"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare ile davalılardan ... vd. vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölümün Tespiti-Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm ölümün tespiti ve buna uygun nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.01.2014(Pzt.)...
in öz annesi olduğunun tespiti ile annesi ...'in nüfus kaydına tescilini ve çocuklarının da kendi nüfusuna tescil edilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliği itibariyle 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndan kaynaklanan bir tespit davası olup anılan yasanın 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin tespit davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 sayılı VUK'na muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığa tebliğnamenin tebliği için çıkarılan tebligatın öldüğü belirtilerek iade edildiği ancak nüfus kayıt örneğinde sanığın sağ olarak gözüktüğü anlaşılmakla, sanığın ölüp ölmediği zabıta aracılığıyla araştırılarak, öldüğünün tespit edilmesi durumunda ölümün nüfus kaydına işlenmesi sağlanarak ölüm kaydını gösteren nüfus kaydı belgesinin dosyaya eklenmesi, sağ olduğunun tespiti halinde ise tebliğnamenin tebliği yapılarak buna ilişkin evrakın incelenmek üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in ölümün tespiti istemine ilişkindir. ... 16. Asliye Hukuk Mahkemesince; "Davanın hasımsız açıldığından çekişmesiz yargı işlerinden olduğu, davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesi ise ölümün tespitine ilişkin davalarında 1587 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanuna göre asliye hukuk mahkemesinde görülen nüfus davalarından olduğu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1. maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiştir....
in davalının doğum tarihinden yaklaşık 50 yıl sonra düzenlediği mirastan iskat sözleşmesinde davalının kendi çocuğu olduğunu kabul ettiği, dava tarihi, murisin soy bağının iptali davası açma yönünde her hangi bir iradesinin bulunmaması karşısında davacıların soy bağının iptali davası açma haklarının bulunmadığı, davaya 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi gereğince devam edilerek gerçek durumun kaydi duruma uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi gereğince davaya bakma görevinin ......
Aile Mahkemesince ise, davanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası ve davanın asliye hukuk mahkemelerinin görevinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından; davacının, Samet Karabacak'ın Hüseyin Yabaş ile birlikteliğinden dünyaya geldiği, nikahları bulunmadığı için çocuğun, davacının kendi anne ve babasının nüfusuna kaydedildiği, ancak gerçek annenin kendisi olduğu iddiasıyla, gerçek anne olarak kendi isminin yazılması ve baba olarak ismi yazılı olan S.. K.. adına olan kaydın iptali istemiyle dava açmıştır....
Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi. ......
davacı ile üst soyları arasındaki tapu kayıtlarındaki sorunların giderilmesi ve tapu intikalleri gibi bir sürü sorun yaşandığını, mirasçılık tespiti yapılmasına rağmen nüfus kayıtlarında anne baba hanesinde Nesrullah Kamil TRANUŞ ve Medine TRANUŞ'un yazmaması ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35....
Dava, Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...