Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın kamu alacağını karşılıksız bırakmak amacıyla taşınmazlarını borcun doğumundan sonra davalılara ayrı ayrı sattığını belirterek davalılar arasındaki satış işlemlerinin iptali ile taşınmazların davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davaya bakmaya iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bolu İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı, davalı ... ve ... ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava SSK'nın pirim ve diğer alacaklarının 6183 sayılı yasaya göre tahsili için tasarrufun iptali amacıyla açılmıştır. 506 sayılı yasanın 80/7 maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsili için 6183 sayılı yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup hakim tarafından res'en gözetilmesi gerekir....

    Aş aleyhine borçlu lehine olan çeklerin mal kaçırma amacı ile temlik edildiği gerekçesi ile 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayılı olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkemece her iki dava arasında irtibat bulunduğundan bahisle birleştirilerek, yapılan yargılama sonunda menfi tesbit davasının kabulüne ve davacı ... Ltd. Şti ve ...’ın borcu olmadığının tesbitine, tasarrufun iptali davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... ve davacı Vergi İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 2010/10174 2011/7391 HMUK’nun 46.maddesine göre mahkeme yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden karar verebilir....

      Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davalı şirketler arasındaki organik bağ nedeniyle davanın 6183 sayılı AATUHK'nun 30. maddesi gereğince kabulüne, Ankara, Yenimahalle, Ergazi Mah. ... Ada, 2 parselde bulunan taşınmazın muvazaalı olarak satılmış olduğu anlaşıldığından bu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlerle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, 6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlu Zafer, adına kayıtlı bulunan taşınmaz 1.10.2009 tarihinde 3.kişi ...'a satmış ve ... adına kayıt oluşturulmuştur. Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına itimat ederek iyiniyetle satın aldığını ileri sürerek hakkındaki davanın reddini savunmuştur. 6183 Sayılı Yasanın 28/2.maddesinde edimler arasındaki fahiş fiyat farkının bulunması halinde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı, 30.maddesinde de borçlunun malının bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimseler ile yapılan tüm muamelelerin hükümsüz olacağı öngörülmüştür....

          HD. 18.11.2003 tarih 5510-5515 sayılı kararları) Somut olayda davacı kurum ile davalı arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeni ile 6183 sayılı Yasa gereğince başlatılan takip, idarenin sözkonusu zararı alacak davası açarak tahsil etmesi gerekirken 6183 sayılı Yasa uyarınca ödeme emri düzenlemesinin yasaya uygun olmadığından bahisle iptal edildiği, bununla birlikte davacı kurumun inceleme konusu olan tasarrufun iptali davasının devamı sırasında bu defa İİK gereğince aynı alacakla ilgili olarak ilamsız takip başlattığı ve yapılan takibe de davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı alacaklı tarafından Mersin Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nin 2011/157 esas sayılı dosyasında derdest olan itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece, davalının 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının kötü niyetinin ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75.TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 3.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte borçlunun vergi borcunun tahsiline engel olmak için kızı ve damadına yaptığı tasarrufların anılan yasanın 28/1 maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalıların aşağıda yazılı bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayalı Yasa’nın Madde 31 .maddesine göre “ 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı amme idaresinden bir talepte bulunamazlar.” hükmünü içermektedir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın temyizi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı ... ’tan vergi alacağı bulunduğunu, davalı borçlu aleyhine takip yapıldığını, davalının mal kaçırma kasdı ile adına kayıtlı gayrımenkulü diğer davalı ...’a devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek, davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir....

                  Pala’nın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 11 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilmekte olan kargir binanın 76/864 hissesi ve bu hisseye karşılık gelen zemin kat, 2 nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 76/288 arsa payının 1/3 hissesinin vergi mütellefi ... tarafından davalı ...’na satışına ilişkin 19.3.2002 tarihli tasarrufun borçlu ...’nun 2002-2003 yıllarına ait vergi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATÜHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 25.maddesinde asıl borçlunun davalı olarak gösterilmesi gerektiği hususunda bir açıklık bulunmamasına rağmen İİK’nun 282.maddesi kıyas yoluyla uygulanarak 6183 sayılı yasaya göre açılan iptal davalarında da asıl borçlu davalı olarak gösterilmelidir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir....

                    itibari ile doğmuş borcunda tesbiti yapılarak, tasarrufun borcun doğumundan sonra olduğu ve diğer 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine ilişkin iptali koşullarının varlığının tesbiti halinde 31/12/2008 tarihinde mevcut borç miktarı oranında tasarrufun iptaline aksi durumda şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre ise, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru olmadığından bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu