Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 85’inci maddesi ile 2908 sayılı Dernekler Kanununun 27’nci maddesi hükümleri uyarınca; derneklerin yönetim kurulları, derneğin yürütme ve temsil organlarıdır. Bu görevlerini, kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmelidirler. Ayrıca temsil görevinin, yönetim kurulunca üyelerden birisine veya üçüncü bir kişiye devri de mümkündür....

Mahkememiz dosyası maddi tazminatın hesaplanması amacıyla bilirkişi incelemesine gönderilmiş olup, bilirkişi kurulunca dosyaya ibraz edilen 16/09/2019 tarihli ana rapor ve 20/04/2020 tarihli ek raporda sonuç olarak; " .....23.12.20017 günlü 30279 sayılı Resmi Gazete Tebliğ başlıklı ve Tahsilat Genel Tebliği Seri :A Sıra No:l'de Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğ(Seri :A Sıra No:9) madde 3'de VI Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar diyerek başlayan kısmında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 7061 sayılı kanunun 87. Maddesi ile değişik 88. Maddesinin 16. Fıkrasında 6183 sayılı kanunun 23. Maddesi birinci kısmında belirtildiği gibi tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icap eden amme alacaklarının, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına nasıl mahsup yapılacağı yolu gösterilmiştir. T2 25.04.2017 günlü 35512176- 2397.5.472.847 sayılı yazısı ile 6183 sayılı kanunun23....

Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan Madde değiştirilerek tahsilde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonra bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle, 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

    Somut olay incelendiğinde, dava dışı limited şirketin ödenmeyen prim borçlarından dolayı 6183 sayılı Yasa çerçevesinde şirket müdürü ve ortaklarına takip başlatıldığı, şirkete ait aracın, satış gösterilmek suretiyle muvazaalı bir şekilde devredildiğinden bahisle, söz konusu devir işleminin iptali için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak gerekli görülen yerlerde iş mahkemelerinin kurulacağı, bu mahkemelerin İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakacağı belirtilmiş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 101. maddesinde...

      Diğer taraftan davanın temel yasal dayanağı niteliğindeki 6183 sayılı ...Usulü Hakkında Kanunun 24. maddesinde, kamu borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve işlemlerinin iptali için genel mahkemelerde dava açılacağı ve bu davalara diğer işlere öncelikle genel hükümlere göre bakılacağı açıklandıktan sonra 25. maddesinde, iptalin, borçlu ile ./.....

        Somut olay incelendiğinde, davalı ...’nin ödenmeyen prim borçlarından dolayı 6183 sayılı Yasa çerçevesinde takip başlatıldığı, şirkete ait taşınmazın, satış gösterilmek suretiyle muvazaalı bir şekilde devredildiğinden bahisle, söz konusu devir işleminin iptali için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak gerekli görülen yerlerde iş mahkemelerinin kurulacağı, bu mahkemelerin İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakacağı belirtilmiş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 101. maddesinde de, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan...

          Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamanın tüm aşamalarında taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 30 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiş, TMK’nın 617. maddesine dayalı talebi yahut ıslah beyanı olmamıştır. Dava dilekçesinin başlığında dava "mirasın reddinin iptali" olarak nitelendirilmiş ise de; davacı dilekçenin içeriğinde amacını açıklamıştır. Yerel mahkemece 17.03.2017 tarihli ön inceleme zaptında uyuşmazlığın nitelendirmesi "davalının babası ...’dan kalan mirasın reddine ilişkin Mustafakemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.07.2012 tarih ve 2012/ 583E.- 747 K. sayılı kararı ile davanın iptali ile davalının babasından kendisine intikal eden ve dava dilekçesinde gösterilen ilgili parsel numaralı taşınmazlardan hissesine düşen payların adına tescili’’ şeklinde belirtilmiş ise de, davanın TMK’nın 617. maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2014/2740 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe haksız itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin dayanağının mülga olan 04.08.2002 tarihli Elektrik Piyasası Yönetmeliği'nin 38. maddesine dayalı olduğunu, bu madde de iletim hatlarına ilişkin harcamaların davacı şirketçe karşılanacağı ve bu bedelin de sistem kullanım bedelinden mahsup edileceğinin öngörüldüğünü, yönetmelikte belirlenen 10 yıllık mahsup süresinin dolmadığını belirterek, davanın reddi ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminatın tahsiline karar verilmesini dilemiştir....

              bankanın dava açma ehliyetinin bulunmadığından sözedilerek dava reddedilmiş ise de, haciz bildirisinin muhatabı olan davacının, gerek haciz konulduğu belirtilen hesaplar üzerinde rehin, hapis, takas, mahsup hakkının bulunması, gerekse 6183 sayılı Kanuna göre yapılan bildirimin gereğinin yerine getirilmemesi halinde aynı Kanunun yukarıda metni yazılı 6 ve 79 uncu maddelerine göre takibata maruz kalması sözkonusu olabileceğinden, davacının dava konusu haciz bildirisine karşı dava açmakta menfaatinin bulunmadığından söz edilemez....

                , bu dairelerin söz konusu işlevleri nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre de tahsil dairesi terimi kapsamında bulunduğu dikkate alındığında, bir vergi alacağının icraen tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun dahilinde yürütülen işlemlerden biri olan satış komisyonu kararıyla kurulan işlemin iptali istemiyle açılan davanın Vergi Dairesi Müdürlüğünün husumetiyle incelenerek sonuçlandırılmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu