Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz. Somut olayda, borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla yürütülen takipte, 17.04.2014 tarihinde Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'ne birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği ve borçlunun hak ve alacağı ile borçlu şirket ve ...Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin oluşturduğu adi ortaklığın alacağı üzerine, borçlu şirketin ortaklık payı oranında haciz konulmasının istendiği, borçlu ile ... Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin, üçüncü kişi Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'nün yol yapım işi yüklenicilerinden oldukları ve haciz konusu alacağın, adi ortaklık alacağı olduğu anlaşılmaktadır....

    Takipte, adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan ortaklar adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620.maddesine göre (mülga 818 Sayılı BK'nun 520. maddesi) adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı gösterilmesi ve ayrı ayrı ödeme emri tebliği gerekmekte olup, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık adına tek bir ödeme emri tebliğe çıkarılarak takip yapılması usulsüzdür. Yasanın emredici kuralından kaynaklanan bu husus hakkında şikayetçinin İİK'nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Öte yandan, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup, mahkemece de, kendiliğinden gözönüne alınmalıdır. O halde, adi ortaklık adına çıkarılan ödeme emrinin ve takibin geçerliliği bulunmadığından mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Somut olayda, alacaklı tarafından ....-... adi ortaklığı ve adi ortaklığı oluşturan borçlular..... ve ... aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620.maddesine göre (mülga 818 Sayılı BK'nun 520. maddesi) adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, icra takibinde adi ortakların da ayrı ayrı gösterilmesi, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık aleyhine takip yapılabileceği anlamına gelemeyeceğinden taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık aleyhine takip yapılması usulsüzdür. Yasanın emredici kuralından kaynaklanan bu husus hakkında şikayetçinin İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Öte yandan, taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de, kendiliğinden gözönüne alınmalıdır....

        Bu nedenle ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen nazara alınır. Dairemizce, gerekçeli kararın adi ortaklığı oluşturan şirketlere tebliği ile temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosya mahalline geri çevrilmişse de, adi ortaklık vekili tarafından verilen dilekçe ile temyiz başvurusunun adi ortaklık adına yapıldığı, tamamlanması gerekli bir tebliğ işlemi bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. İcra mahkemesi kararının adi ortaklık tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından dava açma ehliyeti yoktur. Temyiz de bir dava olmakla adi ortaklığın kararı temyiz yetkisi bulunmamaktadır....

          İş Ortaklığının 3 adet işin teslimi için kurulduğunu, 3 adet işin kısım kısım tamamlanması neticesinde iş ortaklığının amacını tamamlayacağını ve tasfiye olacağını, hak edişlerin iki adi ortak arasında inşaat ilerledikçe pay edileceğini, eğer ödemeler, hak ediş ve alacaklar kaynağında haczedilmez ve adi ortaklık uhdesine intikal ederse, dosya alacağının semeresiz kalacağını, adi ortaklığın değil, adi ortağın adi ortaklıktan alacaklı olduğu kar payı üzerine haciz konulduğunu, kaldı ki, adi ortaklığın alacaklarının da haczedilebileceğini, T2 San.ve Tic.Ltd.Şti şirketinin dosyada taraf olmadığını, şikayet hakkı olmadığını, şikayet dilekçesi sunmasında maddi menfaati olmadığını, Nurfe İnşaat şirketinin alacakları üzerine konulmuş bir haciz olmadığını, Nurfe İnşaat'ın kendi payına düşen ödemelerini aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Ancak sadece adi ortaklık veya ortak girişim denmiş ve kişi gösterilmemiş ise “Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.Dosya içeriğine göre dava, davalı ... ile ... olarak adi ortaklığa yöneltilmiş, dava dilekçesi adi ortaklık adına tebliğ edilerek yargılama yapılmıştır. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır....

            (BK. m. 126/4) Ayrıca, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir....

              Adi Ortaklığı aleyhine açıldığı bozma kararı öncesinde tüm tebilgatların adi ortaklığa yapıldığı, hükmün de adi ortaklık aleyhine verildiği, bozma kararından sonra da tüm tebligatların adi ortaklığa yapıldığı, gerekçeli karar başlığından davalı olarak adi ortaklığın gösterildiği ancak hüküm kısmında "davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline" şeklinde karar verildiği görülmüştür. Yukarıda belirtilen hükümler ve yapılan açıklamalara göre; adi ortaklığı oluşturan şirketlere dava dilekçesi ayrı ayrı tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamanın sonuçlandırılması ve kararda ortak girişimi oluşturan şirketlerin her birinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesi ortak girişimi oluşturan şirketlere ayrı ayrı tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, vekillerle ilgili vekaletname veya tevkil belgeleri tamamlatılmalı ve hükümde ortak girişimi oluşturan şirketler ayrı ayrı gösterilmelidir....

                nın ''ortaklar arası ilişkilerden dolayı, adi ortaklığı temsilen dava açamayacağını, davanın zorunlu dava arkadaşı olan diğer ortaklarla birlikte açılması gerekirken 'adi ortaklığı temsilen tek ortağın'' böyle bir davayı açmaya yetkisi olmadığını, alacaklının ... ...'mı adi ortaklık mı olduğu hususlarının açıklattırılması gerektiğin, gerek inşaat sözleşmesine, gerekse müvekkilinin imzası bulunmayan Adi Ortaklık Sözleşmesine göre idareci ortak olan ... ...'nı sürekli vekiledeni ile kardeşi ...'ya ve annesi ...'...

                  Adi Ortaklık olarak adi ortaklığa yöneltilmiş, dava dilekçesi adi ortaklık adına tebliğ edilerek yargılama yapılmıştır. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır. Bu sebeple davacı vekiline, adi ortaklığı oluşturan şirketlere tebligat yapılması için süre verilmeli bu şekilde taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmelidir. Tüzel kişiliği olmadığı halde, adi ortaklık adına davetiye çıkartılması, dosyada taraf teşkili sağlanamadan işin esasına girilerek adi ortaklık aleyhine hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu