WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklığa kayyım atanmasına ilişkin tedbir talebi yönünden; tasfiyenin dava açılmakla mahkemece atanabilecek tasfiye memuru eliyle yapılabileceği, davalıların dürüstlük kurallarına aykırı hareket edip etmediklerine yönelik iddianın yargılamada ortaya çıkacağı açıktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun " Ortaklığın Yönetimi" başlıklı 625.maddesi ve " Yönetim Yetkisinin Kaldırılması ve Sınırlanması" başlıklı 629.madde hükümleri dikkate alındığında ,bu aşamada davalı ortakların yetkisinin kaldırılmasını gerektiren haklı nedenlerin varlığına dair yeterli delil bulunmadığından , davalıların yetkisinin kaldırılmasına ilişkin davacı talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlen- dirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı Kanun)'nun 533 üncü maddesi gereğince; şirket işlerini idare yetkisini haiz her ortak, ortakları üçüncü şahıslara karşı temsil yetkisine de sahiptir. Bu nedenle ortaklığı, bütün ortaklar elbirliği ile yönetiyorsa bütün ortakların; bir veya birkaç ortak yönetiyorsa bu yönetici ortak veya ortakların adi ortaklığı veya diğer ortakları temsil yetkisi bulunmaktadır. Yani iç ilişkide idare, dış ilişkide temsil yetkisine tekabül eder. 3. Adi ortaklıkta, ortaklar adına yapılan veya ortakların sonradan icazet (olur) verdikleri işlemlerden doğan borçlar nedeniyle 818 sayılı Kanun'un 534 üncü maddesi gereğince bütün ortaklar müteselsilen sorumludur. 3. Değerlendirme 1....

    Bu doğrultuda, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil yetkisi vardır. Ancak, yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemleri bakımından, temsil yetkisinin bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır. Adi ortaklıkta malvarlıkları bakımından elbirliği ile mülkiyet, borçlar bakımından ise müteselsil sorumluluk söz konusudur. Ortakların ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumlu olabilmeleri için ortaklık adına temsilci ortağın kambiyo yoluyla borçlanabilmesi bu ortağa açıkça BK'nun 388. maddesi gereğince ortaklık adına kambiyo senedi düzenleme yetkisinin verilmesine bağlıdır. Davacılar dava dilekçesinde takibe konu senedin kambiyo vasfında bulunmadığını ileri sürmüşler ise de; borçluların itirazı İİK.'...

    Y A R G I T A Y K A R A R I Davalı vekili dilekçesi ile, davalı şirket ile ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, temsil yetkisinin de davalı şirkete verildiğini; ancak, davalı şirketin yapılan işlerle ilgili kendilerini bilgilendirmediği gibi, sözleşmeye konu işinde tamamlanarak teslimatın yapıldığını; bu nedenle davalının yetkisinin sona erdiğini ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile tasfiye sonucu ortaya çıkacak kazanç payının davacıya ödenmesine ve ortak girişimin .... Belediye Başkanlığı nezdindeki alacakları ve .... hesapları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; ara kararı ile, 20.000 TL teminat karşılığında talebin kabulü ile, ortaklığın Belediye nezdindeki alacakları ve Banka hesapları üzerine tedbir konulmasına karar verilmiş; davalı vekilinin itirazı üzerine de itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmektedir....

      Mahkemece; taraflar arasında minibüs hattı nedeniyle kurulan adi ortaklığın feshinin ve tasfiyesinin gerçekleştiği; özel halk otobüs işletilmesinde ise, davacının da hissesinin olduğu yani adi ortaklığın devam ettiği hususunun yazılı-yasal delille ve tanık beyanlarıyla ve bilirkişi raporuyla da ispat edilemediği gerekçe gösterilerek; davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgeler, dinlenen tanık beyanları, dosyada mevcut bilirkişi raporu ve davalı tarafından eda edilen yemin karşısında; taraflar arasında otobüs işletilmesine ilişkin adi ortaklık bulunduğunun davacı tarafından ispat edilememiş olması nedeniyle, tesis edilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamıştır....

        Yine adi ortaklığın yönetimine ilişkin herhangi bir sınırlama yapıldığına dair belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla taraflar arasındaki adi ortaklıkta TBK 625/1 uyarınca her ortağın adi ortaklığı temsilen işlem yapabileceği kabul edilmelidir. Tüm bu açıklamalar ışığında davacının adi ortaklık adına düzenlenen bonodan adi ortaklığın bir ortağı olarak sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Nitekim Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2016/207 Esas, 2016/224 Karar sayılı kararında; "....Bonoların düzenlendiği 25/04/2008 tarihinde adi ortaklığı temsile yalnızca davacının yetkili olduğu davacı tarafından ilk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında iddia edilmemiştir. Bu iddia istinaf dilekçesinde yapılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Yasasının 357/1 maddesine göre bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar bölge adliye mahkemesince dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz....

          Davacının, yemin beyanına göre , eşinin adi ortaklıkta ortak olduğunu ve parayı onun adına gönderdiğini beyan etmesi karşısında ,iddianın adi ortaklığa dayalı olduğu anlaşılmıştır.Davacı eşi adına bu parayı ortaklık katılım/sermaye payı olarak gönderdiğini de beyan ettiğinden, davacı ile eşi arasında temsil ,vekalet ,ödünç gibi hukuki sebeplerle para ödenmiş ise, bu durum davacı ile dava dışı eşi arasında talep hakkı doğuracaktır. Davada sıfat konusu incelendiğinde ise; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir....

          TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Ayrıca, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir....

            senedin ciro edilmiş olarak göründüğünü, lastik kaşede isminin yazılı olması nedeniyle müvekkilinin adi ortak olarak görünüp ödeme emrinin tebliğ ettirildiğini, müvekkilinin adi ortaklığının bulunmadığını ve davalıya borcunun olmadığını, müvekkilinin Ödemiş 2....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, davacı tarafın davalıların ortaklık sözleşmesi kapsamında davalıların ortak olarak düzenlenen çeklerden sorumlu oldukları iddiasında bulunduğu halde, gizli ortaklığın adi ortaklığın özel bir türü olup, gizli ortaklıkta alacaklının ancak aktif ortağa müracaat edebileceği, davalıların ise gizli ortak olup, aktif ortak ile aralarında iştirak halinde dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu nedenle de davalıların pasif dava ehliyetleri olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu