Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şirketi arasında adi ortaklık sözleşmesi tanzim edilerek adi ortaklık kurulduğu, bu adi ortaklığın dava dışı ... ile yaptığı sözleşme kapsamında ...'ye ait taşınmazlar üzerinde adi ortaklığın inşa edeceği binaların bir kısmının dava dışı ...'ye bir kısmının adi ortaklığa ait olacağının kararlaştırıldığı, akabinde ... şirketinin hissesini davalı şirkete devrettiği ve ...'nin bu devre izin verdiği, ... ile yapılan sözleşme kapsamında adi ortaklık adına davacı ortak ... şirketinin harcamalar yaptığı, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davalı şirketin hissesine düşen katkıyı yapmadığı iddiasıyla hissesine düşen bedelin tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava; TBK 627.maddesi kapsamında ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderler ile ortaklığa avans olarak verilen paranın diğer ortaktan hissesi oranında tahsili talebinden oluşmaktadır....

    Mahkemece adi ortaklığın feshi ile fesih ve tasfiyesi için tasfiye memurunun atanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların noterde 27.6.2002 tarihli sözleşme ile ... Lokantasının işletmeciliği konusunda adi ortaklık yaptıkları, davacının %25, davalının ise %75 oranında paylarını olduğunu, davalının yönetici ortak olduğu,davacının mahkeme aracılığı ile yaptırdığı tesbite göre işletmenin zarar ettiği hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir. Davacı, kar payının tahsili ve yönetici olarak atanması için eldeki davayı açmıştır.Davalı ibraz ettiği 4.4.2004 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verildiğini,fesih ve tasfiyesinin buna göre yapılması gerektiğini, davanın yersiz olduğunu savunmuştur....

      Adi ortaklıkta ortaklar arasındaki kar payı dışındaki alacak iddiası aynı zamanda fesih ve tasfiyeyi gerektireceğinden, fesih ve tasfiye davası devam ederken ileri sürülen alacak iddiasının da ilk davadaki tasfiye sürecinde incelenerek tasfiye kapsamına alınması gerekir. Aksi halde tam bir tasfiyeden söz edilemeyeceğinden sonradan açılan davanın birleştirilmesi isteğinin kabul görmemiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. Aksine bir durum mükerrer tasfiye sonucuna yol açacağından, böyle bir duruma imkan verilmesi hukuken mümkün görülmemiştir. Ayrıca, taraflar arasındaki 28/02/2014 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6 ıncı maddesinin A bendine göre davalılardan .....'...

        Nolu ... olduğunun tespitine karar verilmesini, adi ortaklığa TOKİ tarafından yapılacak ödemlerin ... tarafından bildirilen ortaklık hesabına yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Her ne kadar adi ortaklık ilişkisi her hangi bir şekle bağlı değilse de, bu kural geçerlilik şekli bakımından söz konusu olup, ihtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır. HMK'nın 200.maddesi gereğince; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2.500,00 TL'yi geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir....

            Noterliği'nin 14/02/2014 tarih ve ... yevmiye numaralı adi ortaklık kurulmasına ilişkin sözleşme gereğince adi ortaklık kurulduğu, adi ortaklık ilişkisi kapsamında ticari faaliyette bulunulduğu, 20/07/2016 tarihli ve ... Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen 670 Sayılı KHK kapsamında ... A.Ş.'nin kapatılarak Hazineye devredilmesine karar verildiği, 24/08/2016 tarihi itibariyle ... A.Ş.'nin ticaret sicilinden re'sen terkinine karar verildiği anlaşılmıştır. 6098 Sayılı TBK'nun adi ortaklıkta sona erme sebeplerini düzenleyen 639/1-7. maddeleri gereğince; ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesi veya haklı sebeplerin bulunması hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla adi ortaklık sona erecektir. Bu kapsamda, ... A.Ş. ile davalı ....A.Ş. arasında ... 10....

              Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Somut olayda, davacı ...'ın ... makamları nazarında resmi olarak ortak edildiği ispatlanamamış olsa da taraflar arsındaki ilişkinin davacıların verdiği katkı payı doğrultusunda kar etmek amacını taşıyan adi ortaklık ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca ticaret mahkemesince bu gerekçe ile verilmiş görevsizlik kararının temyizi neticesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2015/11790 Esas saylı ilamı ile yerel mahkeme gerekçesi onanmakla taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu husus bir kez daha kesinleşmiştir. Davacılar iş bu davada, adi ortaklık i... koydukları katkı payını istediğinden bu talep adi ortaklığın tasfiyesi sonucunu ihtiva etmektedir....

                ATM'de 2017/1244 esas sayılı dosyada Adi Ortaklığın Fesih ve tasfiyesi için dava açıldığı ,derdest olduğu bilgi ve beyanlardan anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre ,adi ortaklık kurulurken temsilci olarak atanan ...ün davalı şirket ortakğı iken,sonradan hisselerini ...a devrettiği,bu kişinin davalı şirketin hakim ortağı olduğu anlaşılmıştır....

                  Davacı, davalılar ile aralarında adi ortaklık kurulduğunu iddiasıyla bu davayı açmıştır. Davalı savunmasında davacı ile adi ortaklık kurmadıklarını, davacının işyerine zaman zaman gelerek bir kısım işlerde kendilerine yardımcı olduğunu kabul etmişlerdir. Dosyaya davacı tarafından ibraz edilen davacının ismi yazılı olan belgelerde ortaklığın iştigal konusuyla alakalı olarak 3. şahıslara ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar, davacının işyerinde zaman zaman çalıştığını kabul etmekte birlikte bu hizmeti için bir ücret ödendiğini iddia ve kanıtlamış değillerdir. Hal böyle olunca davacının, davalının işyerinde çalışmış olması, işyeri ile ilgili bir kısım ödemeler yapması birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında Borçlar kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir....

                    Tedbir yönünden yapılan incelemede: Adi ortaklık kapsamında olduğu yukarıda açıklanan ve satılmayan taşınmazlarla ilgili ihtiyati tedbirin devam etmesinin, adi ortaklık sözleşmesi sebebiyle tarafların hak ve menfaat dengesine uygun düşeceği değerlendirilmekle ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir." gerekçeleriyle kararın, HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karar sonrası davalı tarafça; 01/06/2023 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 23.02.2009 tarihli sözleşmenin, hukuken geçerli bir adi ortaklık sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların adi ortaklık adına satın alınmadığı ve dolayısı ile davacı T1 davalı müvekkili Kayhan'dan ortaklık kar payı talep etme hakkının bulunmadığı hususlarının sabit olduğunu, bu nedenle, davalı müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması adına öncelikle dava konusu taşınmazlar üzerindeki İhtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu