Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Dairesi,temyiz dilekçesinde,6183 sayılı kanun'un 64ncü maddesinin 4108 sayılı kanunla değişik 64ncü maddesinde haciz muamelelerinin, tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağının hükme bağlandığından bahisle temyiz konusu kararın bozulmasını istemektedir. 6183 sayılı Kanun'un 13 ncü maddesi "İhtiyati Haciz başlığını taşımakta ve ihtiyati haciz kararının mahalli en büyük memur tarafından alınacağını hükme bağlanmaktadır. 6183 sayılı Kanun'un 64 ncü maddesi ise 2.6.1995 gün ve 22301 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4108 sayılı kanunla değiştirilmiş olup haciz muamelelerinin tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağını belirtmektedir....

    Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesinde, ödeme süresi içinde ödenmeyen kamu alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı bildirilerek cebren tahsil şekilleri arasında, kamu borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesine yer verilmiş, 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve tutarlarının, nereye ödeneceğinin, süresinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunulmadığı takdirde borcun cebren tahsil olunacağının yazılı bulunacağı, 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği ya da zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde (dava tarihi itibariyle) itirazda bulunabileceği açıklanmıştır. 6183 Sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun...

    ödeme emri düzenlendiğinin anlaşıldığı, ödeme emrine konu vergileri ödeyen yükümlü adına 6183 sayılı Kanunun 51'inci maddesi uyarınca hesaplanan gecikme zammında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden ......

      Taraflar arasındaki davada .... ile....Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı kurumun davacıya gönderdiği ödeme emrinin iptali ile davacının kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. .... davacı şirket dava dışı ...borcundan dolayı davalı kurum tarafından 6183 sayılı Kanunun 79. maddesine göre haciz bildirimi ve davalı kurumca ödeme emri gönderildiğinden bahisle, borçlu olmadığının tespiti ile gönderilen ödeme emirlerinin iptalini talep etmiş olmakla, 6183 sayılı Kanunun 79/4. maddesi gereğince davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ....k Mahkemesince, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 03.04.2017 tarih, 2017/772 - 2017/2722 E.K. sayılı olan bozma ilamına uyulmuş, uyuşmazlığın 6183 sayılı Kanunun 79. maddesine göre gönderilen ödeme emirlerinin iptaline ilişkindir....

        Ancak, 506 sayılı Kanunun mülga 80 inci maddesinde 6/7/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile 6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesi hükmünün uygulanması hariç tutulmuş ve bu nedenle Kurum alacaklarının zamanaşımı süresinin hesaplanmasında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınmasına ilişkin uygulamaya ödeme vadesi 5/7/2004 tarihi itibariyle sona eren alacaklarla birlikte son verilmiştir....

        Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 85’inci maddesi ile 2908 sayılı Dernekler Kanununun 27’nci maddesi hükümleri uyarınca; derneklerin yönetim kurulları, derneğin yürütme ve temsil organlarıdır. Bu görevlerini, kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmelidirler. Ayrıca temsil görevinin, yönetim kurulunca üyelerden birisine veya üçüncü bir kişiye devri de mümkündür....

        Tetkik Hakimi: … Düşüncesi : 2577 sayılı Yasanın 7'nci maddesinin, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğu kuralı gereğince davacının; dava açma süresi geçmesi nedeniyle haczin kaldırılması isteminin incelenemeyeceği, davanın, taşınmazın, açık artırma yoluyla satılmasına ilişkin işlem yönünden hukuka uygunluğunun ise 6183 sayılı Yasanın 90'ıncı ve devamı maddeleri yönünden incelenmesi gerektiği, hacze karşı süresinde açılacak davada ileri sürülebilecek iddialar değerlendirilerek satış işleminin iptali yönünde verilen kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Savcı : … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir....

          Davanın yasal dayanaklarından bulunan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre de kendisine ödeme emri tebliğ olunan kamu borçlusu tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açacağı iptal davasında “böyle bir borcu olmadığı” nedenine dayanabilir. Kamu borçlusunun bu davada, hukuken ve maddeten böyle bir borcu olmadığını kanıtlayarak ödeme emrini iptal ettirmesi mümkündür. 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle haciz ihbarnamesinin kesinleşerek hacze konu borcun 3.şahsın zimmetinde sayılması takip hukuku kapsamında bir kesinleşme olup bu durumun; özellikle 6183 sayılı Kanunda, İcra İflas Kanununun 72. maddesine muadil bir hüküm bulunmadığı bir başka ifade ile menfi tespit davası açılmasına yasaca cevaz verilmediği olgusu gözetildiğinde; ödeme emrine itiraz kapsamında İş Mahkemesinde açılacak bir davada 3.şahsın maddi hukuk anlamında borçlu olmadığını kanıtlamasına yasal engel teşkil etmeyeceği söz götürmez....

            İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/730 Esas, 2021/774 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından müvekkili kurum aleyhine İzmir 9. İş Mahkemesinin 2015/116 Esas sayılı dosyasında verilen kararda yer alan miktarın davalı alacaklıya ödendiğini ancak ödeme yapılırken bu miktardan 407.129,68 TL'lik kısmın davalının müvekkili kuruma olan prim borcundan dolayı 5510 sayılı Kanunun 88/14 maddesi uyarınca mahsup edildiğini, yapılan bu ödeme ve mahsup işlemlerine rağmen davalı tarafından İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2016/9325 Esas sayılı dosyası ile takip başlatılarak yapılan ödemelerin yeniden istendiğini bildirerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Davadaki ilk uyuşmazlık, 6183 sayılı Kanun kapsamında çıkarılan ödeme emrinin iptali davasında da, 7036 sayılı Kanun 4/1. maddesi uyarınca, Kuruma başvuru dava şartının uygulanıp uygulanmayacağı konusundadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nda, dava açılabilmesi için öncelikle Kuruma başvuru ile Kurumun talebi kabul etmemesi ve bir uyuşmazlık bulunması şartı aranıyor ise de, 6183 sayılı Kanunun 58. maddesindeki düzenleme ile de, ödeme emrinin iptali isteminde dava açma prosedürü olarak, hak düşürücü süre kabul edilmiştir. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve bu nedenle re’sen dikkate alınması gerekir. 6183 sayılı Kanun kapsamındaki takiplerde davalı Kurum, düzenleyip tebliğ ettiği ödeme emri ile iradesini ortaya koyması ve uyuşmazlık çıkarması karşısında, 7036 sayılı Kanunun 4/1 (5521 sK m. 7) maddesinin uygulama yeri yoktur....

            UYAP Entegrasyonu