Belediye Başkanlığına haciz yazısı yazıldığı, şikayetçi borçlunun, haczedilen alacağın adi ortaklığa ait olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, adi ortaklığın borcundan dolayı adi ortaklık mallarına haciz konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra takibinin borçlusu, adi ortaklığın ortakları olan şirketler olup, adi ortaklık değildir. Kaldı ki adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, adi ortaklık hakkında takip yapılması da mümkün değildir.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak etme hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilirler. Ayrıca, aynı Kanun'un 638. maddesine göre, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının da ortağı olduğu adi ortaklığın vergi dairesine takibe dayanak faturaları ibraz ettiği, 07.07.2010 tarihinde kurulan adi ortaklığın 03.12.2010 tarihinde feshedildiği, adi ortaklık defterine takibe dayanak olan iki adet faturanın adi ortaklığın feshi sonrasında düzenlenmesi nedeniyle işlenmediği, ancak adi ortaklığın vergi dairesine takibe dayanak faturaların ibraz edildiği ve vergi kaydının faturaların düzenlenmesinden sonra 15.01.2011 tarihinde silindiği, buna göre davacının 31.957,59 TL alacaklı olduğu, alacak para alacağına ilişkin olduğundan alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu, davacının adi ortaklığı oluşturan her iki şirkete karşı takip başlattığı, itiraz eden davalı aleyhine dava açmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacının davaya konu hizmeti adi ortaklığa verdiği, adi ortaklığın feshi sonrası tarihli fatura düzenlenmiş olsa da, hizmetin adi ortaklık ile davacı arasındaki...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazını yinelediklerini, davacının ödünç para verdiği iddiasında bulunduğu Adi Ortaklığın 16 Kasım 1998 tarihinde imzalanan 13 maddeden oluşan ortaklık sözleşmesinin 8. maddesinde de belirtildiği üzere ortak girişimin pilot ortağının sadece işveren konumundaki idareyle yapılacak iş ve işlemlerde diğer ortakları temsil edebileceğini, adi ortaklığın temsili ve ilzamı konusunda mutlaka birlikte karar alınması ve temsil edilmesinde ortakların mutabık kaldıkları, BK hükümlerine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle adi ortaklığın tamamına husumet yöneltilmesi gerektiğini, adi ortakların ortaklığın borçlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları gibi ortaklığın temsilinde zorunlu dava arkadaşı olduklarını, adi ortaklık sözleşmesinde belirtildiği üzere müvekkili şirketin ve dava dışı diğer adi ortaklığın ortaklarının paylarının eşit olduğu, adi ortaklığın her iki ortağını temsilen ikişer üyeden oluşan yönetim...
Bu sebeplerle, takibe dayanak bononun kambiyo hukuku kuralları içinde adi ortaklığı bağlamayacağı değerlendirilmiş, takibin adi ortaklık aleyhine başlatıldığı ve davacıların takipte ve davada ortak sıfatı ile taraf oldukları gözetilmiş, hal böyle olunca adi ortaklık adına hüküm kurulmuştur. Adi ortaklığa mal satıp teslim eden ve bu işlemler sırasında ortaklardan ... ile muhatap olan davalının, ...'yı adi ortaklığı idare eden ortak olarak görüp onun tarafından keşide edilen bonoyu takip koymakta kötü niyetli kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş, davacının tazminat talebi bu sebeple reddedilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile; ... - ... Adi Ortaklığı'nın Samsun İcra Dairesi'nin ......
