Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacının ödemesi gereken bedelleri gecikmeli ödemesi nedeniyle munzam zararının oluştuğunu, ortaklığın tasfiyesi istenmeden tapu iptalinin istenemeyeceğini, üzerine inşaat yapılan arsada kendilerinin paydaş olduğunu, 9 2010/6704 2011/2141 parselin oluşturulması için 529.000 TL harcadıklarını savunarak davanın reddini dilemiş, birleşen davada ise, tüm aktif ve pasifin tesbiti ile ortaklığın tasfiyesini, ortaklığın tasfiyesi sebebiyle doğmuş ve doğacak munzam zarar dahil tüm alacaklarının faizi ile tahsilini talep etmiştir....

    Maddesi uyarınca Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Somut olayda adi ortaklığın yeni bir adi ortaklık kurulması nedeni ile tarafların karşılıklı anlaşmaları sonucu sona erdiği hususu açıktır. Ortaklığın sona ermesinin sonucunda ortaklığın tasfiyesi söz konusu olmaktadır.Tasfiye ortaklığın bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbiri ile alacak- verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK.'nun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklarda dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davanın nitelendirmesinde hataya düştüğünü, davanın inanç sözleşmesinden değil adi ortaklıktan kaynaklandığını, bu kapsamda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerektiğini, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

      Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kâr payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

        Adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Eldeki davada; kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatın yapılıp tamamlandığı ve taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

          Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı ...... arasında yapılan ve inkar edilmeyen GOP .....Noterliğinin 21/04/2015 tarih ....... yevmiye numaralı "Hasılat ve Bağımsız Bölüm Paylaşım Amaçlı İnşaat Sözleşmesi"nin adi ortaklık sözleşmesi olduğu, iş bu hususun mahkememizin 2017/938 esas sayılı dosyasında ara karar ile tespit edilip adi ortaklığın tasfiye sürecinin başlatıldığı, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin yargılamanın halen devam ettiği, davacı tarafın adi ortaklık kapsamında bağımsız olarak alacak isteminde bulunamayacağı, ancak adi ortaklığın tasfiyesinden sonra +bakiye mevcut ise tasfiye payı olarak kendisine ödenmesini talep edebileceği, bu bağlamda henüz tasfiye işlemi tamamlanmadan davacının davalı .........

            Mahkemece adi ortaklık ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de taraflar arasında BK.nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu dosyadaki 2011/7811-16779 delillerden anlaşıldığı gibi yönetici ortağın davalı ...'nin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilecek süre sonunda yönetici ortak tarafından ortaklık defterlerinin ve hesap listesinin verilmesi aksi halde, yönetici ortağın hesap vermekten kaçındığına ilişkin hukuki sonuç doğuracağı kabul edilse de adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklık ilişkisinin varlığı iddiasına dayalı ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesi, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06.12.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av.... geldi....

                Mahkemenin 7.2.2003 tarihli kararıyla ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile ortaklığın tasfiyesine karar verilmiş, davalı temyizi üzerine Dairemizin 18.9.2003 günlü ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmesi sonucu, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, tasfiye memuru olarak atanan bilirkişilerce düzenlenen tasfiye kurulu raporu ve bilançosunun tasdikine, tasfiye kurulu bilirkişilerin raporu doğrultusunda davanın kabulü ile davacı ... davalı arasındaki adi ortaklığın tasfiyesinin kapatılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş; Dairemizce tekrar bozulmuş; Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra bu kez bilirkişiden rapor ve ek raporlarda alınmak ve 29.11.2007 tarihli ek rapor esas alınmak suretiyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye payı olarak davacıya 50.559.50 YTL ödenmesine, alacak mahkeme kararı ile muaccel hale geldiğinden faiz uygulamasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara...

                  UYAP Entegrasyonu