WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketi hakkında.......sayılı dosyası ile açılan icra takibinin kesinleşmesine rağmen borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle 5510 sayılı Yasanın 86., 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takibe konu borcun davacılar tarafından ödenmesi gerektiğine yönelik borç muhtırası başlıklı yazıdan dolayı borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. Anılan icra dosyasının kapsamı ve ödeme emri incelendiğinde; ilamlı icra takibinin dayanağının, ....... 2001/1040 Esas 2002/221 Karar sayılı dosyasında 08.09.1995 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerde meydana gelen artışların yasal faiziyle .......

    Mahkemece dosya üzerinden yapılan incelemede davacının talebinin davalıdan olan vergi alacağının tespiti aynı zamanda eda hükmünü içerdiği, bu haliyle vergi uyuşmazlığı ile ilgili vergi davalarının iptal ya da tam yargı davası niteliğinde olduğu veya vergi davalarının kendilerine özgü ayrı bir kategori oluşturduğu şeklinde görüşler bulunmakla birlikte İYUK 2. madde kapsamında değerlendirildiğinden uğranılan bir zarar tazmini şeklinde cereyan eden vergi davalarının tam yargı davası, menfaati etkileyen vergi ile ilgili idari işlemlerin ortadan kaldırılması istemi ile açılan davalarında iptal davası olarak nitelendirilmesi dolayısıyla 2576 sayılı yasanın 6/a maddesi kapsamında kaldığından idari mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin 2576 sayılı yasanın 6/a ve 6183 sayılı yasanın 1. maddesi gereğince vergi mahkemeleri görevli olduğundan görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... dairesinin diğer davalının borcu nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulu Kanununun 79.maddesi gereğince 07.01.2013 tarih ve 583 sayılı haciz bildirisini tebliğ ettiğini, davacının 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi gereğince haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borçlu olmadığını bildirmediğini belirterek haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle ... Tur. San. Tic. Ltd. Şti.'ne borcu olmayan davacının 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi gereğince davalı Yıldırım Vergi Dairesi Müdürlüğüne de borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

        Dava sonucu itibariyle, 6183 sayılı Kanun kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesine 7 gün içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle borç zimmetinde sayılarak davacı üçüncü şahıs aleyhine davalı Kurumunca düzenlenip tebliğ olunan ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, 08.04.2006 tarih ve 26133 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 5479 sayılı yasanın 5. maddesi ile değişik 6183 sayılı Yasanın 79. maddesinde yer alan; “… Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davanın kabulü ile davalının davacıya gönderdiği, haciz ihbarnamesindeki 80.626,00-TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

            GEREKÇE: Dava; davacıya gönderilen borç bildirim belgesindeki zaman aşımına uğrayan borçtan sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanun'la yapılan bu değişiklik aynı Kanun'un 8. maddesi hükmüne göre 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih ve 5198 sayılı Kanun'la aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun'un 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

            K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacıya usulsüz olarak gönderilen tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali, maaşına konulan haczin kaldırılmasına, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ödeme emirlerinin iptali ve bu ödeme emirleri için kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

              Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) 6183 sayılı Kanun hükümleri kapsamında düzenlenen ödeme emirlerinin iptali ile anılan ödeme emirleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasında, 2009/15476 takip numaralı ödeme emrinde yazılı sigorta prim borcunun yargılama aşamasında dava dışı diğer borçlu kişi tarafından ödendiği belirgin bulunmakla konusuz kalan söz konusu borca ilişkin istem yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davacının borçlu olmadığının tespitine de karar verilmesi, usul...

                Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (...; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

                  nin Kuruma olan 2003/6- 2004/ 5. aylar arası prim borçları nedeniyle, anılan şirkette 12.04.2003-23.12.2003 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığından bahisle bu dönem dışındaki borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile aynı borç nedeniyle hususi aracına konulan haczin kaldırılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, davacının 24.06.2003- 23.07.2003 arası dönemde yönetim kurulu üyesi olduğu nedenle, bu dönem açısından borçtan sorumlu olduğunun tespiti ile, bunun dışındaki dönemden sorumlu olmadığının tespitine; haczin kaldırılmasına yönelik talep yönünden ise davacı adına düzenlenmiş bir ödeme emrinin bulunmadığı, bu nedenle haczin, 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz olarak nitelendirilebileceği, aynı Kanunun 15. maddesi uyarınca da haczin tebliğinden itibaren 7 gün içinde iptal davası açılması gerektiği, ancak davacının 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığından bahisle talebin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu