Dairemizce yapılan değerlendirmede; 6183 Sayılı Yasanın 99. maddesi 2. cümlesinde "ihalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenilebilir" hükmünü içermekte olup, icra mahkemesinin 6183 Sayılı Kanundan kaynaklanan görevi sadece taşınmaz mallara ilişkin ihalenin feshine yönelik olup, taşınır mallar hakkındaki ihalenin feshi şikayetlerini kapsamadığı, kanundaki istisna dışında ayrı bir idari bir işlem niteliğinde olan 6183 Sayılı Kanun uyarınca yapılan takibe ilişkin menkul malların haczen satışı ile ilgili uyuşmazlıkların adli yargı yerince çözümleneceğine ilişkin bir hükme kanunda yer verilmemiştir. 6183 Sayılı Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle vergi mahkemelerini görevli kılan 2576 Sayılı Kanunun 6/b maddesi uyarınca dava konusu satışla ilgili uyuşmazlığı çözümlemekle vergi mahkemeleri görevli bulunduğundan mahkemece de vergi mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde yasaya aykırılık...
nce 6183 sayılı Yasa kapsamında yapılan takip sırasında satışına karar verilen .... plaka sayılı araçta şikayetçi kurumun da haczinin olduğunu, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce yapılan ihaleyi müteakip, ihale bedelinin tamamının, aracın aynından doğan borçlunun diğer vergi borçlarına mahsup edildiğini, ancak 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince satış konusu aracın aynından doğan vergi borcu ayrıldıktan sonra kalan paranın şikayetçi Kurum ile diğer alacaklı arasında garameten taksim edilmesi gerektiğini ileri sürerek Vergi Dairesi'nin mahsup işleminin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece şikayetin esası incelenerek reddine karar verilmiştir. İcra mahkemeleri, İİK'nun 4.maddesi gereğince, icra müdürlüğü işlemlerine karşı yapılan itiraz ve şikayetleri incelemekle görevlidir....
Daily News Gaz.Maf.A.Ş. vs. arasındaki davadan dolayı ... 8.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 22.03.2007 gün ve 82-96 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı yasa maddelerine göre açılan tasarrufun iptâline ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 29.01.2007 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca İcra İflas ve 6183 sayılı Kanunlardan kaynaklanan tasarrufun iptâli kararlarının temyiz incelemesinin 01.02.2007 tarihinden itibaren 17. Hukuk Dairesi'nce yapılmasına karar verildiğinden dosyanın Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 13.06.2007 gün ve 87-246 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa maddelerine göre açılan tasarrufun iptâline ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 29.01.2007 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca İcra İflas ve 6183 sayılı Kanunlardan kaynaklanan tasarrufun iptâli kararlarının temyiz incelemesinin 01.02.2007 tarihinden itibaren 17. Hukuk Dairesi'nce yapılmasına karar verildiğinden dosyanın Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 4369 sayılı Yasa'nın 21.maddesi ile değişik 35.maddesi gereğince ödeme emirleri düzenlediği ve bu ödeme emirlerinin 08/05/2012 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla davalı borçlu şirket hakkındaki ve vergi borçlusu şirketin ortağı olan davalı ... hakkındaki takibin 6183 sayılı yasa hükümlerine göre kesinleştiği anlaşıldığından davalı vergi borçlusu şirket ve şirket ortağı olan ...’in yaptığı dava konusu tasarrufların 6183 Sayılı AATUHK'nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. 2-Kabule göre de; Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Mahkemece; davalı vergi borçlusu ... Ltd....
Bu kapsamda, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesine göre, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenen gecikme faizi ve zammının kurumlar vergisi açısından gider olarak kabul edilemeyeceği açıktır. 5510 sayılı Kanunun 89. maddesi kapsamında ödenen faizler de, Kanunun 88. maddesi uyarınca 6183 sayılı Kanun kapsamında tahsil edilmekte olup, faiz oranı 5510 sayılı Kanunun 89. maddesine göre hesaplanmaktadır. Faiz oranının 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmesi söz konusu gecikme zammının niteliğini değiştirmemekte, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi kapsamında ödenen gecikme zammından farklı bir nitelik kazandırmamaktadır....
Çarşısı 89/2 ... adresinde ve borçlunun huzuru ile 3. şahsın yokluğunda yapılmıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 66/1-2 cümleleri uyarınca borçlunun istihkak iddiasını içeren haciz tutanağının, yararına istihkak iddiasında bulunulan 3. kişiye tebliğ edilip, 3. kişiye istihkak iddiasında bulunma imkanı ve bunun sonucu olarak istihkak davası açma olanağının yaratılması gerekirken bu prosedüre uyulmamıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 67. maddesi 2. fıkrasındaki “borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlu elinde sayılır” hükmü ve yasal karine uyarınca malın borçlu elinde olduğunun kabulü zorunludur. Bu halde kural olarak istihkak davasının 3. kişi tarafından açılması gerekir. Ne var ki, kamu idaresinin 3. kişi yararına yapılan istihkak iddiasının kaldırılması ya da reddi için dava açmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığı gibi, eğer dava kamu idaresince açılmışsa bunu süreye bağlayan bir Kanun hükmü de bulunmamaktadır....
Süresinde ödenmeyen prim ve diğer Kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir.506 sayılı Yasa'nın 80/7. Maddesinde Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer ... Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlemine bakan vergi itiraz komisyonu (... Mahkemesi) nezdinde itiraz edebileceği bildirilmiştir.Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tespit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Yasa'da İİK.'nun 72. Maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Yasa İİK.'...
Anılan yasa kuralına dayanılarak destekleme ve fiyat istikrar fonu kurulması hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararlarında da, fon'un tahsilinde 6183 sayılı Yasanın uygulanacağı düzenlenmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde, aksine bir düzenleme olmadıkça, bu yasada yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kuralı yer almaktadır. Bu durumda, davacıdan destekleme ve fiyat istikrar fonu tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın 55. maddesine göre düzenlenen ödeme emrinin, Vergi Usul Kanunu'nun tebligata ilişkin hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerekirken, usulüne uygun yapılmayan tebliğ esas alınarak davanın süre yönünden reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüyle ......
İdare mahkemesince, 6183 sayılı Yasa'nın 35. maddesinde limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan kamu borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu Yasa hükümleri gereğince takibata tabi tutulacaklarının hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden davacının vaz ederek ödemiş olduğu sermaye miktarının 36.000.000 lira olduğunun ve davacının, şirketin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle yapılan takibatlar sonunda koyduğu sermaye miktarı olan 36.000.000.- liralık kamu borcunu ödediğinin ve böylece şirket ortağı sıfatıyla 6183 sayılı Yasa'nın 35. maddesinde öngörülen sorumluluğunun kalmadığının anlaşıldığı, destekleme ve fiyat istikrar fonunun 213 sayılı Yasa kapsamında olmaması nedeniyle bu Yasanın 10. maddesi uyarınca borcun tamamından da sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....