Mahkemece, talebin şikayet olarak değerlendirilerek dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda “şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına” dair verilen karar alacaklı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 24.12.2009 gün ve 2008/18725-2009/17066 sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; Borçlar Kanunu'nun 522. ve 523. maddeleri gereğince, adi ortaklıkta her ortak şirkette iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklılarının borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK'nun 89. maddesine göre haczettirebileceği, ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün bulunduğu, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamayacağı, somut olayda da adi ortaklığın hakedişten alacağı miktar üzerine haciz konulduğundan, davacı 3. kişinin ortaklık alacağına konulan haczin kaldırılması isteğinin haklı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin adi ortaklığı adına ilgili şirketler aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı nedeniyle icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığındann yetkili olduğunu, adi ortaklığın müvekkiline olan borcu nedeniyle 750.000,00 TL tutarında temlikname verdiğini, bu temliknameden dolayı 187.779,74 TL.lik bakiye alacağın temlik borçlusu tarafından ödenmediğini, buna ilişkin adi ortaklıkta yer alan şirketler aleyhine yapılan icra takibine davalı şirketin haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaliyle,icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; davacı ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklıkta, adi ortaklardan davalı Aydınlı İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.'nin haksız kazanç elde ettiği iddiasıyla tazmini istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı şirketler arasında gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi ile hasılat paylaşımı esasına dayalı olarak konut yapım ve satımı konusunda adi ortaklık kurulduğu, adi ortaklıkta iştirak halinde mülkiyet hükümleri söz konusu olmakla ortakların dışa karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ...Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Hukuk Dairesinin 02.10.2012 tarihli ve 2011/18728 E., 2012/21839 K. sayılı ilamıyla; davanın adi ortaklığın sona ermesi nedeniyle ortaklık payı ve kar payının tahsili istemine ilişkin olduğu, toplanan delillerden ve dosya kapsamından adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, Mahkemece; idareci ortak olan davalıdan hesap istenmesi, hesap üzerinde tarafların uyuştukları ve uyuşamadıkları noktaların tek tek saptanması, uyuşmadıkları konuda delilleri sorulup toplandıktan sonra taraflar arasındaki sözleşmenin 2000 yılında feshedilmiş olması nedeniyle fesih tarihi itibariyle ortaklığın aktifi ve pasifi ile ayrı ayrı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 inci maddesine göre tasfiyenin yapılması, tasfiye memuru marifetiyle ortaklık malları mevcut ise satılıp, mevcut değil ise değerleri belirlenip borçların ödenmesi, kalan kısmın ise taraflar arasında paylaştırılması, davacının maaş karşılığında adi ortaklıkta çalıştığı yönündeki...
Kararı, davacı adi ortaklık vekili ve katılma yoluyla davalı temyiz etmiştir. 1-Dava eser sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ve sözleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. TBK'nın 620. maddesindeki tanıma göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. TBK'nın 624. maddesinde ise ekseriyetle karar verileceğinin kararlaştırılmamış olması halinde adi ortaklıkta kararların oybirliğiyle verileceği düzenlenmiştir. Adi ortaklığın iktisap ettiği veya adi ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar adi ortaklık sözleşmesi dairesinde müştereken ortaklara ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler....
Öte yandan adi ortaklığı düzenleyen yasa hükümleri uyarınca tasfiyenin karar tarihine en yakın tarih itibariyle yapılmasının gerekli olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır....
de tanınır ve bilinir hale adi ortaklık işletmesi olarak kullanıldığı dönemde ulaştığı, bu durumda davalı- karşı davacının "..." ibaresini kullanmasının, adi ortaklıktan ayrılmış olan ve "..." marka ve ibaresini adi ortaklıkta bırakmış olan davacı- karşı davalıya ait 2011 yılında tescil edilen "... ..." markasına tecavüz teşkil etmediği, 2011/74166 no ile tescil edilen "... ..." markasının hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu, markanın ... nezdinde davalı-karşı davacı adına tescili talebinin, istemin idari bir işleme ilişkin olması, aynı zamanda karşı davacının, ..., ... ... ... ile birlikte adi ortaklıkta bu markayı kullandığının anlaşılması sebebiyle yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, hükümsüzlük istemine dair karşı davanın kabulüne, "... ..." markasının hükümsüzlüğünün tespitine, markanın karşı davacı adına tescil edilmesine yönelik istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı-karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir....
Adi Ortaklığı" ünvanlı adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, adi ortaklığa ait vergi mükellefiyet kaydının 02.01.2014 tarihinde oluşturulduğu, davalı adına tescilli olan ..., ..., ..., ..., ... ve ... plakalı araçların faturalar ile adi ortaklığa satışı yapılarak adi ortaklığın kullanımına bırakıldığı, davalının babası olan dava dışı ... adına tescilli ... ve ... plakalı araçların da yine adi ortaklık tarafından araç kiralama işinde kullanıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, adi ortaklık ilişkisinin hangi tarihte başladığı, davalı adına ve dava dışı tarafların babaları adına kayıtlı araçların mülkiyetinin adi ortaklığa ait olduğunun kabul edilip edilemeyeceği, davacının sermaye koyma borcunun bulunup bulunmadığı, davacının kar payı alacağının bulunup bulunmadığı ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin talep edilmesinin haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, HMK'nın 200. maddesi uyarınca davacının adi ortaklığın 2011 yılında başladığını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, tarafların...
Ne var ki, mahkemece taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin sözlü anlaşma ile kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin kurulduğuna dair gerekçesi davalılar tarafından temyiz edilmeyerek benimsenmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği için de olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir. Adi Ortaklığa konu olayın gerçekleşmesi durumunda ortaklığında fesih ve tasfiye edildiği söylenemez. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye ediliş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir....