İş Mahkemesi, 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesine göre, kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun 7 gün içerisinde idareye itiraz etmediğini, bu sürenin geçmesi halinde anılan yasa maddesi gereğince genel mahkemelerde dava açılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiş, taraflarca temyiz edilmeyen görevsizlik kararı üzerine gönderilen Asliye Hukuk mahkemesi, 08.12.2003 tarihihde yürürlüğe giren 3917 sayılı yasa ile getirilen yeni düzenlemeye göre zamanaşımı için gerekli 5 yılllık sürenin dolduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" ... vekili avukat ... ile Adalet .... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 25.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.12.2006 tarih ve 223-545 sayılı hükmün Dairenin 1.11.2007 tarih ve 10363-12726 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde taraflar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARAR Davacı, davalıya bağlı muhtelif birimler ile aralarında yapılan abonelik sözleşmesi gereğince oluşan su ve atık su borçlarının ödenmediğini, gecikme zammı ve KDV si ile birlikte 53 082 500 899 TL nin davalıdan tahsiline asıl alacağa 26.6.2003 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasa uyarınca gecikme zammı ve KDV uygulamasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımının dolduğunu, atık su bedelinin kendilerinden istenemeyeceğini, 6183 sayılı yasanın uygulanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
Kurumun prim alacakları Amme Alacağı niteliğinde olup prim alacakları yönünden yapılan yasal düzenlemelerin kamu düzeniyle ilgili olduğundan 506 sayılı Kanunun 121. maddesinde 5198 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin görülmekte olan davalarda ve giderek dava konusu uyuşmazlıkta da uygulanması gerekir. Haciz işleminin yapılabilmesi için 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülen bir takip ve usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır. Somut olayda, takibin 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülmediği ve davacıya usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmeden hakkında haciz işlemlerine başlanıldığı anlaşılmaktadır....
Bu hüküm uyarınca yapılan satışlarla ilgili ihalenin feshi davaları, (Fonun 6183 Sayılı Yasaya bağlı olmaksızın satış yapmaya karar verip tercihini bu yönde kullandığı ihalelerde) fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülecektir. Somut olayda ise, ..., 6183 Sayılı Yasa hükümlerine göre gerekli prosedürü uygulayarak söz konusu taşınmazların satışını gerçekleştirmiştir. Bir başka anlatımla, Fon, 5411 Sayılı Kanun'un 134/6. maddesindeki tercih hakkını kullanmamıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında bu ihtilafın çözümü 6183 Sayılı Kanun'un 99. maddesine göre taşınmazların bulunduğu yer icra mahkemesinin görevine ait bulunmaktadır. O halde, mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayet dilekçesinin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir....
edilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına "ödenmeyen adli para cezasının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4-11. maddesi gereğince 6183 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tahsil edileceği ihtaratının yapılmasına'' cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, su abonesi olan davalının kullanmış olduğu su tüketimine ilişkin borcunu ödemediğini öne sürerek su ve atık su bedeli, gecikme zammı,KDV olmak üzere toplam 2.236.408.502.377 TL.nın tahsiline, asıl alacağa 6183 sayılı yasa gereğince dava tarihinden itibaren gecikme zammı ve KDV uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, 6183 sayılı yasaya göre gecikme zammı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde 3917 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik uyarınca, süresinde ödenmeyen prim ve diğer Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş olup, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinde de bu yönde paralel düzenleme getirilmiştir....
CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 110 ] "İçtihat Metni" Sanık M...S...’un, kamu alacağının tahsiline engel olma suçundan 6183 sayılı Yasanın 110/2, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca sonuç olarak 104.130.000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine ilişkin B... 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.03.2005 gün ve 960-129 sayılı hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Adalet Bakanlığının 30.05.2007 gün ve 28374 sayılı istemine istinaden, Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen 05.07.2007 gün ve 119469 sayılı tebliğname ile “ “suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği” ” gerekçesiyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7....
KARAR Davacı, su abonesi olan davalının kullanmış olduğu su tüketimine ilişkin borcunu ödemediğini öne sürerek su ve atık su bedeli, gecikme zammı, KDV olmak üzere toplam 7.390.887.281 TL.nin tahsiline, asıl alacağa 6183 sayılı yasa gereğince 26.6.2003 tarihinden itibaren gecikme zammı ve KDV uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, 6183 sayılı yasaya göre gecikme zammı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemesinin 28.04.2011 tarihli kararı ile 5766 sayılı Yasanın geçici 1. maddesini iptal etmesi nedeniyle 6183 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi ve her kanunun yürürlükte olduğu dönemde uıygulanması gerektiğine ilişkin genel hukuk kuralı nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine 04/06/2008 tarihinde 5766 sayılı Yasanın 3. maddesiyle eklenen fıkraların uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. 6183 sayılı Yasanın 35. maddesinin yukarıda belirtilen ilk haline göre değerlendirilme yapıldığı takdirde ise sorunun çözümünde 5766 sayılı Yasanın çıkarılış amacı ve Ticaret hukuku ile birlikte konu irdelenmelidir. 5766 sayılı Yasanın genel gerekçesinde; 6183 sayılı Kanun’un mevcut hükümlerinin uygulamasına ilişkin yargı kararları dikkate alınarak, uygulamaya açıklık getiren düzenlemelere yer verildiği, öngörülen değişiklikler ile 6183 sayılı Kanunun temel felsefesi korunarak, amme alacaklarının daha süratle tahsiline imkan verilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir....