Davalı adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını ancak yürürlüğe girmediğini, taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, inşaat şirketinin ise babalarının verdiği sermaye ile iki erkek kardeş tarafından kurulmadığını,bu sözleşmeye dayanarak daha önce bir talep ve dava açma yoluna gidilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 2010/13321-18015 Davacı 26.4.1984 tarihli noterde onaylatılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden ortaklık payı ve sözleşmeye uyulmaması nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını ancak uygulanmadığı savunmuştur....
Adi ortaklık sözleşmelerinde, BK.nun 126.maddesiu gereğince zamanaşımı süresi beş yıldır. Adi ortaklık belli bir işin yapılması için kurulmuş olup, sözleşmede belirtilen konser 29.8.1994 tarihinde yapılmakla, adi ortaklık bu tarihte sona ermiştir. Adi ortaklığın sona ermesiyle, dava tarihi arasındaki beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan, Mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek, neticesi itibariyle doğru olan ret kararının düzeltilerek onanması, HUMK.nun 438/son maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının iadesine, 6.7.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/01/2022 KARAR TARİHİ :29/11/2022 KARAR YAZIM TARİHİ :29/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili...ti. ile dava dışı .... arasında adi ortaklık kurulduğunu ve Beypazarı Belediyesinin 2012/193298 nolu hizmet alım ihalesi için sözleşme imzalandığını, bu iş için davalı bankanın ... Şubesinde hesap açıldığını, adi ortaklık sözleşmesine göre ortaklığı temsil ve ilzama müvekkili şirket yetkilisi olan ...'in yetkili olduğunu ancak davalı bankanın 05.03.2013 tarihinde yetkisiz kişi olan ...'a adi ortaklık yetkilisinin onayı olmadan, ortaklık hesabından usulsüz şekilde 18.500,00 TL ödediğini, müvekkilinin adi ortaklıktaki payının %51 olduğunu, dolayısıyla 9.435,00 TL zararının oluştuğunu, adi ortaklık adına ......
Bu durumda, ortaklardan ayrı katma değer vergisi mükellefi olan adi ortaklık adına yapılan tarhiyatlara ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu tarhiyatların nedenini oluşturan fiillerin adi ortaklık olarak gerçekleştirildiğinden ve yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde fiili gerçekleştiren adi ortaklığın vergi ve cezalar açısından muhatap kabul edilmesinde yasal bir engel bulunmadığından, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken cezalı tarhiyatların kaldırılmasına hükmeden kararda hukuki isabet bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA, 3....
Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda mükellefiyet, bütün ortakları kapsayacak şekilde, tek bir hesap üzerinden tesis edilir. Eğer katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap olacaktır. Zira, katma değer vergisinde adi ortaklık müstakil bir birim ve mükellef teşkil eder; ancak, ortaklığın ayrı tüzel kişiliği olmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve ödeme mükellefiyeti ortaklara düşer. 3065 sayılı Kanun'un 44. maddesinde yer alan hükümle, tarhiyata muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek duraksamaları gidermek bakımından, ortaklardan herhangi birinin tarhiyatın muhatabı olacağı hükmü getirilmiştir....
Adi ortaklık ilişkisi bu şekilde ispatlanmış olup ,davalının koyduğu sermeyeyi talep ettiği ,bu amaçla ilamsız takip yaptığı, takibin kesinleştiği,davacının iş bu menfi tesbit davasını açtığı anlaşılmaktadır. İsbatlanan adi ortaklık ilişkisinin tarafları (adi ortaklar) davacı, davalı ve dava dışı Süleyman Bay'dır.Menfi tesbit konusu icra takibi, davalı tarafından davacı aleyhinde yapılmıştır.Davalı adi ortaklıkta verdiği sermayeyi geri istediğinden ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin usulünce yapılması ,ancak bunun için öncelikli olarak taraf teşkilinin sağlanması ve adi ortaklardan Süleyman Bay'ın da davaya dahil edilmesi gereklidir. Taraf teşkili mahkemece bu şekilde usulen tamamlandıktan sonra ise adi ortaklığın feshi ile TBK 642. vd. Md.lerinde açıklanan sıra ve yöntem izlenerek tasfiyesinin yapılması zorunludur....
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK 620/1. Madde). 6100 sayılı ..... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu iddia etmekte, davalı ise davacı ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı davalıyla ile adi ortaklık ilişkisi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, davalı ile adi ortaklık sözleşmesi ilişkisi içerisinde ihale almak suretiyle iş yaptıklarını ve bu ilişkiden kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK'nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır....
Davalı taraf dilekçesinde; murislerinin 1995 yılında vefat ettiğini, taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, çok eskiye dayanan olaylar hakkında 34 yıl sonra 2009 yılında bir ortaklığın varlığının iddia edilmesinin akla ve mantığa uymayacağını, iddialara ilişkin hiçbir kayıt ve belgenin bulunmadığını, buna göre iddiaların uydurma olduğunu ve davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın ispat edilemediği, böylelikle de taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin kurulmadığı gerekçesi ile; davanın redine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/18465 esas 2015/4852 karar sayılı 24/03/2015 tarihli ilamıyla; “.... Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....
Bu nedenle tarafların birbirlerine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, bir ortağın diğer ortağa hesap verme yükümlülüğünü ihlal etmesinin, TBK'nın 639/7. Maddesi hükmü gereğince adi ortaklığın feshini haklı kılacak nedenlerdendir. Buna göre davacı tarafından, adi ortaklığın haklı nedenle feshine dayalı olarak adi ortaklığa koyduğu sermaye payının tahsili talep edilmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....
nin icra mahkemesine başvurusunda.... ve .... adi ortaklığı adına kayıtlı .... plakalı araçlar üzerine haciz konulamayacağından bahisle haciz işleminin iptalini talep etmiş, mahkemece istemin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 638/1. maddesinde "Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur" hükmü mevcuttur. Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir....