WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile alacak istemine ilişkindir. Mahkemece adi ortaklığın feshi ile ilgili davanın takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına, alacak isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı ... temyiz etmiştir. Davacı dava dilekçesinde davalılarla birlikte "..."...

    Ortaklık davacının, artık adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar, dava şartlarından olup; mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir....

      adi ortaklığı kötü yönettiği kendi menfaatine hareket ederek adi ortaklık zararına sebep olduğuna yönelik iddiaların davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davacı tarafça adi ortaklığın feshi ve davalı şirketin adi ortaklığı yönetim yetkisinin kaldırılmasına yönelik davaların reddine, davacı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Asıl davada takibe konu bononun sahteliği iddiası ile menfi tespit istenilmekte; birleşen davada ise, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talep edilmektedir. Mahkemece, birleşen davada açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu itibarla adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin uyuşmazlık konusu olmamasına göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, adi ortaklığın feshi ile, adi ortaklığın tasfiyesinin taraflarca davadan önce gerçekleştirildiği, adi ortaklığın taraflara dağıtılacak öz varlığının bulunmadığından bu isteğin reddine, asıl dava ile feshe karar verildiğinden birleşen dava için ayrıca karar 2008/3932-10549 verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki 7.7.2003 tarihli sözleşmeye göre, adi ortaklığın kar ve zararının % 29’nun davacıya ait olduğu, ortakların herhangi birinin münferit imzaları ile temsil edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından 31.12.2004 tarihinde yaptırılan tesbitte adi ortaklığın faaliyet merkezi olduğu iddia edilen yerin tamamıyla boşaltıldığı belirlenmiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının da ortağı olduğu adi ortaklığın vergi dairesine takibe dayanak faturaları ibraz ettiği, 07.07.2010 tarihinde kurulan adi ortaklığın 03.12.2010 tarihinde feshedildiği, adi ortaklık defterine takibe dayanak olan iki adet faturanın adi ortaklığın feshi sonrasında düzenlenmesi nedeniyle işlenmediği, ancak adi ortaklığın vergi dairesine takibe dayanak faturaların ibraz edildiği ve vergi kaydının faturaların düzenlenmesinden sonra 15.01.2011 tarihinde silindiği, buna göre davacının 31.957,59 TL alacaklı olduğu, alacak para alacağına ilişkin olduğundan alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu, davacının adi ortaklığı oluşturan her iki şirkete karşı takip başlattığı, itiraz eden davalı aleyhine dava açmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacının davaya konu hizmeti adi ortaklığa verdiği, adi ortaklığın feshi sonrası tarihli fatura düzenlenmiş olsa da, hizmetin adi ortaklık ile davacı arasındaki...

              Davalı, davanın reddini dilemiş; birleşen davası ile, taraflar arasındaki ortaklığı yargılama devam ederken aktedilen 9.9.2009 tarihli ‘Ortaklık Sonlandırma ve Paylaşım Sözleşmesi’ ile sona erdirdiklerini, ancak davacı-birleşen davalı tarafından sözleşme gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen cezai şart gereğince şimdilik 10.000.TL’nin davacı-birleşen davalıdan tahsilini istemiş, bilahare ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/488 Esas sayılı dosyasında görülen tasfiye davasında adi ortaklığın ortak hesabından usulsüz paralar çekildiği iddia edilerek bilançonun buna göre düzenlenmesini talep ettiği, adi ortaklığın henüz tasfiye edilmediği, ortakların varsa borç/alacak miktarlarının henüz tespit edilmediği, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi sonuçlanmadan davacının davalı .... Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın erken açılan dava niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Madde ve devamı hükümlerine göre, şirketinin adi ortaklığının feshi ve tasfiyesine ilişkin olan davada,temel ilişkinin Ticari işletme ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, şirketdeki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar alacaklarını adi ortaklığın feshi sonunda tespit edilecek alacaklarına dayandırmışlardır. Adi ortaklığın feshine ilişkin Gölbaşı(Adıyaman) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/90 esas sayılı dosyası halen derdest olup henüz sonuçlanmadığı görülmektedir. Şu halde mahkemece yapılması gereken; Gölbaşı(Adıyaman) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/90 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenerek, bu dava sonucunda davacıların bir alacağı olduğunun kesinleşmesi halinde TBK’nun 19. maddesi gereğince dava konusu satış işleminin iptalinin gerekip gerekmediğinin mevcut delillere göre değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesidir. Aksi durumda yani davacıların adi ortaklığın feshi nedeniyle alacağının olmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu