WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.07.2015 tarih ve 2015/235 E. - 242 K. sayılı” cümlesi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 20/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

      Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleri ile İİK'nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

        Zamanaşımı süresinin uygulanmasına ilişkin mevzuat ve kronolojiye gelince; a) 506 sayılı Yasanın 3917 sayılı Yasa ile değişik 80. maddesi uygulama zamanında durum; (08.12.1993 tarihinden sonra fakat 06/07/2004 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı) 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde, 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca, Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve devamı maddeleri geçerli olmuştur. Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması öngörüldüğünden, anılan Yasanın 102. maddesi uyarınca, sözü edilen alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmuştur....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı banka tarafından müvekkiline gönderilen 23.11.2006 tarihli mektupta müvekkillerinin davalı bankaya sigorta borcu olduğu ve bu borcun 6183 sayılı kanun uyarınca tahsiline karar verildiğini ve bu nedenle borcun (1) ay içinde ödenmesinin talep edildiğini bu talebin haksız olduğunu, müvekkillerine 6183 sayılı kanunun uygulanamayacağını belirterek, banka yönetim kurulunun kararı uyarınca gönderilen ödeme emri işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Yasanın 79.maddesi uyarınca yapılan takip sırasında gönderilen ihbarname nedeniyle açılan menfi tespit isteminden kaynaklanmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçiye katılma haklarının hatırlatılmaması karşısında, 5271 sayılı CMK.un 260.maddesinin 1.fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek CMK.nın 137/2 maddesi gereğince davaya katılmasına karar verilip yapılan incelemede; 07/03/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’un 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’un 223/8.maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 21/01/2013 tarihinde...

                  Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu ceza tutanağının davacıya ait olmadığı tespit edilse dahi sonuç olarak 6183 Sayılı Yasa gereğince yapılan işlemin de iptalinin gerekeceği, 6183 Sayılı Yasa gereğince açılan davalarda İdare Mahkemesinin görevli olduğu, İdare Mahkemesinde idari para cezasının iptaline yönelik talepte bulunulduğunda mahkemece bu konuda da değerlendirme yapılacağı ve bu talep hakkında da mahkemece karar verilmesi durumunda idari para cezasının da dayanağı kalmayacağından dolayı bu konuda da karar verme yetkisinin İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra İdare Mahkemesinde bir ay içerisinde dava açılabileceğinin ihtarına karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu