DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava ödeme emrinin iptali, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasanın 58. Maddesidir; Bu maddede" "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur." hükmü mevcuttur. Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen muhatabın, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen 7 günlük hak düşürücü süredir....
Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, davacının 2007/11884 – 11885 sayılı ödeme emrinin kısmen iptali ile ödeme emrine konu 2004 yılı 7. ve 8. ayları haricinde kalan alacaklardan dolayı davacı ...'un davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Eldeki davanın yasal dayanağının 6183 Sayılı Yasanın 35.’inci maddesi olmasına, 06.09.2004 tarihinde noterden pay devri yoluyla, şirketten ayrılan davacının sorumluluğu bakımından, işveren şirkete yapılan takip ve hacizler nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine ve 6183 sayılı yasanın 58. Maddesi uyarınca alacağın %10 fazlasıyla tahsiline, karar verilmiştir....
Diğer taraftan, dava konusu somut olayda, Kurumun prim alacağı yönünden zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği hususunun değerlendirilmesine gelince; 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8.maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
ın 28.5.2010 tarihli keşifteki beyanları da gözönüne alınarak borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığının (İİK 280/1.maddesi kapsamında )tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleyemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli görülmediği, kabule göre de 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” Hükmünü içerdiği, somut olayda davalı ... yararına anılan yasal değişiklik gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdirinin de doğru görülmediği; davalılar ..., ......
Mal Müdürlüğünün olmaması gerektiğini, borçlunun limited şirket ortağı olduğunu, limited şirketlerde ortağın şirket borcundan sorumlu olabilmesi için 6183 sayılı yasanın 35. maddesi uyarınca amme alacağının tahsili amacıyla öncelikle borçlu şirket hakkında işlem yapılarak alacağın tamamını ya da kısmen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda dava dışı şirket ortağının sorumluluğunun söz konusu olacağını belirterek ... İcra Müdürlüğünün 2010/878 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 20/05/2014 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi uyarınca şirket ortaklarının sorumluluğu yoluna gidildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Kabule göre de; hükme esas alınan 2.2.2012 tarihli bilirkişi raporunun birinci olasılığında davalı şirketin haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla kurum borçlusuna 37.863,77 TL borçlu olduğu belirlendiği halde mahkemece davalı şirketin sorumlu olduğu miktarın 48.495,64 TL olarak belirlenmesi ve ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davacı idare yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi 2011/6183 E. , 2011/6655 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5.500 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 19.04.2011 günü oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Dava, davacılara gönderilen ödeme emirlerinden dolayı davacıların Kuruma borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, Dairemizin 13/06/2016 tarih, 2016/2053 Esas ve 2016/9760 Karar sayılı bozma ilamı üzerine, davanın kısmen kabulüne, davacıların ortak olmadıkları dönemlere ilişkin olan 2009/18413 sayılı takip dosyası yönünden 17.555,49 TL, 2009/18414 sayılı takip dosyası yönünden 2.492,17 TL, 2009/18415 sayılı takip dosyası yönünden 212,47 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların ortak olduğu (06.07.2009-26.08.2010) dönemlerdeki borçlardan sorumlu oldukları dikkate alınarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacılardan ...'nun 30/11/2005-21/03/2011 tarihleri arasında, diğer davacı ...'nın ise 06/07/2009-26/08/2010 tarihleri arasında ......