Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, dava konusu somut olayda, Kurumun prim alacağı yönünden zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği hususunun değerlendirilmesine gelince; 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8.maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı borçlu ...’ün davacı kurumun mükellefi olduğunu ancak dava konusu taşınmazı diğer davalıya devrettiğini, 6183 sayılı Yasa uyarınca davalılar arasında kurum alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller göre, davanın 26.12.2014 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle İİK 284.maddesi kapsamında davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Prim ve gecikme zammı yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi iken, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır...” hükmü uyarınca Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102 vd. maddeleri geçerli olmuştur. Ne var ki, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde değişiklik yapan 5198 sayılı Kanun uyarınca, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinin, Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmayacağı hükme bağlamış bulunmaktadır. Bu düzenleme karşısında Kurumun sigorta priminden doğan alacakları 3917 sayılı Kanun değişikliğinden önce olduğu gibi Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olacaktır....

        Prim ve gecikme zammı yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi iken, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır...” hükmü uyarınca Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102 vd. maddeleri geçerli olmuştur. Ne var ki, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde değişiklik yapan 5198 sayılı Kanun uyarınca, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinin, Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmayacağı hükme bağlamış bulunmaktadır. Bu düzenleme karşısında Kurumun sigorta priminden doğan alacakları 3917 sayılı Kanun değişikliğinden önce olduğu gibi Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olacaktır....

          Kabule göre de; hükme esas alınan 2.2.2012 tarihli bilirkişi raporunun birinci olasılığında davalı şirketin haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla kurum borçlusuna 37.863,77 TL borçlu olduğu belirlendiği halde mahkemece davalı şirketin sorumlu olduğu miktarın 48.495,64 TL olarak belirlenmesi ve ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davacı idare yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasının 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....

              K A R A R Dava, davacılara gönderilen ödeme emirlerinden dolayı davacıların Kuruma borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, Dairemizin 13/06/2016 tarih, 2016/2053 Esas ve 2016/9760 Karar sayılı bozma ilamı üzerine, davanın kısmen kabulüne, davacıların ortak olmadıkları dönemlere ilişkin olan 2009/18413 sayılı takip dosyası yönünden 17.555,49 TL, 2009/18414 sayılı takip dosyası yönünden 2.492,17 TL, 2009/18415 sayılı takip dosyası yönünden 212,47 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların ortak olduğu (06.07.2009-26.08.2010) dönemlerdeki borçlardan sorumlu oldukları dikkate alınarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacılardan ...'nun 30/11/2005-21/03/2011 tarihleri arasında, diğer davacı ...'nın ise 06/07/2009-26/08/2010 tarihleri arasında ......

                Dosyadaki kayıt ve belgelerden davaCı hakkında 1998/10.-2001/3. aylar arasındaki pirim borcu nedeniyle 2007/2627 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ödeme emrinin 3.12.2007 tarihinde, 2001/4.-2002/6. aylar arası pirim borcu nedeniyle 2008/303 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ise ödeme emrinin davacıya 11.1.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

                  Olayda; dahilde işleme rejimi koşullarının ihlali üzerine, asıl borçlu olan ithalatçı adına 6183 sayılı Kanun'un yukarıda sözü edilen 37. maddesine uyarınca tesis edilen … tarihli …, … ve … sayılı işlemlerin, şirket adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle bir ulusal bir de yerel gazetede ilanen tebliği yoluna gidildiği, bu suretle alacağın tahsil edilememesi üzerine de, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi suretiyle amme alacağının tahsiline yönelik olarak davacı banka adına 6183 sayılı Kanun'un 56. maddesi uyarınca tesis edilen işlemlerin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır....

                    Şti' ne ait prim ve damga vergisi borcu nedeniyle kendisi aleyhine 6183 sayılı Yasa kapsamında 29/12/2016 tarihli ödeme emirlerinin gönderildiğini, sigorta prim ve borçlarından sorumlu olmadığını, Öz Kardeşler İnş. Teks. Tur. San. Ltd. Şti adlı bir işyeri kurmadığını ve ticari faaliyette bulunmadığını, işyerinin müdürü, yetkilisi veya başkaca bir görev üstlenmediğini ve ödeme emrindeki borçların zamanaşımına uğradığını belirterek kurum tarafından kendisine gönderilen 29/12/2016 tarihli ödeme emirlerinin iptaline, takibin durdurulmasına ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu