WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca davanın Mahkememiz yetkisine girdiği yargısına varılmıştır. 7141 Sayılı yasanın 1. maddesi ile İcra ve İflas Kanununa eklenen, 362/a maddesinde, "08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okullar ile 24/03/1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanunun Ek Kanun kapsamında faaliyet gösteren Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri veren Yurt ve Benzeri kurumların, taşınır ve taşınmaz malları 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler hariç olmak üzere içinde bulunulan Eğitim ve Öğretim yılı sonunda haczedilir. " hükmü getirilmiştir....

Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/383 esas sayılı dosyaları ile iflas ertelenmesi yoluna başvurduğunu, Mahir Tufanoğlu'nun yediemin sıfatı ile müdürlüğe başvurarak menkulleri teslim aldığını, bu süreçte davanın reddedildiğini ve tedbir kararının kaldırıldığını, ancak tedbir neticesinde hacizli menkulleri teslim alan davalı borçlu şirket yetkilisinin hacizli makineleri kaçırdığını, buna ilişkin olarak Kocaeli 6. İcra Müdürlüğünün 2021/74 talimat sayılı dosyasından düzenlenen haciz zaptı bulunduğunu, haciz sırasında T3 isimli şahsın T4 Aş adına istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiası üzerine Gebze 1 İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/91 ve 96 esas sayılı dosyalarından istihkak davasının yürütüldüğünü, istihkak iddiasında bulunan şirketin kuruluşandan bu yana borçlu Tufanoğlu.....

Mahkemece iddia,savunma,bilirkişi raporu,toplanan delillere göre; borçlu adına kayıtlı araç üzerine davalı idere tarafından konan haczin yasal olduğu,24.11.2009 tarihinde fiilen haczedilen aracın 4.1.2010 tarihine kadar otoparkta kaldığı,bunun nedeninin aracın eski sahibi adına gözükmesi davacının da adına tescil işlemini yaptırmamış olmasından kaynaklandığı, BK 41.madde gereğince davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2011/1722 2011/7389 Uyuşmazlık davacı 3.kişi tarafından 6183 Sayılı AATUHK 'nun 68 .maddesine dayalı istihkak istemine ilişkindir....

    yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı 3.kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1.bendindeki “Davanın kabulü ile 2.838,70 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,...” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “davanın kısmen kabulü ile davalı 3.kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına”ibaresinin yazılarak hükmün 6100 Sayılı HMK'nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 Sayılı Humk'nun 438/7 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacı alacaklı Maliye Hazinesinden harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3. kişiye geri verilmesine 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczin yapıldığı adres itibariyle mülkiyet karinesinin müvekkilinden yana olduğunu, aksinin davalı alacaklı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, borçlunun iş yerini kapatması sonrasında müvekkilince aynı yerde yeni bir iş yeri açıldığını, bu iş yerinin borçlu ile alakasının olmadığını, muvazaa iddiasının ispat edilemediğini, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, İİK'nun 99. maddesi uyarınca açılan istihkak iddiasına ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

        Davalı alacaklı bedeliye vekili, borçlu ile müteahhit arasındaki iç ilişkinin müvekkilini ilgilendirmediğini, belediyenin emlak kayıtlarına göre emlak vergisi borcunun tapu sahibine ait olduğunu, davacının tapu maliki olarak vergi borcunu ödemesi gerektiğini, belediye alacağının tahsili için 6183 Sayılı Kanuna göre takibat yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalı ......

          ye teslimine karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından yeniden temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6183 sayılı Kanuna göre konulan haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkin istihkak davasıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinin 16. fıkrasında "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102'nci ve 106'ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır." Aynı maddenin 19. fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir." (506 SSK.'nun ... fıkraları) denilmektedir. Somut olayda daha önce iş mahkemesince verilen karar Yargıtay 10....

            ye sattığının tespit edildiğini, alım - satım olayında gerçek amacın mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki yüklü harç ödemesinden kaçınmak için muvazaalı olduğunun açık olduğunu belirtilerek 6183 sayılı kanunun 24 vd maddeleri gereğince, mezkur taşınmazın tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız olarak açılan davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., haksız açılan davanın reddini istemiş ve 26/06/2015 tarihli dilekçesinde de davaya dayanak icra takibine konu borcun 6552 sayılı kanun kapsamında yapılandırıldığını ve taksitlerini düzenli olarak ödediğini belirtip, dilekçesine ekli olarak ödeme planı ve makbuzları ibraz etmiştir, Davalı ... haksız açılan davanın reddini istemiştir....

              Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır..." şeklinde düzenleme yapılmıştır. 6183 sayılı kanun Türk Ticaret Kanununa göre daha özel nitelikte bir kanun olduğundan mahkemenin görevinin daha özel olan yasa hükmüne göre belirlenmesi gerektiğinden 6183 sayılı kanunun 79/4 maddesine göre açılacak davalara bakma görevinin genel mahkemelere ait olacağına ilişkin özel kanun hükmü uyarınca davaya bakma görevi genel görevli Asliye hukuk mahkemelerine aittir....

              UYAP Entegrasyonu