İncelenen dosya kapsamına göre, mahkemece davanın sonuçlandırıldığı 23.11.2012 tarihli celsede, davacı Hazine vekilinin 6292 sayılı Kanun kapsamında davayı takipten vazgeçtiklerini bildiren dilekçe vermesi üzerine; mahkemece vazgeçme nedeniyle davanın usûlden reddine karar verilmiş ise de; 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”da düzenlenen vazgeçme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "davadan feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü "davanın geri alınması niteliğinde" bir vazgeçme olduğundan, davacının 6292 sayılı Kanun uyarınca davadan vazgeçmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve 6292 sayılı Kanun gereğince sonuçlandırılan bu tür davalarda yargılama giderlerinin...
Davacı Hazine vekili, aleyhlerine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti bulunduğu halde, Daire kararında “6292 sayılı Kanun hükümleri gözönünde bulundurularak yargılama giderlerine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı” denildiğini ileri sürerek, Dairenin onama kararının düzeltilmesini istemiştir. Dava, tapunun beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhinin silinmesi istemine ilişkin olup, tapunun beyanlar hanesinde yer alan şerh, 26/04/2012 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun gereğince Tapu Müdürlüğünce re’sen silinmiştir. Mahkemece de, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılacak davalarda, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması, tarafların leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/09/2013 NUMARASI : 2011/215-2013/391 Taraflar arasındaki TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Davacılar tarafından; yargılama sırasında yürürlüğe giren 6292 sayılı Yasa uyarınca tapunun iadesi ve adlarına tescili yönünde Antalya Valiliği defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığına müracaat ettikleri ve iade başvurularının değerlendirme aşamasında oludğunu 25.05.2013 tarihli cevabi yazıyla Antalya Valiliğince bildirilmiş olup, İş bu başvurunun sonuçlanıp sonuçlanmadığı, davaya konu taşınmazın davacılar adına tescilinin sağlanıp sağlanmadığı ilgili idareden sorularak, geri dönüşüm işlemi sağlanmış ise tapu kaydı Tapu Sicil...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanunun Ek-4. Maddesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2/B arazisinin satışı sonucu gerçek kişiler lehine oluşan tapunun iptali ve tescil talebine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 22.05.2012 tarihinde tescil edildikten sonra, 17.10.2016 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince satılarak ... adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ..., 06.06.2018 tarihinde, çekişmeli taşınmazın Boyabat Ilıksu Göleti inşaatı nedeni ile kamulaştırılacak alanda yer almakta olup, taşınmazın beyanlar hanesine Kamulaştırma Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca şerh konulması için 04.03.2016 tarihinde yazı yazılmasına ve 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 12. fıkrası uyarınca taşınmazın kendilerine tahsisi gerekmesine karşın, davalı ...'e satıldığını, ilgili idareden satışın iptali ile taşınmazın kendileri adına tescili ya da tahsisi yönündeki isteklerinin de olumlu karşılanmadığını, taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrası uyarınca geri alınarak adlarına tescili gerektiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmıştır....
Mahkemece; davacının esas itibariyle davasında 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescili talebinde bulunduğu, 6292 sayılı Kanunun yürürlük tarihinin 26/04/2012 olduğu ve 7. maddesinin 1/a maddesinde açıkça "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılıp 2/B belirtmesi bulunan taşınmazlar ile ilgili düzenlemenin yer aldığı, davaya konu taşınmaz ile ilgili 27/08/1996 tarihinde gerçekleştirilen kadastro tespiti ve akabinde oluşturulan tapu kayıtları uyarınca davaya konu taşınmazın 6292 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden çok önce davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, dolayısıyla somut olayda 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gibi 6292 sayılı Kanunun 6. maddesinin 2. fıkrasına göre davacı tarafından idareye usulünce başvurulup satın alma yolu ile davaya konu taşınmazın bedelinin ödenerek alınmadığı...
Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, ... tarafından, taşınmazın ...B alanında kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması söz konusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, ... davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki ...B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “Hazinenin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılan davalarda, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/19 Esas sırasında devam ettiğini, 4 sayılı parselin binanın bahçesi konumunda olduğunu ve her iki taşınmazın birlikte kullanıldığını, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili sırasında davacının a bulunması nedeni ile kardeşi davalı ...’in tapu siciline yapılan belirtmede kendisini kullanıcı ve muhdesat sahibi olarak gösterdiğini, taşınmazda hiç bir hak ve kullanımı bulunmamasına rağmen davalı ...’in taşınmazı davalı ...’a sattığını ve kişinin taşınmazı 6292 sayılı Kanun kapsamında satın aldığını, yasal süre içerisinde kadastro mahkemesinde dava açılamamış ise de genel hükümlere göre yazılı devir ve kullanım belgeleri, vergi ve diğer resmi kayıtlar, tanık beyanı çerçevesinde taşınmazın sadece davacıya ait olduğunun tespiti ile davalı ... adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı adına tesciline, davalı tarafından belediyeye ödenen bedelin davacı tarafından mahkemeye bu davalıya ödenmek üzere depo edilmesine, taşınmazın tescilinin mümkün olmaması halinde...
Şöyle ki, davacı Hazine, davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazine'nin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre, kural olarak aynî hakların doğumu, devri, muhtevalarının değiştirilmesi ve ortadan kalkması kural olarak tapu siciline tescil şartına bağlanmış olup, tescil kurucu bir nitelik taşımaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen ve 6292 sayılı Kanun gereği satışı yapılan taşınmazın miras hissesi oranında tapu kaydının iptali ile tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 Sayılı Kanun'un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 6292 sayılı Kanun 3....