Bu durumda, ortaklardan ayrı katma değer vergisi mükellefi olan adi ortaklık adına, sahte fatura düzenlediğinden bahisle vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatların, vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu tarhiyatların nedenini oluşturan fiiller adi ortaklık tarafından gerçekleştirildiğinden ve yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde fiili gerçekleştiren adi ortaklığın vergi ve cezalar açısından muhatap kabul edilmesinde yasal bir engel bulunmadığından, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararda isabet bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ......
Mahkemece; "Dava başlangıçta adi ortaklığı oluşturan şirketlerden ....ile davalı arasında düzenlenen sözleşme sonrasında, adi ortaklığı kapsayacak şekilde, hazır beton alımı ek sözleşmesi kapsamında, teminat olarak davalı şirkete verilen bonodan ötürü davacı şirketin sorumlu olup olmadığı noktasındadır. ...Davalı şirketin aynı tarihte adi ortaklık ve adi ortaklığı oluşturan taraflardan dava dışı .... ile imzaladığı iki ayrı beton satış sözleşmesi mevcut olup, delil olarak dayandığı kendi ticari defter ve kayıtlarında beton satışı nedeni ile..... 47.516,65 TL borçlu olduğu, adi ortaklık kayıtlarında davalı şirkete beton alımı nedeni ile borç bulunmadığı gibi özellikle davalı şirketin kayıtlarında da gerek davacı şirkete gerekse adi ortaklığın borçlu kılacak herhangi bir kayıt bulunmadığı; bu nedenle, alınacak hazır beton karşılığı davalı şirkete teminat olarak verilen dava konusu icra takibine dayanak bonodan ötürü davacı şirketin davalı şirkete borçlu bulunmadığı anlaşılmış ve bu yönde...
ın dava konusu taşınmazların maliklerinden satın alınması ve satılarak gelir elde edilmesi hususunda adi ortaklık tesis edildiği ve bu bağlamda, dava konusu taşınmazlarında gerçekte adi ortaklık adına satın alındığının kabulü zorunludur. Dava konusu taşınmaz adi ortaklık adına satın alındığı içinde adi ortaklık sözleşmesinde belirtilen ortaklarında davada yer alması gerekir. (BK 534. madde) Bir başka deyişle adi ortaklık sözleşmesinde adı geçen kişilerinde usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve davaya devam edilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek BK 534. maddesine aykırı olarak taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
da yapılacak ana okulu inşaatının yapımına yönelik adi ortaklık kurulduğunu, bu beyannameyle pilot ortak olarak dava dışı ... Ltd.Şti'nin adi ortaklığı temsile yetkili kılındığını, ancak bu ortağın adi ortaklık adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığı halde adi ortaklık adına iki adet her biri 12.000,00 TL. tutarlı bonoları keşide ederek davalıya verdiğini, ayrıca müvekkili tarafından dava dışı adi ortağa kambiyo senedi keşide etme yetkisi verilmediğinin de ihtar çekilerek bildirildiğini belirterek, toplam iki adet bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sürerken davaya konu edilen iki adet bononun bedellerinin icra dosyasına ödenmesi sonrasında davacı vekili istirdat talebinde bulunmuştur....
Davacı açtığı dava ile adi ortaklığın sona erdiğini bildirerek ortaklık nedeniyle ödediğini ileri sürdüğü paraların tahsilini talep etmekte, davalı ise ortaklığın bittini kabul etmekle birlikte davacının tahsilini istediği miktarları kabul etmemektedir. Taraflar arasında adi ortaklığın varlığı ve bunun fiilen sona erdirilmiş olduğu, tasfiye ve fesih işlemlerinin yapılmadığı tartışmasızdır.Davacı tarafından dava dilekçesinde alacak ile birlikte sözleşmenin feshinin de talep edilmiş olması adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin de istediği anlamını 2006/14132 2007/2381 taşımaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın mahkemece tasfiyesinin yaptırılması gerekir....
Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde, adi ortaklık nedeni verilen senetten kaynaklanan menfi tespit talebinde bulunduğuna, adi ortaklık sözleşmesi gereğince dava konusu senedin ortaklık nedeniyle verildiği anşıldığına göre, uyuşmazlığın TBK'nın 620.vd.maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olarak çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK 620 vd. düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, TBK'nun 642.madde vd. hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında..... işi için 14/07/2011 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, adi ortaklık tarafından yapılan işin bedeli davalı şirketin pilot ortak olmasından 147.500,00 TL'yi davalı şirket hesabına ödendiğini, davalı şirket tarafından yapılan işlerden dolayı 54.660,00TL’lık kesintiler yapıldıktan sonra 46.560,00TL’nin davacıya ödenmesi gerektiğini, davalının ödemekten kaçınması üzerine ihtarname düzenleyerek alacağı talep ettiğini, davalının cevabi ihtarında proje müdürünün 07/2011-12/2016 tarihleri arasında ortaklığa hizmet vermesi nedeniyle proje müdürüne yapılan ödemelerin ortaklık gideri olduğunu ve talep edilen 46.500,00 TL için takas -mahsup talebinde bulunduğunu bildirdiğini, adi ortaklık sözleşmesinde herkesin kendi personelinden sorumlu olduğunun düzenlendiğini, davalı çalışanı olan proje müdürünün giderlerinin ortaklık gideri olmadığını...
Burada, yeri gelmiş iken adi ortaklık kavramı üzerinde durmakta yarar vardır. TBK'nun 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla (gerçek veya tüzel) kişinin, emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir....
Somut olayda, davacı, davalı ile aralarında adi ortaklık bulunduğunu, ortak işlettikleri balık üretme çiftliğine 2008 yılının Aralık ayında getirdiği balıkları, davalının satıp, gelirden kendisine düşen payı vermediğini iddia etmektedir. Davalı ise, davacının adi ortaklık payını, kendisine devrettiğini, davacının artık adi ortaklıkla bir ilgisinin kalmadığını, davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır....
İcra Dairesi'nin 2018/33591 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, borcun tahsili amacıyla, aralarında ticari ilişki olduğu taraflarınca bilinen Dekar Demiröz Adi Ortaklığı'na 14/01/2019 tarihli yazı ile birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, Dekar Demiröz Adi Ortaklığı adına 22/01/2019 tarihli yazı ile borçlunun adi ortaklık nezdinde 108.979,39 TL alacağı olduğu ve dosyaya ödeneceğinin bildirildiğini, haricen taraflarınca borçlunun daha fazla alacağı olduğu öğrenildiğinden, 07/02/2019 tarihli yazı ile Dekar Demiröz Adi Ortaklığı'na birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, adi ortaklık nezdinde borçlunun 108.979,39 TL dışında başkaca bir hak ve alacağı olmadığını beyanla adi ortaklık adına itiraz edildiğini, adi ortaklığın ortakları olan davalılara, 21/05/2019 tarihli yazı ile birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, taraflarca borçlunun, şirketler bünyesinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmaması sebebiyle itiraz edildiğini, T4 A.Ş. tarafından...