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazını yinelediklerini, davacının ödünç para verdiği iddiasında bulunduğu Adi Ortaklığın 16 Kasım 1998 tarihinde imzalanan 13 maddeden oluşan ortaklık sözleşmesinin 8. maddesinde de belirtildiği üzere ortak girişimin pilot ortağının sadece işveren konumundaki idareyle yapılacak iş ve işlemlerde diğer ortakları temsil edebileceğini, adi ortaklığın temsili ve ilzamı konusunda mutlaka birlikte karar alınması ve temsil edilmesinde ortakların mutabık kaldıkları, BK hükümlerine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle adi ortaklığın tamamına husumet yöneltilmesi gerektiğini, adi ortakların ortaklığın borçlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları gibi ortaklığın temsilinde zorunlu dava arkadaşı olduklarını, adi ortaklık sözleşmesinde belirtildiği üzere müvekkili şirketin ve dava dışı diğer adi ortaklığın ortaklarının paylarının eşit olduğu, adi ortaklığın her iki ortağını temsilen ikişer üyeden oluşan yönetim...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazını yinelediklerini, davacının ödünç para verdiği iddiasında bulunduğu Adi Ortaklığın 16 Kasım 1998 tarihinde imzalanan 13 maddeden oluşan ortaklık sözleşmesinin 8. maddesinde de belirtildiği üzere ortak girişimin pilot ortağının sadece işveren konumundaki idareyle yapılacak iş ve işlemlerde diğer ortakları temsil edebileceğini, adi ortaklığın temsili ve ilzamı konusunda mutlaka birlikte karar alınması ve temsil edilmesinde ortakların mutabık kaldıkları, BK hükümlerine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle adi ortaklığın tamamına husumet yöneltilmesi gerektiğini, adi ortakların ortaklığın borçlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları gibi ortaklığın temsilinde zorunlu dava arkadaşı olduklarını, adi ortaklık sözleşmesinde belirtildiği üzere müvekkili şirketin ve dava dışı diğer adi ortaklığın ortaklarının paylarının eşit olduğu, adi ortaklığın her iki ortağını temsilen ikişer üyeden oluşan yönetim...
varlığı ihtilafsız olup bu kapsamda adi ortaklığın sorumluluğu iyiniyetli 3. kişi konumunda olan müvekkilimize karşı devam ettiğini, Davacı taraf, adi ortaklığın sona erdiğini ve bu sebeple adi ortaklık yönünden birlikte hareket etme zorunluluğunun olmadığı iddia ettiğini, ancak öncelikle tekrar belirtmek isteriz ki hukuken adi ortaklık devam ettiğini, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin bir belge davacı tarafça sunulmadığını, her ne kadar davacı taraf ortaklığın sona ermesine ilişkin ------------ E....
Noterliği'nce 22.06.2015 tarihinde 12355 yevmiye numarası ile tasdik edilen "adi Ortaklık Sözleşmesi" uyarınca taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu, olup, sözleşmenin 4....
Davacı taraf davalı taraflar aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, davalının adi ortaklık ilişkisine aykırı davrandığını, ortaklığın gereklerini yerine getirmediğini beyanla adi ortaklığın fesih ve tasfiyesiyle ortaklık ilişkisinden kaynaklanan tüm hak ve alacakları için şimdilik 1.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş ise de davalı taraf ise ,taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olmadığını, yalnızca elektrik işi taşeron sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmenin davacı yükümlülüklerini yerine getirilmemiş olması nedeniyle hükümsüz kaldığını, davalının ise özleşmeden doğan yükümlülüklerini kendilerinin yerine getirdiğini belirterek davalının davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür.Davada adi ortaklık ilişkisinin ispatlanması önem arzetmektedir. Bu noktada, uyuşmazlık taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunup bulunmadığı, bu ortaklık ilişkisi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesine .... sayılı dosya ile başvuruda bukunduklarını, Adi ortaklığın internet şifresinin değişimi ile internet ortamında kayıtları takip edemediklerini, davalının kendilerini ve adi ortaklığı zarar sokacak faaliyetlerde bulunduğunu ileri sürerek davalının Adi ortaklığı yönetimiyle ilgili temsil ve ilzam yetkisinn klaldırılarak tüm yetkinin kendilerine verilmesine; olmadığı taktirde tasfiye süreci sonuna akadar kayyım atanmasına, adi ortaklığa ait tüm ticari defterlerin kendilerine yahut mahkemeye teslimine,Adi ortaklığın sözleşme süresi sonunda tasfiyesine karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır....