Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.07.2015 tarih ve 2015/235 E. - 242 K. sayılı” cümlesi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 20/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

    Cumhuriyet Başsavcılığının ... soruşturma sayılı dosyası, ... 3. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası, ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.İş. Sayılı dosyası, ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası, ... 18. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası, ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin ...esas sayılı dosyası, ... 18. İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası, ... Cumhuriyet Başsavcılığının... soruşturma sayılı dosyası, ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.İş. sayılı dosyaları dosyamız arasına celp edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; takibe dayanak çekin bedelsizliği iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul etmiş olduğundan davalının davayı kabul beyanı nedeniyle davanın kabulü ile davacıların ... 25....

      Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2012/356 ESAS - 2020/42 KARAR DAVA KONUSU : 6183 Sayılı Kanunun 79/4 Maddesi Gereğince Açılan Menfi Tespit Davası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı T3 vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T3 tarafından müvekkiline gönderilen 14/12/2011 tarihli ve 6782 sayılı haciz bildirisinde diğer davalı kamu borçlusu T5 ile tespit edilen ticari ilişkisi nedeni ile kamu borçlusuna yapılacak ödemenin vergi dairesine ödenmesinin istenildiği, bu haciz bildirgesinin müvekkili şirkete 04/01/2012 tarihinde tebliğ edildiği,...

        Ayrıca belirtilmelidir ki, davanın yasal dayanaklarından olan, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde ise, asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; sorumluluk bakımından, 6183 sayılı Kanunun, 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre genel Kanun niteliği dikkate alınmalı ve özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddedeki şartlar bakımından davacı hakkında öncelikle değerlendirme yapılmalıdır. 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde; açıkça, haklı sebepler olmaksızın deyimine de ver verilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri tarafından primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise, prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Yasanın 79.maddesi uyarınca yapılan takip sırasında gönderilen ihbarname nedeniyle açılan menfi tespit isteminden kaynaklanmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 12/11/2013 tarih ve 20131108625000015906 sayılı e-haciz bildirisi sebebiyle davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 22.195,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

            Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından, 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır. 08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise, 6183 sayılı Kanun'un “Tahsil zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır....

            Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçiye katılma haklarının hatırlatılmaması karşısında, 5271 sayılı CMK.un 260.maddesinin 1.fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek CMK.nın 137/2 maddesi gereğince davaya katılmasına karar verilip yapılan incelemede; 07/03/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’un 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’un 223/8.maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 21/01/2013 tarihinde...

                UYAP Entegrasyonu