Sayılı dosyasında 02/10/2020 tarihinde haciz işlemi yapıldığını, borç konusu çekin 21/09/2020 vade tarihli olduğunu, alacaklı vekilinin adres göstermesi ile yapılan ve 6 saati aşkın süren haciz işlemi ile müvekkilinin mağdur edildiğini, haciz yapılan adresin borçlular ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin otelinde zorlama haciz uygulandığını, evrak araştırmasında borçlu şirketin otel açılmadan önce iştigali olan mimari proje işi yapması nedeni ile 2017- 2018 yılına ait inşaat işyeri açılış, SGK dökümleri ve 3. kişilere yapılan hakediş gereği müvekkiline ibraz edilen evrak, borçlular hakkında gönderilen 89/1 haricinde hiçbir evrak bulunamadığını, haciz ile ilgili İİK 96 ve 97. Maddesine göre işlem yapılmasının hukuksuz olduğunu söyleyerek icra müdürlüğünün 02/10/2020 tarihli haciz ile ilgili vermiş olduğu 09/10/2020 tarihli İİK 97. Maddenin uygulanmasına yönelik kararının kaldırılmasını istemiştir....
plaka sayılı 2009 model Ford Focus arabanın aşkın şekilde haczedildiğini, İzmir 16....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/374 esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna gidildiğini, mahkemece teminat mektubunun paraya çevrilmesi işleminin tedbiren geçici olarak durdurulduğunu, ancak icra takibinin durdurulmadığını, dosyada sadece paraya çevrilmemesi yönünde tedbir kararı bulunduğunu, herhangi bir durdurma kararı olmamasına rağmen haciz işlemi yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, bu sebeplerle; şikayete konu icra memur işleminin kaldırılması ve haciz taleplerinin işleme alınmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında Kocaeli 1....
A.Ş deki alacağına İİK 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi göndererek 12.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığını, şikayet edilenin ise borçlu hakkında yaptığı icra takibinde borçlunun 3. kişideki alacağına haciz koymak için gönderdiği haciz ihbarnamesinin alo post yöntemiyle 15.01.2007 tarihinde 3. kişiye ulaştığını, 3. kişinin borç miktarı itibariyle haczi koymadığını belirttiğini, bunun üzerine şikayet edilenin talebi üzerine 3. kişiye tekrar müzekkere yazıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili bankanın kamu bankası olması nedeniyle ilk hacze iştirak ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelindeki sıralarına itiraz etmiştir. Şikayet edilen vekili, müvekkil bankanın haczinin kesin haciz, şikayet edenin haczinin ise ihtiyati haciz olduğunu, tebligatın usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, sıra cetveline konu şikayet dışı borçlunun taşınmazına alacaklı oldukları icra takip dosyası kapsamında 19.09.2008 tarihinde haciz konulduğunu, şikayet olunan İş Bankası alacağı için de taşınmaz üzerine 07.07.2008 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, ödeme emrinin borçluya 30.10.2008 tarihinde tebliğ edilmiş olması nedeniyle ihtiyati haczin 07.11.2008 tarihinde kesin hacze dönüştüğünü, diğer şikayet olunan SGK’nun haciz tarihinin 20.02.2009 olmasına rağmen sıra cetvelinde satış parasının üç alacak için garameten paylaştırıldığını, ilk kesin haczin kendi hacizleri olması nedeniyle bütün satış parasının kendilerine ödenmesi gerektiğinden sıra cetvelinin hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; şikayetçi vekilinin 18/09/2020 tarihinde yapılan ek haczin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline yönelik şikayeti yönünden; üçüncü kişi, talimatta yazılı adresin, haciz işlemi yapılan yerin ve menkullerin kendisine ait olduğu yönündeki iddiasını, ancak İİK'nın 96. ve bunu izleyen maddelerde düzenlenen istihkak prosedürü kapsamında ileri sürmesi mümkün olup, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yoluyla haciz talimatının iptalini isteyemeyeceği, kaldı ki, üçüncü kişi şikayetçinin önceki tarihli haciz işlemine yönelik açtığı istihkak davası da henüz derdest olup, sonuçlanmadığı gibi, yapılacak haciz işlemlerine yönelik herhangi bir tedbir kararı da bulunmadığını, takipte taraf olmayan üçüncü kişi şikayet yolu ile haciz işleminin iptalini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2021 NUMARASI : 2021/257 ESAS, 2021/276 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra dosyasında borç miktarını dosya alacağını ve ferilerini karşılar miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu sunarak tehiri icra kararı aldıklarını, bu durumda artık dosyada konulmuş olan diğer hacizlerin aşkın haciz oluşturacağını belirterek hacizlerin kaldırılmasını icra müdürlüğünden talep ettiklerini bu talebin reddedildiğini belirterek Aydın ili Kuşadası İlçesi, Hacıfeyzullah Mahallesi, 2697 Ada 2 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde konulmuş olan haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, aynı taleple Aydın 2....
Davalı-borçlular vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şikayet dilekçesinde hasım göstermemesi sebebiyle öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini ayrıca icra dosyasından müvekkillerine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu, İİK 12. Maddesinin mülga edildiğini, tüm dosya borcunun yatırılmasına rağmen hacizlerin devamının istenmesinin hacizleri aşkın hale getireceğini bu nedenlerle icra müdürlüğü kararının hukuka uygun nitelikte olup davacı tarafın şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin reddine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun, icra dosyasına ihtiyati haciz bedelini teminat olarak yatırmasının İİK 9.maddesi hükmünde belirtilen dosya borcu ödemesi olmadığını, yatırılma amacının hacizlerden kurtulmak adına teminat olduğunu ve iş bu teminat ile yalnızca icra takibinin duracağının İİK 72....
Mahkemece dava hasımsız olarak görülmüş ise de, verilecek karardan alacaklının da etkilenecek olması nedeniyle dava dilekçesi, ilam ve ekleri dairemizce alacaklı vekiline tebliğ edilerek davalı olarak dosyaya eklenmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; şikayetin dosya borcunun depo edilmesi nedeniyle aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır. Kural olarak, borçlu tarafından İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir. Borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını karşılayacak şekilde nakden veya her an paraya çevrilebilir muteber, kesin banka teminat mektubunu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesine menfi tespit davası açtıklarını mahkemece davanın kabul edildiğini, takibin durduğunu, Yargıtayın bu kararı bozduğunu ancak karar düzeltme talebinde bulunduklarını, davalı yanın dava dosyası Yargıtayda olduğu süre içerisinde, müvekkilinin aracına haciz koyduklarını, bu haciz işlemine karşı şikayet yoluna gittiklerini, dosyada alacaklının alacağını karışlamaya fazlasıyla yeten gayri menkul haczi olduğunu, bu nedenle haczin aşkın bir haciz olduğunu, Yargıtayın karar düzeltme taleplerini henüz kesinleştirmediğini, mahkeme kararının kesinleşmediğini, yeni ek hacizlerin yapılmasının doğru olmadığını, yerel mahkemenin de şikayetin reddi kararının doğru olmadığını, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....