmesi gerektiğinden Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

            dan "hiçbir hak ve alacağı" olmadığı kabul edilerek ortaklarca imzalanmıştır. Bu sözleşmeden sonra Şubat 2008 tarihinde ..., ortaklık döneminde mahkeme kararına dayalı olarak ödediği ortaklık borcunu davalıya rücu ederek tahsil etmek için işbu davayı açmıştır. Oysa, yukarıda aktarıldığı üzere, ödenmesi istenen borcun, adi ortaklık döneminde, ortaklığa ait dükkana verilen zarara ilişkin olduğu, tasfiye anlaşmasında tarafların ibralaştıkları, ortaklığa ait mal varlığı, hak ve alacaklar ile ödenmiş ya da ödenmesi gereken borçların kime ait olduğu ve kim tarafından ödeneceği açıklıkla belirtilmiş ve hatta tespite esas mahkeme dosyası ile resmi ödemelerin ... tarafından yapılacağı vurgulanmıştır....

              Görüldüğü üzere davacı T1 ,açtığı davalarda hem adi ortak hem de davalının işçisi olduğunu ileri sürmektedir. İstinafa konu bu dava ile ilgili olarak dosyaya ibraz edilen "Ortaklık Anlaşması " başlıklı ,taraflarca altındaki imzaları itiraza uğramayan yazılı sözleşme ,Adi Ortaklık sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır.Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1)....

              UYAP Entegrasyonu