Mahkemece, davacı vergi dairesi tarafından davalı borçlu aleyhine kesinleşmiş vergi borcundan dolayı yapılan takipler neticesi 24/05/1999 ve 12/12/2000 tarihlerinde dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulduğu ve davalı şirketin bu hacizleri görerek taşınmazı satın almış olduğu, iyiniyetli kabul edilemeyeceği bu nedenle satışın iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne ve satış işleminin iptali ile taşınmazın tekrar davalı borçlu Doğan adına tesciline karar verilmiş hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. 6183 sayılı Kanun'un 30. maddesinde de ifade edildiği gibi borçlunun malı borca yetmediği takdirde amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan tüm muameleler hükümsüzdür. Somut olayda borçlu ...'ün taşınmazı sattığı ......
İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalı şirketin prim borçları nedeniyle davacı kurum tarafından başlatılan takipte davalının, davaya konu taşınmazlarını diğer davalıya devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, davacı ... tarafından 6183 sayılı Kanuna göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve 5510 sayılı Kanunun 88/19 fıkrası uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalı şirketin prim borçları nedeniyle davacı kurum tarafından başlatılan takipte davalının, davaya konu taşınmazlarını diğer davalıya devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın davacı ... tarafından 6183 sayılı Kanuna göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve 5510 sayılı Kanunun 88/19 fıkrası uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 24 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için de borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ödeme emirlerinin iptal edildiği ve davalı ... adına bir vergi borcunun kalmadığının anlaşılmış olmasına, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu nitelemesinin yapılmış olmasına göre Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiğinin dikkate alınmasında ve bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve resen nazara alınması gerektiği, somut olayda tasarrufun 27/11/1998 tarihinde yapıldığı ve davanın açıldığı 30/11/2005 tarihine kadar da anılan maddedeki sürenin geçmiş olduğunun açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA...
Dava, 6183 sayılı..'nun 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı alacaklı ve davalı Ahmet vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekir nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Tasarrufun iptali istenilen dava konusu taşınmazlardan biri de 1009 nolu parsel olmasına rağmen mahkeme ilamında 1900 olarak yazılması da hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanın tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine vergi borcundan dolayı 6183 sayılı Yasa uyarınca takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir....
Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı AATUHK'nun 26.maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Gerek AAÜT'nin 7/2.maddesi gerekse 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı borçlu ... yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden...
Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarihli 2016/10079 Esas 2019/2801 Karar sayılı ilamı ile davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 6183 sayılı Yasa’nın 24. maddesine dayalı olarak açılan davanın kabulü halinde davacı kamu idaresinin iptali edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağı tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline somut olayda herbir davacının sattıkları araç değeri de dikkate alınarak 03.07.2012 ve 05.07.2012 tarihi itibari ile borçlu hakkında kesinleşen vergi borcunun aslı ve ferilerinin belirlenerek bu miktarlar kadar ve araçları ellerinden çıkardıkları değeri geçmeyecek şekilde tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporuna göre araçların satış tarihlerinde kesinleşen vergi borcu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun vuku tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra tasarrufun iptali davası açılamıyacağı hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü süre olup hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda tasarruf 22.4.1994'de yapılmış dava ise 5 yıllık süreden sonra 26.3.2004'de açıldığından mahkemece davanın bu nedenle reddi doğru olup davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 11.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....