Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir -------- Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
gücündeki meydana gelen azalmanın aşkın (munzam) zararı oluşturduğu yönündedir....
nin aydınlatma işiyle iştigal ettiğini, kendisinden önce tahliye ettiğini, müvekkilinin işyerine haciz memurları eşliğinde davalı yanın gelerek müvekkili kardeşinden alacakları bulunduklarını söylediklerini, borca ilişkin müvekkilinin iş yerinde muhafazalı haciz işleminin gerçekleştirildiğini, haciz işlemi ile müvekkilinin işyerinde kullandığı laptop bilgisayar ve oto tamir bakım hizmetlerine mahsus ekipmanlarının tamamı haczedilerek muhafaza altına alındığını, haciz ve muhafaza işleminin 4 yıl 3 ayı aşkın süreyle devam ettiğini, ikinci istinaf incelemesi neticesinde haciz işlemlerinin kesin olarak kaldırıldığını, menkullerin müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin tüm dükkanının haciz yoluyla boşaltıldığını, müşterilerine, personeline ve çevre esnafa karşı itibarının sarsıldığını, mesleki faaliyetini sürdürme imkanının ortadan kaldırıldığını, oto tamir bakım ekipmanlarını ekonomik olarak yenileme güçlüğü ve uğradığı itibar kaybının etkisiyle 2017 yılı sonunda ticareti...
gücündeki meydana gelen azalmanın aşkın (munzam) zararı oluşturduğu yönündedir....
Aşkın haciz şikayeti yönünden yapılan incelemede; alacaklı tarafça bankalara yazılan İİK 89/1 haciz müzekkerelerine KuveytTürk Bankası ve Ziraat Katılım Bankası'ndan gelen yazı cevabında borçlunun Ziraat Katılım Bankası'nda 66.641,69 TL, KuveytTürk Bankasında ise 84.806,38 TL ve 281,75 TL nakit, 922.06 gram altının bulunduğunun, KuveyTürk Bankası yazı cevabında bankanın takas ve mahsup hakkı bulunduğunun belirtildiği, KuveytTürk Bankası cevabına göre hesaplarda bulunan paraların dosyaya istenmesi koşulları henüz oluşmadığı, icra dosyasına getirilmiş herhangi bir meblağın bulunmadığı, 2004 sayılı İ.İ.K.'nun 40/1 maddesi uyarınca da icra takibinin durdurulduğu dikkate alınarak aşkın haczi şikayeti yerinde görülmeyerek davanın reddine" karar verildiği görülmüştür....
Eş söyleyişle alacaklının, borçlu ile arasındaki hukukî ilişkiden doğan temerrüt faizinin akdi yahut yasal olması, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğine engel teşkil etmez. Burada önem arz eden husus alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan zararının mevcudiyetinin ispatıdır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu, temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/21333 Esas sayılı dosyadaki hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildiğini, ihtiyati haciz bir tedbir olduğunu, davacının, ihtiyati haciz uygulanan araçları dışında alacağı karşılayan herhangi bir malı olmadığından aşkın hacizden söz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz alacaklıya borçlunun mallarının satışını isteme yetkisi vermediğini, sadece alacaklarını güvence altına aldığını, ihtiyati haciz uygulan araçlar fiilen haczedilmediğini ve kıymet takdiri yapılmadığını, davacı tarafın dava konusu araçlar fiilen haczedilmemişken ve kıymet takdirleri dahi belirsizken bu şekilde aşkın haciz iddiasında bulunmasının haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunu belirterek haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak açılmış davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... Ankara 6....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; aşkın zararın tazmini istemine ilişkindir. Aşkın zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Aşkın zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın zararın talep edilebilmesi için; borçlunun para borcunda kusuru ile temerrüde düşmesi, alacaklının temerrüt nedeniyle ve temerrüt faizi ile karşılanamayan zararının oluşması ve aşkın zarar ile temerrüt arasında nedensellik bağının bulunması gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2021 NUMARASI : 2021/29 Esas - 2021/28 Karar DAVA KONUSU : İhtiyati Haciz KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA İHTİYATİ HACİZ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "..müvekkilinin alacaklı olduğu 30/01/2019 tanzim, 20/02/2019 vade tarihli, 308.000,00 TL bedelli bononun vade tarihinden bu yana geçen iki yılı aşkın sürede bütün uyarılara rağmen ödenmediğini, borçluların yıllarca ödememesi, mal kaçırma ve yahut adres değişikliği ihtimalleri bulunduğunu, bu nedenle uygun görülecek bir teminat karşılığından borçluların borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkul mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini.." talep etmiştir....
Bu itibarla davacı-zarar görenin soyut ispat yöntemine dayanan aşkın zarar talebinin yerinde olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama yönteminin ---- uygulamasına uygun olduğu anlaşılmış, davacının aşkın zarar talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....