Mahallesi çalışma alanında bulunan 134 ada 11 parsel sayılı 200,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki iki katlı bina ile 1990 yılından beri ... evladı ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.06.2010 tarihinde tespit edildikten sonra, itiraz üzerine taşınmaz, bahçe vasfıyla 167,19 m2 olmak ve aynı şerhler verilmek suretiyle 20.03.2017 tarihinde kadastro tespiti davalı veya komisyonda tirazlı yerlerin tescili + birleşme yoluyla Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve bilahare 6292 sayılı Kanun uyarınca 10.07.2018 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 134 ada 14 parsel sayılı 257 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki 1 katlı bina ile...
Mahallesi çalışma alanında bulunan 134 ada 11 parsel sayılı 200,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki iki katlı bina ile 1990 yılından beri ... evladı ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.06.2010 tarihinde tespit edildikten sonra, itiraz üzerine taşınmaz, bahçe vasfıyla 167,19 m2 olmak ve aynı şerhler verilmek suretiyle 20.03.2017 tarihinde kadastro tespiti davalı veya komisyonda tirazlı yerlerin tescili + birleşme yoluyla Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve bilahare 6292 sayılı Kanun uyarınca 10.07.2018 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 134 ada 14 parsel sayılı 257 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve üzerindeki 1 katlı bina ile...
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi davaya yönelik değerlendirmeler de hatalıdır. Şöyle ki, davacı Hazine, davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazinenin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12 inci maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır....
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, 179 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine aykırı olduğunu belirterek taşınmazın satış işleminin ve tapu kaydının aynı Kanun'un 11/4 üncü maddesi uyarınca iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı 5.333,00m²'lik taşınmazın dava dışı ...'e 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "Davanın, Hazine adına kayıtlı iken 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi kapsamında, davalıya satış suretiyle devredilen taşınmazın, kanunun aradığı şartlara uyulmadan devredildiği, davalının hak sahibi olma koşullarını taşımadığı iddiası ile tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına kayıt ve tescili istemine ilişkin olduğu ve davalının hak sahipliği koşullarını taşımadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan kaydın iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili ile fer'i müdahil banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "davanın, davacı Hazine tarafından davalının kanunda öngörülen hak sahipliği koşullarını taşımadığı iddiasıyla davalı adına satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescili istemine ilişkin olduğu, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına uyarınca, 6292 Sayılı Kanun uyarınca yapılan...
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, 172 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine aykırı olduğunu belirterek taşınmazın satış işleminin ve tapu kaydının aynı Kanun'un 11/4 üncü maddesi uyarınca iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Şöyle ki, davacı Hazine, davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazine'nin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre, kural olarak aynî hakların doğumu, devri, muhtevalarının değiştirilmesi ve ortadan kalkması kural olarak tapu siciline tescil şartına bağlanmış olup, tescil kurucu bir nitelik taşımaktadır....
Şöyle ki, davacı ..., davalıya yapılan satış işleminin, aynı kanun ile bu kanunun usul ve esaslarının belirtildiği tebliğe aykırı olduğunu ve bu durumun yolsuz tescil oluşturduğu iddiasına dayanarak öncelikle satış işleminin iptal edilmesi ve ardından davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Davacı Hazinenin tapu iptali ve tescili talebi yönünden, 6292 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli olup bu konuda tereddüt bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre, kural olarak aynî hakların doğumu, devri, muhtevalarının değiştirilmesi ve ortadan kalkması kural olarak tapu siciline tescil şartına bağlanmış olup, tescil kurucu bir nitelik taşımaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; dava tarihinden önce, 6292 sayılı Kanun hükümlerine göre kullanıcı şerhi sahibi olan davalı gerçek kişiye satışı yapılan, yargılama aşamasında taksitlerinin ödenmesi ile davalı gerçek kişi adına tescil edilen taşınmazın, kullanım kadastrosu tespit gününden önceki zilyetlik hakkına dayalı olarak açılan zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine tescili; olmadığı takdirde davalı gerçek kişi adına yolsuz tescille oluştuğu ileri sürülen tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteklerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi, 6292 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi 3....