Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini ve taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, verilen karara dava dışı ... tarafından yapılan itiraz üzerine taşınmazın davalılar adına kayıtlı olmaması nedeniyle kabul edilerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK'nin 281.maddesi uyarınca, tasarrufun iptali davalarında alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunma hakkına sahiptir. Somut olayda alacaklı her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan bu talebin İİK'nin 281.maddesi kıyasen gözönünde bulundurularak ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilmesi ve son malik ...'...

    Dava , 6183 sayılı yasa kapsamında açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek 6183 sayılı yasada düzenlenen tasarrufun iptali davaları, gerekse İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış iptal davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, davanın başarıya ulaşması halinde, davalılar arasındaki işlemin/işlemlerin davacı bakımından geçersiz olduğunun tespiti ile kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 283/1 madde hükmü uyarınca devre konu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisinin davacıya tanınması söz konusu olacaktır. Zaten davacının talebi de buna yöneliktir....

    a temlikine ilişkin diğer davalılarca yapılan 26/10/2011 tarihli tasarrufun davacının fon alacağının temini yönünden iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan alacağın temlikine ilişkin tasarrufun kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olup, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğurur. Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde dava konusu alacağın temlikine ilişkin tasarruf için haciz yetkisine karar verilmesi gerekir....

      Öte yandan 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir......” gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davalı borçlu tarafından dava konusu borcun ödendiğinin anlaşılmış olmasına göre mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bir kısım yargılama masraflarının da davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/202 Esas sayılı dava dosyasında davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken dava değeri üzerinden vekalet ücretinin taktir edileceğinin belirtilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını...

          Dava, 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda dava konusu araçların satış tarihlerindeki vergi borcunun tespiti için bilirkişiden rapor alınmış ve rapor doğrultusunda karar verilmiş isede varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. 6183 sayılı Yasa'nın 37. maddesinde amme alacaklarının hususi kanunlarda belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarda ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vade günü olduğu, aynı yasanın 55 maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere ödeme emri gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dava konusu araçlar borçlu tarafından 03.07.2012 ve 05.07.2012 tarihlerinde üçüncü kişilere satılmıştır....

            İstinaf nedenleri; tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın pek düşük bir bedel karşılığında muvazaalı bir biçimde devredildiği açık olduğu halde yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Görülmekte olan dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Amme alacaklarının tahsil usulü hakkındaki yasanın 28/2 maddesi uyarınca “kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler” bağışlama hükmünde sayılmış ve bu tasarrufların iyi niyet koşulu aranmaksızın iptale tabi oldukları kabul edilmiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalı ... tarafından yapılan dava konusu tasarrufların iptali ile dava konusu taşınmazlar ve şirket hissesi hakkında davacı vekilinin dava dilekçesinde gösterdiği vergi borcu miktarı olan 4.133.479,00 TL ile sınırlı olmak üzere haciz ve cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ..., ... ve ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yapılan 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalı yönünden kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı ... tarafından diğer davalı ...'in vergi borcuna istinaden 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince 10/02/2014 tarihli 100.649,64 TL bedelli haciz ihbarnamesinin 3. şahıs konumundaki davacıya gönderildiğini, davacının ihbarnameye 7 günlük sürede itiraz etmediğini belirterek, müvekkilinin ...'e 32.638,00 TL borcu bulunduğunu, 68.011,64 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı idare vekili; bedelin ... Görüntüleme ekranı ile belirlendiğini, davacının mükellef borçlu ...'...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası; kamu borçlusunun, alacaklısı İdareyi zarar uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve haklarını veya bunların yerine geçen değerlerin tasarruftan zarar gören İdare tarafından alacağını elde etmek amacıyla dava açarak tekrar borçlunun malvarlığına geçmesini sağlayan bir dava türüdür. Diğer ifade ile tasarrufun iptali davalarında amaç ,borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

                UYAP Entegrasyonu