Mahkemesi Dava, prim borcu ve idari para cezası nedeniyle 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 21/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalı kurumun 22/02/2017 tarih ve ... icra takip kart nolu, ... takip kart nolu, ... sayılı, 84.446.308,80-TL bedelli, 6183 Sayılı Kanuna dayalı ödeme emrine konu ettiği alacağının 5510 Sayılı Kanundan doğan bir kamu alacağı olmadığı, 2918 Sayılı Kanunun 98. maddesine dayalı özel sigortacılık faaliyetinden doğan prim alacağı olduğu, bu nedenle bu alacağın tahsilinde 5510 Sayılı Kanunun 88/16 fıkrası atfı ile 6183 Sayılı Kanuna göre takip yapılamayacağı, yine aynı gerekçe ile dava dışı ... Şigorta A. Ş.'...
/2 1999/3 ve 1999/4 dönemlerindeki belirtilen prim borçlarının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir....
Mahkemece;5510 sayılı yasanın 102.maddesinde "Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz" hükmü gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 88/16.maddesine göre Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. Öte yandan 102/4. Maddeye göre ise; “İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.”...
Davaya konu somut olayda ise, mahkemece, davalı Kurum tarafından davacı şirket hakkında yapılan inceleme dönemi ve prim tahakkuna dair işlemleri dikkate alınarak, prim borcunun davalı şirkete tebliği ve şirketçe yapılan itiraz ile kanunda belirtilen bir aylık hak düşürücü süre nedeniyle, öncelikle 5510 Sayılı Yasanın 85’inci maddesinde yer alan prosedür kapsamında davaya konu olan Kurum alacağının kesinleşip kesinleşmediği irdelenmeli, davanın anılan prosedürde belirtilen süre içerisinde açıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi, süresi geçtikten sonra açıldığının tespiti halinde ise borcun idari aşamada kesinleştiği ve bu nedenle davalı Kurumun alacağına dönüşen tutar hakkında 6183 sayılı Yasa kapsamında icra safhasına geçilmeden önce davanın açılmasının mümkün olmadığı hususu dikkate alınarak bir karar verilmelidir....
Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35.maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de 6183 sayılı Yasa 5510 sayılı Yasa'ya göre daha genel bir yasa durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik Özel Yasa hükümlerine tanınacağından, 5510 sayılı Özel Yasa'nın 88.maddesi karşısında davacının prim borçlarının ait olduğu dönemlerde Kurum borçlusu Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı'nın malî ve idarî konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı'nı özel şekilde temsil ve ilzam yetkisi kendisine bırakılan kimselerden olduğunun tespiti halinde asıl borçlu adına düzenlenmiş ödeme emrinin müteselsil borçlulara tebliğ edilmesinde usulsüzlük bulunamayacağı açık olup davacının kamu borçlarından dolayı 80.madde kapsamında müteselsilen...
İş Mahkemesi TARİHİ : 21/05/2015 NUMARASI : 2014/1041-2015/472 Davacı, icra takiplerinden dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, tasarruf teşvik kesintisi prim borcu bulunduğu gerekçesiyle 6183 sayılı Kanun hükümlerince 2003/4347,4348,4349,4350,4351 sayılı dosyadan ödeme emri tebliğ edildiğini, prim borcu bulunmadığı gibi zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
ise borcun hangi döneme ait olduğu, 24.3.2009 tasarruf tarihine kadar olan davacı idarenin alacak tutarı, davalı borçlu 6111 sayılı Kanundan yararlandığını belirtiğinden davacı idareden borçlunun 6111 Sayılı Yasadan yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise tecil evrakları ve ödeme belgeleri de istenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli görülmediği, kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içerdiğinden davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdirinin de doğru olmadığı gereğine değinilmiştir....
nın sorumlu olduğu vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam kamu borcunun belirlenmesi ve miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru olmadığından bahisle bozulmuş bozmadan sonra mahkemece, borçlu...’nın 02.09.2010 tarihinde sorumlu olduğu borç miktarı 70.020,61 TL ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....