Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 02.10.2012 tarihli ve 2011/18728 E., 2012/21839 K. sayılı ilamıyla; davanın adi ortaklığın sona ermesi nedeniyle ortaklık payı ve kar payının tahsili istemine ilişkin olduğu, toplanan delillerden ve dosya kapsamından adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, Mahkemece; idareci ortak olan davalıdan hesap istenmesi, hesap üzerinde tarafların uyuştukları ve uyuşamadıkları noktaların tek tek saptanması, uyuşmadıkları konuda delilleri sorulup toplandıktan sonra taraflar arasındaki sözleşmenin 2000 yılında feshedilmiş olması nedeniyle fesih tarihi itibariyle ortaklığın aktifi ve pasifi ile ayrı ayrı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 inci maddesine göre tasfiyenin yapılması, tasfiye memuru marifetiyle ortaklık malları mevcut ise satılıp, mevcut değil ise değerleri belirlenip borçların ödenmesi, kalan kısmın ise taraflar arasında paylaştırılması, davacının maaş karşılığında adi ortaklıkta çalıştığı yönündeki...

    Adi Ortaklığı" ünvanlı adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, adi ortaklığa ait vergi mükellefiyet kaydının 02.01.2014 tarihinde oluşturulduğu, davalı adına tescilli olan ..., ..., ..., ..., ... ve ... plakalı araçların faturalar ile adi ortaklığa satışı yapılarak adi ortaklığın kullanımına bırakıldığı, davalının babası olan dava dışı ... adına tescilli ... ve ... plakalı araçların da yine adi ortaklık tarafından araç kiralama işinde kullanıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, adi ortaklık ilişkisinin hangi tarihte başladığı, davalı adına ve dava dışı tarafların babaları adına kayıtlı araçların mülkiyetinin adi ortaklığa ait olduğunun kabul edilip edilemeyeceği, davacının sermaye koyma borcunun bulunup bulunmadığı, davacının kar payı alacağının bulunup bulunmadığı ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin talep edilmesinin haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, HMK'nın 200. maddesi uyarınca davacının adi ortaklığın 2011 yılında başladığını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, tarafların...

      Ne var ki, mahkemece taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin sözlü anlaşma ile kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin kurulduğuna dair gerekçesi davalılar tarafından temyiz edilmeyerek benimsenmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği için de olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir. Adi Ortaklığa konu olayın gerçekleşmesi durumunda ortaklığında fesih ve tasfiye edildiği söylenemez. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye ediliş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2019/305 E - 2020/216 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında kentsel dönüşüme girecek binaları bulup, yasal prosedürleri tamamlayıp inşaat yapımı ve kar paylaşımına dair adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, adi ortaklıkta tarafların paylarının eşit olacağının kararlaştırıldığını, temsil yetkisinin davacıya verildiğini, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin davacının uzmanlığından, bilgisinden, tecrübesinden, portföyünden ve temsil kabiliyetinden faydalandığını, davacı sayesinde birçok proje imzalandığını ve büyük ticari karlar sağlandığını belirterek davalı tarafça müvekkiline ödenmeyen alacağın, 6100...

        BK'nın 520. maddesindeki tanıma göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. BK'nın 524. maddesinde ise ekseriyetle karar verileceğinin kararlaştırılmamış olması halinde adi ortaklıkta kararların oybirliğiyle verileceği düzenlenmiştir. Adi ortaklığın iktisap ettiği veya adi ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar adi ortaklık sözleşmesi dairesinde müştereken ortaklara ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Aksi sözleşmeyle kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar, birlikte yahut bir temsilci vasıtasiyle üçüncü kişiye karşı üstlenmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes'ul olurlar (BK'nın 534. madde). Kanun veya Kanun'da öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen adi ortaklıkta yetki kaldırılması davası sırasında davalı taraf vekili 05.10.2005 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davalı vekili Avukat ... 05.10.2005 günlü dilekçesinde, daha önce karara çıkan 2005/95 D. ... sayılı tedbir dosyasında karşı tarafa yol gösterici davranıldığı, tarafsızlığını yitirdiği gerekçesi ile reddi hakim talebinde bulunmuştur. Red edilen hakim İlker ... (36395)'in red telebinin yerinde olmadığı görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci hakimliğince reddi hakim talebinin reddine ve H.Y.U.Y.'nın 36/4. maddesi gereğince 100.00.- YTL. para cezasının davalı vekili Av. ......

            Borçlar Kanununun 520.maddesinde, Türk Ticaret Kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını taşımayan iki veya daha fazla kişinin mallarını ve emeklerini, belli iş yapmak için bir akit ile birleştirmelerine adi şirket denildiği ve bu şirketlerin, Borçlar Kanununda bu yönde düzenlenen hükümlere tabi oldukları, yine aynı Kanunun temsil hükümlerini taşıyan 534.maddesinde de, mukavelede belirtilmedikce, şeriklerin birlikte yahut bir mümessil vasıtasıyla üçüncü şahıslara karşı yaptıkları işlemlerden müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 44.maddesinde, adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden,müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap tutulacağı hükmü yer almaktadır....

              Verilen süre içerisinde davacı vekili, adi ortaklığın diğer ortağı ----karşı dava açarak davaya dahil edilmiştir. Bu kapsamda birleşen dosya yönünden davanın kabulüne karar verilerek asıl davaya konu edilen alacak ölçüsünde adi ortaklığın diğer ortağı birleyen dosya davalısı ---- ortaklığı temsil yetkisi kaldırılarak davacının adi ortaklık alacağını talep etmesine imkan tanınarak Anayasanın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesine uygun yorumla, hukukun ve adaletin amacını sağlamaya yönelik olan temel hukuk ilkelerinin gereği yerine getirilmiştir....

                Şti.’nin vekâletnamesinde şirket yetkilisinin Nursel ... olduğunu, şikâyetçi tarafın şikâyette bulunma yetkisinin olmadığını, takibe konu senette görüleceği üzere müvekkiline adi ortaklığın borçlandığını, ortaklardan herhangi birinin değil bizzat adi ortaklığın borcu dolayısıyla icra takibi yapıldığını, borçlu olan adi ortaklığın bizzat kendisi olduğunu, şikâyete konu haczin ortakların değil adi ortaklığın hak edişi üzerine konulduğunu, şikâyet dilekçesinde belirtilen hususlar ve ek olarak sunulan Özel Daire kararının ortakların şahsi borcuyla ilgili olup bizzat adi ortaklığı ilgilendirmediğini, şikâyetçinin belediyedeki alacaklarının ve hak edişlerin adi ortaklığının değil de adi ortaklığı oluşturan şirketlerin herhangi birinin şahsi alacağı olduğunu iddia ediyorsa bu hususun istihkak (davasının) konusu olduğunu, adi ortaklılığın tüzel kişiliğinin olmadığını ve takipte taraf ehliyeti bulunmadığı için adi ortaklığı oluşturan... ve ......

                  Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz. Somut olayda, borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla yürütülen takipte, 17.04.2014 tarihinde Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'ne birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği ve borçlunun hak ve alacağı ile borçlu şirket ve ...Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin oluşturduğu adi ortaklığın alacağı üzerine, borçlu şirketin ortaklık payı oranında haciz konulmasının istendiği, borçlu ile ... Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin, üçüncü kişi Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'nün yol yapım işi yüklenicilerinden oldukları ve haciz konusu alacağın, adi ortaklık alacağı olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu