Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacılar, davalının murisleri olan babaları ile kurdukları adi ortaklık sözleşmesinin tasfiyesi sonucu paylarına düşen miktar için verdiği çekin zamanaşımına uğratıldığını ileri sürerek ödenmeyen 30.000.000.000. Tl alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, ikametgahı mahkemesi olan ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyanla yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine istek halinde dosyanın yetkili ... nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, para alacağının ödetilmesi isteğine ilişkindir....

    Fıkrası hükmü ile Mahkemeden dava konusu adi ortaklık sözleşmesinin feshi talebi, akabinde kendilerinden haksız kazanç elde edilen müvekkili davacılar tarafından ortaklık payı adı altında nakten T6 T7 ve T6 ile T7’ün sahibi olduğu Küçükyalı Su Ürünleri Gıda Turizm Sanayi ve Tic. Ltd....

    tarihinde eylemli olarak faaliyetine başladığını, adi ortaklığın üst yüklenici firmanın bilgi ve rızası dahilinde kurulduğunu, bu nedenle üst yüklenici ile arasındaki taşeronluk sözleşmesinin feshedildiğini ve adi ortaklık anlaşmasına uygun olarak aynı koşullarla üst yüklenici ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamladığını, ancak iş bedelinin büyük bir kısmını üst yükleniciden tahsil etmesine rağmen davalı şirketin kar payını vermediğini ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla payına düşen kardan şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

      KARAR Davacı, 1990 yılında kendisinin parasını, davalının da bilgi becerisi ile emeğini koyduğu bir adi ortaklık oluşturduklarını, yazılı sözleşme olmadığı için karın yarı yarıya paylaşılması gerektiğini, adi ortaklığın işlerini davalının yürüttüğünü, bu ortaklık için davalıya 438.564 dolar verdiğini, davalının sermayeden 117.00 doları kendisine iade ettiğini, davalının ortalık süresince ortaklık adına çeşitli gayrimenkuller aldığını kendisine bilgi vermeyen davalının taşınmazların bir kısmını kendisi ve eşi adına tescil ettirdiğini, bir kısım taşınmazların ise kendisine devredildiğini, davalı ve eşi adına tescil edilen taşınmazların değerinin daha fazla olduğunu, kendisine kar payıda ödenmediğini ileri sürerek hissesine isabet eden kar payından şimdilik 600.000.000 TL.nin tahsiline, adi ortaklığın tasfiyesi ile davalı tarafından elde tutulan sermayeden fazlası saklı kalmak üzere 3.000 doların tahsilini istemiş, 19.9.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile de, kendisine iade edilen 117.000 doların...

        Tarafların kabulüne göre; aralarında bir adi ortaklık ilişkisi mevcut olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki, bu kabule göre; Adi ortaklık ilişkisinin, “taraflardan birinin diğer ortağa verdiği bedelin kendisine iadesi” şeklinde tasfiyesi düşünülemez. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

          tarafından düzenlenen bilançoya göre adi ortaklığın öz kaynağının -4.224.179,66 TL olduğu, buna göre TBK 643 maddesi gereğince tasfiye sonucunda taraflara ödenecek alacağın bulunmadığı kanaatine varılmakla adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında taraflara ödenecek alacağın bulunmadığına ve davacının alacak davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            deki işinden çıkarılmasının ortaklığın feshedilmesi anlamı taşıdığını, bu nedenle adi ortaklığın tasfiyesi suretiyle kendisine düşen adi ortaklık payını talep ettiğini, ancak adi ortaklık sözleşmesi uyarınca kurulan anonim şirketin adi ortaklıkta birlikte sona ermeyeceği dikkate alınarak, adi ortaklık malvarlığındaki şirketler tasfiye edilmeden adi ortaklığın varsayımsal olarak tasfiyesi sonucunda payın hesaplanmasını ve şirketlerin hizmet şirketi olması nedeniyle indirgenmiş nakit akımları yönetiminin uygulanması suretiyle hesaplama yapılmasını, müvekkili ile davalılar arasında, ortaklaşa yürüttükleri faaliyetinin gelirlerinin paylaştırılmasını amacıyla kurulan adi ortaklığın davalı ... A.Ş. Ortakları tarafından haksız fesih suretiyle sona erdirilmiş olması nedeniyle, adi ortaklık tasfiyeye girdiğinden, müvekkilinin tasfiye payının, adi ortaklığın malvarlığının varsayımsal olarak tasfiye edilmesi suretiyle HMK'nın 107....

              Adi ortaklık bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birliktir. Bu nedenle, ticari ilişkide ortakların şahsı da önem arz etmektedir. Kanun adi ortaklık ilişkisinin kurulması için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Nitekim doktrinde de sözleşmesel ilişkinin kurulması ile ilgili olarak "Diğer sözleşmelerde olduğu gibi, adi ortaklık sözleşmesi de tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur...Kanun ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini şekle bağlamamıştır." denilmiştir (Yavuz/Özen/Acar; Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2007, s. 910). Aynı şekilde doktrinde, "Kanun, adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini özel bir şekil şartına tabi tutmamıştır....

                Davalı; adi ortaklık sözleşmesinin sadece "Baskı Enjeksiyon" işi için yapıldığını; hiçbir şekilde kendisine ait "... MARKA" dolapların ne üretimi, ne satışı, ne de kalıpları dahil olmak üzere hiçbir ticari sırrını kapsamadığını; davacının dilekçesinde kalıpları ortaklık payı olarak göstermeye çalıştığını, bu hususu kabul etmediklerini; ortaklığın tasfiyesi için ... Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesini; haksız açılan davanın reddini istemiştir. Birleştirilen davada ise, davacı Mehmet Yıldırım; davalı (karşı davacı)'nın kusuru ile sözleşmenin sona erdiğini ileri sürerek; adi ortaklığın feshine; sözleşmede öngörülen cezai şartın (500.000 USD'nin) ödenmesine; ...'...

                  DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/12/2020 KARAR TARİHİ : 22/12/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket ile davalı şirket arasında Adi Ortaklık Kurulması görüşmeleri sonucu üç adet adi ortaklığın kurulduğunu, tarafların esasında üç ayrı ihaleye yönelik üç ayrı adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında kurulan üç ayrı adi ortaklık sözleşmelerinde yazılı amaçlar gerçekleştiğinden ve süreleri sona erdiğinden kendiliklerinden TBK 639/1 VE 639/5 e göre sona erdiğini,taraflar arasındaki her üç ortaklık son bulmuş olmasına rağmen yönetici olarak davalılar tarafından herhangi bir hesap verme, kar/zarar payı hesaplama, dağıtım ve/veya hesaplama yapılmadığını, ortaklığın tasfiyesi için tasfiye memuru belirlenmesi için görevlendirmenin yapılması amacıyla...

                    UYAP Entegrasyonu