Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı yetki ret kararı ile Çanakkale İdare Mahkemesi'nin, iptali istenen uyuşmazlığa konu işlemin, Maden Kanunu'ndan kaynaklanan kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca tanzim edilen ödeme emri olduğu, özel kanun olan 6183 sayılı Kanun'da yetkili mahkemenin "alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu" olarak, 2577 sayılı Kanunun 32. maddesinde öngörülen genel yetki kuralına uygun biçimde belirlendiği, ödeme emrine karşı açılan davalarda 6183 sayılı Kanun'da gösterilen sebepler yönünden yargılama yapılması gerektiğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 34/1. maddesine göre değil de, Kanunun 32/1. maddesi uyarınca genel hükümlere göre dava konusu işlemi tesis eden Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün bulunduğu yer olan İstanbul İdare Mahkemesinin bu davanın görüm ve çözümünde yetkili olduğuna ilişkin ... günlü, E:... ; K:......

    Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak, Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

    nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Kanununun 24 vd.maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olup, bu dava amaç, iptal davası sabit olduğu takdirde Hazinenin alacağı miktarla sınırlı olarak alacağını cebri icra yoluyla almasını sağlamaktır....

      Davanın yasal dayanaklarından olan, 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

      Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak, Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

      nun prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'ya göre yapılan takip konusu alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olarak BK'nun 19.maddesine göre muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.maddesinin 16.fıkrasında 'Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102 ve 106.maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."...

        Dava konusu, ödeme emrinin iptalidir. 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde (506 sayılı Kanun m. 80) Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanacağı, Kurumun, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanacağı belirtilmiştir. 5502 sayılı T3 Kanununun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında da süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşeceği ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddelerin uygulanacağı belirtilmiştir. 6183 sayılı Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, kamu Kurumu olan T3na idari icra takibi yetkisi vermektedir...

        Davalı Kurum vekili prim alacaklarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirtmekte ise de 506 sayılı Kanunun 80. Maddesinde yer alan prim alacakları, Borçlar Kanununun 125. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi iken, 506 sayılı Kanunun 01.12.1993 tarih, 3917 sayılı Yasa ile değiştirilen ve 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 80. Maddesi ile “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun hükümlerinin uygulanacağı…” hükme bağlanmıştır. 6183 Sayılı Kanunun 102....

        Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

          Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesinde Kurum alacaklarının tahsili yönünden 6183 sayılı Yasa kurallarının uygulanacağı belirtilmiştir. Anılan Yasa maddesinin 5. fıkrasında 29.07.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunla yapılan değişiklikte, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun gecikme zammına ilişkin 5l. maddesinin dışındaki hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştü. Çünkü aynı Kanunla 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin beşinci fıkrasında yapılan aynı değişiklikle gecikme zammının usul ve esasları özel olarak düzenlenmişti. Bu nedenle, kurumun alacaklarının tahsilinde 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç diğer maddeleri uygulanmaktaydı. Bunun sonucu olarak, kurum alacaklarının tahsil zamanaşımı konusunda daha önce istisna tutulmadığı için 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun 102. maddesi uygulanmaktaydı....

            UYAP Entegrasyonu