Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2020/1343 Esas, 2020/3492 Karar sayılı ilamında da ".. borçlunun 7 günlük itiraz süresi zarfında dava açması halinde, davanın esası hakkında bir değerlendirme yapılacağı hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu sürenin geçirilmesi halinde ise, davacının kamu borçlusu olup olmadığı incelenecektir. Kamu borçluları açısından 7 günlük sürenin geçirilmesi halinde menfi tespit davası açma hakkı bulunmamaktadır; ancak 3. kişiler bakımından menfi tespit davası açma süresi 6183 sayılı Kanunu 79. maddesi uyarınca 1 yıldır. Somut durumda Mahkemece, davacının kamu borçlusu olup olmadığı araştırılmalı, davacının kamu borçlusu olmaması halinde itiraz süresiyle bağlı olmadığı gözetilerek, açılan dava menfi tespit davası olarak kabul edilip davanın esasına girilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. "denilmiştir. Limited şirket ortaklarının kamu borçlarından sorumluluğunu öngören yasal düzenlemelerden biri de 6183 sayılı Yasanın 35. maddesidir....

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi gereğince haciz bildirisine 7 günlük süresi içerisinde itiraz etmeyen davacının, aynı yasanın 79/IV. maddesi uyarınca 1 yıllık süresi içerisinde açmış olduğu menfi tespit davasında haciz bildirisinin tebliği tarihinde kamu borçlusuna karşı borçlu olmadığının belirlenmiş olmasına, yasal sürede haciz bildirisine itiraz etmeyerek bu davanın açılmasına neden olması nedeniyle de davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalılardan harç alınmamasına 11.6.2012...

    Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....

      Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/889 Esas sayılı dosyasından verilen 23/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- ) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 3- ) Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4- ) İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde duruşmasız ve HMK'nun 391/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09/02/2018 gün ve 2018/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının 23/07/2016 tarih ve 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/2. maddesi gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına 29.3.2016 gününde oybirliğiyle verildi....

            Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir.    1-Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.' şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, davalı kurum tarafından 3.467,63 TL borç için 02.01.2012 tarihinde haciz ihbarnamesi düzenlenmiş ve bu ihtarname davacıya 17.01.2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı 06.02.2012 tarihinde itiraz etmiş ise de yapılan itiraz süresinde olmamıştır....

              Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu