TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : …'in vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. maddesi uyarınca davacı şirket adına, düzenlenen haciz bildirisine süresinde itiraz edilmemesi üzerine … tarih ve … takip numaralı ödeme emri düzenlenmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 79. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece kabule dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı yana tebliğ edilen haciz bildirisine süresinde itiraz edilmemiş, borç davacının zimmetinde sayılmış, bunun üzerine 6183 Sayılı Yasa’nın 79. maddesinin verdiği imkândan yararlanılarak eldeki menfi tespit davası açılmıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Davacı tazminat talep etmiş ise de davanın 6183 sayılı Kanunun 79.maddesine göre açılmış menfi tespit davası olduğu, İİK'nın 72.maddesine göre açılmış bir dava olmadığı, 79.maddede davacı lehine tazminata hükmedileceğine dair bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-03.07.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanunun 35’nci maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168’nci maddesine eklenen cümle uyarınca; “...hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” hükmü öngörülmüş olduğundan, 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan işbu davada davacı lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine...
İş Mahkemesi ise, 6183 sayılı Kanunun 24.maddesinde bu tür davalara genel mahkemelerde bakılacağının düzenlendiği belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5510 sayılı Yasanın 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir “ hükmü getirilmiştir. Somut olayda, dava davalı ...Ş.nin prim borçlarının ödenmemiş olması sebebiyle 6183 sayılı Kanun uyarınca başlatılan takipte alacağın tahsil edilememesi sebebiyle borçlunun yapmış olduğu satış işlemine ilişkin açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddenin 3. fıkrasında, "Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır....
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava dışı işveren şirketin prim ve fer’ilerinden oluşan borcundan dolayı, hakkında 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi gereğince 21.06.2010 tarih ve ... takip nolu ödeme emrinin 02.07.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra iş bu davayı açmış olmasına ve takip kesinleştikten sonra menfi tespit davası açılmasına anılan Kanun hükümlerinin cevaz vermemiş bulunmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. 2-Kabule göre de; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan, “... baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar...
Ancak gümrük para cezası tarh ve tahakkuk safhalarını geçmiş olup da, bu cezanın tahsili için ödeme emri tanzim ve tebliğ edilmişse, artık bu ödeme emri aleyhine açılacak davalarda o tahsil dairesinin bağlı bulunduğu vergi mahkemesi görevlidir. 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi 1 inci paragrafı amir hükmü ve 2576 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi b bendi amir hükmü bunu emreder. Aynı şekilde ödeme emrinden sonra borcun ödenmemesi halinde haciz işlemlerine başlanması ve "haciz varakası" düzenlenmesi de 6183 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinde hükme bağlanmıştır. 2576 sayılı Kanunun 3410 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesi b bendinde kesin olarak hükme bağlandığı üzere, a bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanmasına ilişkin davaların çözümlenmesinde vergi mahkemeleri görevli bulunmaktadır....
Eldeki davada, bozma sonrasında yapılan açıklama gereğince davacının talebinin Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ve taşınmazına konan haczin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin önceki bozma ilamında belirtildiği üzere, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur....