Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne düzenlenmiş ise de bu sorumluluk, “haklı sebep olmaksızın” ödememe hali ile sınırlandırılmıştır. Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir....

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren ./.. yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

    un Şirketteki sermaye hissesi ve konumunun yukarıdaki yasal düzenlemeler gereğince tespiti, davacı idareden 2.6.2004 tasarruf tarihine kadar olan borç miktarı ile yapılan ödemeler sorulduktan sonra toplanan ve toplanacak delillere göre dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir”. Yapılan yargılama neticesinde hiçbir gerekçe yazılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir....

      aleyhine 6183 sayılı kanunun 58. maddesi gereğince %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının maaşına haciz konulması işleminin iptali ile konulan haczin kaldırılması ve kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Tüzel kişiliği bulunan işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35 ve 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde düzenlenmiştir. 506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmüne göre; tüzel kişiliği haiz işverenlerin, temsil ve ilzama yetkili üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri haklı bir sebep olmaksızın ödenmeyen prim, sosyal yardım zammı ve ferilerinden dolayı Kuruma karşı işveren ile birlikte müteselsilen sorumludurlar. 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilciler mal varlıklarıyla sorumludurlar....

      Ancak davanın bedele hükmedilmesi halinde bu bedele faiz yürütülmesi mümkün olmadığından bu yönde verilen karar isabetli değildir. 4.Davalı borçlu şirket açılan tasarrufun iptali davasında üçüncü kişilerle birlikte zorunlu hasım olduğundan, davanın kabulü halinde yargılama giderinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de hatalı olmuştur. 5.1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. 6.Kabule göre, ise davacının alacağı toplam 134.400,00 TL olduğundan ve bedele dönüşme halinde bu miktarın, davanın kabulüne karar verilen taraflardan tahsiline denilmesi gerekirken iki kez tahsil edilecek şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir....

        Bankasına devredilen, … Bankası borçlusu olan davacının çek bedellerini geç ödemesi nedeniyle hesaplanan faiz, cezai şartı ve banka muameleleri vergi tutarı 6.163.561. liranın tahsili amacıyla düzenlenen ve tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonunda Vergi Mahkemesince dava konusu ödeme emrinin yetki yönünden iptali yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 3182 Bakanlar Kanunun 64.maddesinin 3.fıkrasında, mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan sağlanamayan hallerde bankanın bir bankaya devredilmesine veya birleştirilmesine karar verilebileceği belirtildikten sonra, devir veya birleştirmeden dolayı ortaya çıkabilecek zararın hazinece karşılanacağı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilmiş ise, bu bankaların üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının, takip, tahsil ve tasfiyesi hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış; anılan yasanın geçici 9.maddesi ile de "bu kanunun 64.maddesinin 3.fıkrasında yer alan ve 6183 sayılı...

          Somut olayda, davacı hakkında Erzurum Nenehatun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce tanzim edilen ödeme emirlerinin iptali istemi açılan ve 6183 sayılı Kanunun uygulanması nedeniyle doğan uyuşmazlığın çözümlenmesi için açılan eldeki davada, 5510 sayılı Kanunun 88/19. maddesinde belirtilen yetkiye ilişkin hüküm, kesin yetki niteliğinde olup diğer yetki kurallarının üzerindedir ve uygulanmasının yasal gereklilik olduğu belirgindir. Öte yandan, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilere İlişkin Yönetmeliğin; "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde; “Tahsil dairesi: Kurumun tahsilatla görevli ünitesini, servisini, icra memurlarını, memurlarını ve Kurum adına vekaletname verilen gerçek ve tüzel kişileri” “Ünite: Kurumun tahsilatla görevli sosyal güvenlik il müdürlüğü ile sosyal güvenlik merkezlerini ifade eder.” “Takip işlemlerine yetkili tahsil dairesi” başlıklı 17. maddesinde; “Takip işlemleri, Kurumun ilgili ünitesince yapılır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 28/09/2020 tarih, 2018/724 E., 2020/471 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 4-) Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine, 5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Başkan Üye Üye Katip İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır....

            gün ve E:..., K:... sayılı yetki ret kararı ile Çanakkale İdare Mahkemesi'nin, iptali istenen uyuşmazlığa konu işlemin, Maden Kanunu'ndan kaynaklanan kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca tanzim edilen ödeme emri olduğu, özel kanun olan 6183 sayılı Kanun'da yetkili mahkemenin "alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu" olarak, 2577 sayılı Kanunun 32. maddesinde öngörülen genel yetki kuralına uygun biçimde belirlendiği, ödeme emrine karşı açılan davalarda 6183 sayılı Kanun'da gösterilen sebepler yönünden yargılama yapılması gerektiğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 34/1. maddesine göre değil de, Kanunun 32/1. maddesi uyarınca genel hükümlere göre dava konusu işlemi tesis eden Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün bulunduğu yer olan İstanbul İdare Mahkemesinin davanın görüm ve çözümünde yetkili olduğuna ilişkin ... günlü, E:... ; K:......

              UYAP Entegrasyonu